T24 - Oda TV davasının tutuklu sanıklarından Müyesser Yıldız, bir sonraki duruşma tarihinin 3,5 ay sonraya atılmasını protesto etmek amacıyla cezaevinden verilen yemekleri yememe kararı aldı. Yıldız, "Devletimden yemek değil adalet istiyorum" dedi.
Yıldız, avukatları aracılığı ile yaptığı açıklamada öncelikle Oda TV davasından 4 sanığın tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “İnsanların ailelerine kavuşmaları beni mutlu eder sadece. En azından hukukun tecavüzüne uğrayan insan sayısı azaldı” diyen Yıldız, “Ancak bize ‘terörist, tecavüzcü’ derken 1 yıldır hak ve hukukumuza tecavüz edip terör estirenler 12 Mart’taki duruşmada adaletin cenaze namazını kılmıştır” ifadesini kullandı.
Yıldız, son duruşmada sadece iki sanığın heyet tarafından çapraz sorgu işlemine tabi tutulurken, kendisi de dahil diğer sanıklara ise sık sık “acele et” uyarısı ile 5’er dakika talep için süre verildiğini belirterek, “En az iki gün duruşma planlanmış iken ani bir kararla bir günde ‘oldu da bitti maşallah’ denildi” diye kaydetti. Mahkeme heyetinin “Ankara’daki seminere gideceği” gerekçesiyle bir sonraki duruşma tarihinin ise 18 Haziran olarak belirlendiğini kaydeden Yıldız, “1 yıldır hukuk ve adalet adına müracaat etmediğim hiç bir yargı mercii kalmadı. Duvarlardan sağırlardan ses geldi, onlardan gelmedi. Hiç kimseden şefaat, lütuf istemedim. Anamın ak sütü gibi helal hakkımı istedim. Benim için kanun değişmesini istemedim. Mevcut kanunların layıkıyla uygulanmasını istedim” dedi.
Bugüne kadar “geciktirilen yargılama işleminin çabuklaştırılmasını” istediğini vurgulayan Yıldız, “Önceden 1 en fazla 1,5 ay ertelenen duruşma ‘imaj’ tahliyelerinden sonra 3,5 ay gibi uzun bir süre ileriye ertelenmiştir. Bu konulara dikkat çekmek üzere şimdilik cezaevinden verilen yemekleri almayarak dört duvar arasından ‘devletimden yemek değil adalet istediğimi’ kamuoyuna haykırarak duyurmak istiyorum” diye konuştu.
'Kaleli tutuksuz, neden ben tutukluyum'
Yıldız, bir yıl boyunca cevabını istediği soruları da şöyle aktardı:
“’Kara propaganda ve halkı yanlış bilgilendirme’ suçu hangi kanunda yer alıyor? Hakkında tazminat davası açtığım ve bilahare kazandığım bir Cumhuriyet Savcısı beni gözaltına alıp tutuklatabilir mi? O tazminat davasının konusu olmuş telefon görüşmeleri ‘suç delili’ yapılabilir mi?
Benden daha çok suç işlediği öne sürülüp, hakkında benden daha fazla ceza istenen İklim Ayfer Kaleli tutuksuz yargılanırken, neden ben tutukluyum? Bilgisayarımda bulunduğu iddia edilen dijital verilerle ilgili ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Fakültesi öğretim üyelerince verilen uzman raporunu 24 Ekim 2011 tarihinde 16. Ağır Ceza Mahkemesine sunmamıza rağmen neden mahkeme 5 ay sonra Mart ayında TÜBİTAK bilirkişilerine göndermiştir? İnsan özgürlüğünün değil 5 ay değil, 5 saniyesinin bile bedeli var mıdır? Hakkımdaki yegane suç delili sözde birtakım dijital veriler ise ve bunların da şüpheli olduğu ortadayken, daha hangi delillerin arandığından ve delil karartma şüphesinden söz edilebilmektedir?”