Vahdet yazarı Mehmet Şevket Eygi, “İslam hanım ve kızlarına hoppalık, züppelik, hafiflik yakışmaz” diyerek, İslam dininin hüküm ve öğütleri olduğunu öne sürdüğü bazı kurallar sıraladı. Buna göre; “Müslüman kadınlar rengarenk kitsch rüküş sahte şeytanî tesettür kıyafetler” giymemeli, “yaz aylarında bir külah dondurma alıp sokakta herkesin arasında yalaya yalaya yürümemeli.”
Eygi köşesinde, kadınların kamu alanlarında kahkahalarla gülmemesi gerektiğini savundu.
Mehmet Şevket Eygi’nin Vahdet’te “Hanımlara Kızlara” başlığıyla yayımlanan (16 Aralık 2015) yazısı şöyle:
Bütün Müslüman hanımefendilere, genç hanımlara…
Öncelikle selam ve hürmetlerimi sunar, Allah’tan hayırlar dilerim.
Sizlere bazı önemli bilgileri hatırlatmama izin vermenizi istirham ediyorum.
Bu anlatacaklarım fakirin kendi görüşleri ve fikirleri olmayıp, İslam dininin ve ahlakının hükümleri, emirleri, yasakları ve öğütleridir. Bütün muteber kitap ve kaynaklarda yazılıdır.
Birincisi tesettür meselesidir. Tesettür Kur’an’a, Sünnetle, icmâ ile sabittir ve zaruriyat-ı diniyedendir. İnkar eden dinden çıkar.
Tesettürlü olan hanımlarımızın, Kur’anî ve Şer’î tesettüre girmeleri gerekir. Yabancı erkeklerin kötü bakışlarını, açık hanımlardan daha fazla çeken şeytanî Süslüman tesettürü gerçek tesettür değildir.
Bütün Müslüman hanımlar ve kızlar, öğrenilmesi her Müslümana farz olan ilmihal bilgilerini, yeterli miktarda ve doğru olarak öğrenmeli ve hayata uygulamalıdır.
İslam hanım ve kızlarına hoppalık, züppelik, hafiflik yakışmaz.
Müslüman hanımefendiler ve küçük hanımlar, bilhassa öğrenciler İslam medeniyeti, kültürü, ahlakı, faziletleri ile süslü olmalıdır.
Kadınların en büyük süsü ilimdir, ifandır, ahlaktır, iffettir, hayırseverliktir.
Zamanımızda israf, lüks, gösteriş, caka satmak gibi ahlakî düşüklükler, faziletsizlikler yaygın hale gelmiş, çılgınlık derecesine varmıştır. Allah’a, Kur’an’a, Peygambere (Salat ve selam olsun ona), Sünnetine, Şeriata bağlı faziletli hanımlarımız bunlardan uzak durmalıdır.
Müslüman, içinde içki satılan ve içilen, fuhuş yapılan lüks otellerde konaklamaz…
İçkili veya içkisiz lüks ve israflı restoranlarda yemek yemez.
Müslüman anneler oğullarına ve kızlarına ilmihallerini ya bizzat öğretmekle veya bir Ehl-i Sünnet hocası vasıtasıyla öğrettirmekle yükümlüdür. Bunu yapmazlarsa sorumlu ve günahkar olurlar.
Çocuklar yedi yaşından itibaren namaza alıştırılmalı ve buluğa ermelerinden sonra intizamlı bir şekilde kıldırılmalıdır. Anne namaz kılıyor, kılması gereken çocukları kılmıyor. Bu, büyük bir dengesizlik ve noksanlıktır.
Hanımlarımız ve kızlarımız geleneksel İslamî ve millî sanatlarımızdan birini öğrenmeli, ürün vermelidir. Fakirler bütçelerine katkı sağlar, zenginler ise sanattan kazandıkları ile hayır yaparlar.
Şöyle laflar duyuyorum: Biz zekatımızı verdikten sonra istediğimiz masrafı yaparız… Bu söz İslam’a uymaz. Zekatını veren zengin kişiler, israf yapamazlar, lüks hayat çılgınlıklarına dalamazlar, kanaatli yaşamaya mecburdurlar.
Müslüman hanımlar evlerini, bilhassa misafir kabul ettiklerini salonlarını İslam medeniyetine, kültürüne sanatına göre döşemekle mükelleftir. Her Müslüman evinin görünür bir yerinde (aile dar bütçeli ise) matbaada basılmış, (zengin ise) el yazısıyla yazılı ve tezhipli bir Hilye-i şerif bulunmalıdır.
Muhterem İslam hanım ve kızları aşağıda sayacağım laubaliliklerden uzak durmalıdır:
1- Rengarenk kitsch=rüküş sahte şeytanî tesettür kıyafetleri.
2- Toplantı salonlarında kadın erkek karışık oturmak.
3- Yaz aylarında bir külah dondurma alıp sokakta herkesin arasında yalaya yalaya yürümek.
4- Evinin dışında kamu alanlarında kahkahalarla gülmek.
5- Sokakta mahremi de olsa bir erkekle el ele tutuşmak.
6- Yeme içmede, giyim kuşamda, mefruşatta (ev döşemesinde, mobilyalarda) aşırı lükse ve israfa kaçmak.
7- Daha yazacak çok şey var ama bu kadarla yetiniyorum.
Sürç-i lisan ettimse bağışlanmamı istirham ediyorum.