Gündem

Nagehan Alçı: Enflasyon krizi üzerine Abdullah Gül'ün söylediklerine tamamen katılıyorum, bence çok haklı

"Hükümet yok yere kendi kendini enflasyon bataklığının içine soktu, şimdi de oradan çıkamıyor"

03 Ağustos 2022 11:29

HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "En çok enflasyonun bu kadar hafife alınmasına hayret ediyorum" açıklamasına katıldığını belirtti. Alçı, "Maaşı ile geçinen geniş emekçi kitleleri her geçen gün daha da yoksullaştıran enflasyon krizi üzerine Sayın Gül’ün söylediklerine tamamen katılıyorum. Bence çok haklı. Hükümet yok yere kendi kendini enflasyon bataklığının içine soktu. Şimdi de oradan çıkamıyor." düşüncesini dile getirdi.

Alçı yazısında, "Bunun üzerine de bir yazı yazmak istiyorum ancak bugün üzerinde duracağım mevzu başka… Bundan 2 sene önce Abdullah Gül, çok değerli ve okunması gereken kitaplar üretmeye inatla devam eden kıymetli yazar Taha Akyol’a bir röportaj vermişti. O röportajda söyledikleri üzerine yaptığım tespitleri bugün bir kez daha ifade etmek istiyorum… Abdullah Bey, enflasyon meselesinde ne kadar haklıysa kendisinin Tayyip Erdoğan tarafından siyasetten tasfiye edildiği döneme ve yaşadıklarına dair hiç açıklama yapmamakta da o kadar haksız bence. Ben Gül’ün kafasında 6’lı masanın ortak adayı olarak hala kendini tasavvur ettiğini düşünüyorum. Kanaatimce hala bunu istiyor bence. Diğer yandan Abdullah Gül’ün bazı konularda hiç konuşmaması ve özeleştiri yapmamasının özellikle muhalefet tabanında Gül ismine dair soru işaretlerini büyüttüğünü Abdullah Bey’e çok yakın gazeteciler de (mesela Ruşen Çakır ve ekibi) ifade ediyor." yorumunu yaptı. 

Alçı şu ifadeleri kullandı:

"Bugünlerde çok keskin Davutoğlu düşmanı olanlar dahil bütün aydınlar 2014 Ağustos itibariyle Davutoğlu dönemini coşkuyla alkışlıyorlardı. Ahmet Hoca’nın gazeteciler ve akademisyenler camiasında desteği çok sağlamdı.

O yüzden Erdoğan’ın Davutoğlu kararı hiç kimsede "Bu Davutoğlu da nereden çıktı" etkisi yaratmadı.

Tayyip Bey kıvrak ve yüksek siyasi zeka içeren bir hamle ile Gül’ü ekarte etmiş oldu.

Eğer Erdoğan, Davutoğlu dışındaki birini Başbakan ve Genel Başkan yapsaydı 2014 Ağustos konjonktüründe asla kabul görmezdi ve büyük problem çıkardı. Buna Binali Yıldırım da dahil.

İşte bu çerçevede 27 Ağustos 2014 operasyonu tereyağından kıl çeker gibi inanılmaz bir başarıyla gerçekleşti.

28 Ağustos 2014’te de Tayyip Bey seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak koltuğu Abdullah Gül’den devraldı ve Gül’ün AK Parti’ye dönme ihtimali böylece bitti.

Şimdi gelelim benim Abdullah Gül’e sormak istediğim soruya…

Tayyip Bey’in 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesiyle 27 Ağustos 2014 arasında 17 gün var. Tam 17 gün.

Abdullah Gül hemen ertesi gün yani 11 Ağustos 2014’te, "Cumhurbaşkanlığım bittiğinde şüphesiz ki partime döneceğim. Partime dönmem benim için doğal olan şeydir" gibi demeçler vermek yerine istifa etseydi ve bir konvoyla AK Parti Genel Merkezi'ne yeniden üye olmak ve genel başkanlık adaylığı için gitseydi ne olurdu?

"17 gün daha beklemenin lüzumu yoktur arkadaşlar. Seçilmiş yeni Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey’dir. Ben bugün istifa ediyorum ve partime geri dönüyorum. Genel Başkanlığa adayım" diye Abdullah Gül çıkış yapmış olsaydı geçtiğimiz 8 senede neler yaşanırdı?

Abdullah Gül neden bu çıkışı yapmadı? Bugün 2014’te bu çıkışı yapmadığına pişman mı? Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum."