-Müslüman turist sayısı arttı İSTANBUL (A.A) - 11.08.2011 - 8500 yıllık tarihiyle göz kamaştıran ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken İstanbul'u, 7 ayda İslam coğrafyasından ziyaret eden turistlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 arttı. İstanbul'a bu yıl 700 bin 228 Müslüman turist geldi. İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, başkentlik yaptığı Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının tarihi eserlerinin yanı sıra 8500 yıllık geçmişe dayanan arkeolojik eserlere de ev sahipliği yapan İstanbul'a, İslam ülkelerinden gelen turistlerin sayısı her geçen yıl artış gösteriyor. İstanbul'a, 2007 yılında ziyaret eden 6 milyon 453 bin 553 turistten 443 bin 806'sı (yüzde 6,8), 2008 yılında gelen 7 milyon 49 bin 234 turistten 542 bin 530'u (yüzde 7,6), 2009 yılında gelen 7 milyon 509 bin 741 turistten 698 bin 414'ü (yüzde 9,3), 2010 yılında gelen 6 milyon 960 bin 980 turistten 696 bin 679'u (yüzde 10) 19 İslam ülkesinden geldi. Bu yılın 7 ayında ise Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları ile Haydarpaşa, Pendik ve Karaköy limanlarından geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 4 milyon 480 bin 371 turist geldi. Yabancı ziyaretçilerin yüzde 15,6'sını İslam ülkelerinden gelenler oluşturdu. Bu yılın 7 ayında İstanbul'u 700 bin 228 Müslüman turist ziyaret etti. İslam ülkelerinden gelen turist sayısı bu yılın Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,9 artış gösterdi. İstanbul'a geçen yıl 7 ayda 560 bin 511 Müslüman turist geldi. -''Müslüman turistler bizim açımızdan çok önemli'' İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, İslam coğrafyasından gelen turistlerin İstanbul açısından önemli bir ekonomik potansiyel olduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''İslam ülkelerinden gelen turistlerin diğer turistlere göre önemli bir farkı var. Birincisi, kalabalık, aileleriyle birlikte geldikleri için sayı olarak fazlalar. İkincisi, imkanları yerinde olduğu ve ailecek geldikleri için çok harcama yapıyorlar. Üçüncüsü, diğer Batılı turistlere göre kentte kalma süreleri daha uzun. Diğer turistler 3 gün, İslam ülkelerinden gelenler bir hafta, 10 gün kalıyorlar. İslam coğrafyasından gelen turistler bizim açımızdan çok önemli ve bunun devamlılığını sağlamamız lazım. Devamlılığını sağlamak da onlara vereceğimiz güvenle ilgili. Bu nedenle turizmde güven meselesine çok önem veriyoruz. İslam ülkelerinden gelen turiste her turiste gösterdiğimiz misafir yaklaşımını göstermeliyiz. Bindiğimiz dalı kesmememiz gerekir.'' İstatistiklerin havayolu ile yurt dışından İstanbul'a giriş yapanların sayısını gösterdiğini, yurt içinden karayolu veya iç hat seferleriyle gelenlerin sayısını bilemediklerini belirten Bilgili, ''Yani İstanbul'u ziyaret eden Müslüman turistlerin sayısı daha da fazladır'' dedi. -İstanbul'u neden tercih ediyorlar?- Bilgili, İslam coğrafyasından gelen turistlerin neden İstanbul'u tercih ettiğini de ''Türkiye'nin uluslararası saygınlığı, ülkenin popülaritesi giderek artıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın popülaritesi İslam ülkelerinde çok yüksek. Türk dizilerinin izlenme oranı ve etkisi çok yüksek. Bir de gelenleri memnun ediyoruz, bunların ülkelerinde yaptıkları tanıtımları etkili oluyor. Bunların hepsini topladığımızda İstanbul bir cazibe merkezi haline geliyor. Bunun için de İslam coğrafyasından gelenlerin sayısı artıyor'' sözleriyle anlattı. İç savaş ve karışıklıkların yaşandığı ülkelerde yurt dışına gitme oranının azaldığını, bunun en önemli sonuçlarının özellikle Libya ve Suriye'de görüldüğünü ifade eden Bilgili, ''Bu ülkelerden gelen turist sayısı azaldı, ama genel ortalama düşmedi. Diğer ülkelerden gelenlerle birbirlerini dengeliyorlar'' dedi. -''Yolunacak kaz' gözüyle bakılmamalı''- Özal zamanında İstanbul'a gelen Müslüman turist sayısında artış yaşandığını, ancak yapılan yanlışların bu turistlerin kente gelişini azalttığını anlatan Ahmet Emre Bilgili, şunları kaydetti: ''Yaptığımız muameleyi tekrar edersek güveni sarsarız. İstanbul'da İslam ülkelerinden gelen turistlere yönelik herhangi bir etkinlik düzenlemiyoruz veya değişik bir yaklaşım göstermiyoruz. Buna gerek de yok. Herkese gösterilen misafir muamelesini bu turistlere de gösterirsek güven devam eder. Özal zamanında bu tür turist akını olmuştu. Onlara diğerlerinden farklı, kötü muamele yapıldı, bu da onları kaçırdı. O dönemde İslam coğrafyasından gelen turistlere 'yolunacak kaz' gözüyle bakıldı, istismar edildi. Kısa zamanda çok kar eden bir yaklaşım gösterildi, sonu gelmedi. Yapılan hatalar tekrarlanmamalı.''