Dünya

'Murdock'un büyük bir medya kuruluşunu yönetme ehliyeti yok!'

İngiltere'de parlamento soruşturma komisyonu Murdoch'un "büyük bir uluslararası medya kuruluşunu yönetmeye ehil olmadığı" sonucuna vardı

03 Mayıs 2012 19:51

 

Şahin Alpay

(Zaman - 3 Mayıs 2012)

 

Britanya'dan ibretlik medya dersleri
 

Britanya'da medya ağababası Rupert Murdoch hakkında polis, parlamento ve hükümet tarafından yürütülen soruşturmalar, sahibi olduğu gazetelerin karıştığı kanunsuz faaliyetlerle başladı, hükümetle sıkı fıkı ilişkilerine uzandı.

Bu soruşturmalara Türkiye medyasında fazla bir ilgi gösterilmeyişinin, benim de bugüne kadar bu konuda yazmamış olmamın nedeni, Türkiye'deki medya patronlarının karıştığı kanunsuz ve meslek ahlakına aykırı işler yanında Murdoch'un yaptıklarının dikkate değer bulunmayışı olmalı. Gerçekte Britanya'da yaşananlar üzerinde durulmayı fazlasıyla hak ediyor.

Britanya yaklaşık bir yıldır Murdoch'a ait "News of the World" ve "Sun" adlı bulvar gazetelerinde çalışanların atlatma haber yapmak amacıyla telefon dinleme, e-posta korsanlığı, polislere rüşvet, adaleti engellenme gibi mafyavari işlere karıştıklarına dair iddialarla sarsılıyor. Murdoch, iddialar üzerine geçen yaz "News of the World"ü kapatmak zorunda kaldı. Scotland Yard kovuşturmasında şimdiye kadar 50 kadar editör ve muhabir tutuklandı; geçen hafta bunların 11 tanesi için ceza davası açılacağı bildirildi.

Muhafazakar Başbakan Cameron beş ay önce Yargıç Lord Leveson başkanlığındaki bir kurulu, olayla ilgili adli soruşturmayla görevlendirdi. Soruşturmanın editör ve muhabirlerin kanunsuz işleri üzerinde odaklanması beklenirken, geçen hafta gözler Murdoch'un hükümetler ve siyasilerle olan ilişkileri üzerine çevrildi. Murdoch'un medya grubu, geçen yıl İngiltere'nin en büyük şifreli kanalı BSkyB'deki % 40 payını % 100'e çıkarmak istemiş, fakat News of the World skandalı üzerine bundan vazgeçmek zorunda kalmıştı. Leveson soruşturmasında, BSkyB ihalesiyle ilgili olarak, Murdoch grubuyla satışa onay verecek Kültür Bakanı James Hunt arasındaki ilişki araştırılıyor. Cameron, satışa yardımcı olacağına dair Murdoch grubuna söz verdiği iddiası kanıtlanırsa Hunt'ı azledeceğini söyledi.

Geçen salı günü açıklanan raporunda parlamento soruşturma komisyonu Murdoch'un "büyük bir uluslararası medya kuruluşunu yönetmeye ehil olmadığı" sonucuna vardı. Koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti milletvekilleri muhalefetle birlikte oy kullandı. Murdoch'un yayıncılık lisansının iptali olasılığı belirdi. Murdoch soruşturmaları hükümeti sallamakla kalmıyor, Britanya'da onyıllardan beri hemen tüm başbakanların iktidara gelmek-kalmak için nasıl medya ağababasının desteğinden yararlandıklarını, Murdoch'un da bu ilişkileri nasıl ticari çıkarlarını ilerletmek ve vahşi kapitalizm yanlısı fikriyatını yaymak için kullandığını ayrıntılarıyla ortaya döküyor.

Bu arada ABD'de FBI, Murdoch'un Moskova merkezli reklam şirketinin işlerini geliştirmek için rüşvet verip vermediğini soruşturmakta. Suçlu bulunduğu takdirde milyarlarca dolar ceza kesilmesi söz konusu. New York eyaleti de Murdoch grubunun interaktif eğitim araçları alanında uzmanlaşan Wireless Generation şirketinin % 90 hissesini satın almasına izin vermedi.

Hatırlayacağınız üzere Murdoch geçen mart ayı başında Başbakan Erdoğan'a gizemli bir ziyarette bulundu. Ziyaretin ATV'nin satışıyla ilgili olduğuna dair spekülasyonlar yapıldı. (Başbakan'ın bu satışla nasıl bir ilgisi olabilir ki?!..) Ama ziyaretin kamu ihale kanunu kapsamı dışına çıkarılan Fatih Projesi'nin içerdiği 9 milyar liralık tablet bilgisayar alımıyla ilgili olabileceği de akla geliyor.

Peki bütün bunları niye yazıyorum? Şunun için: Hükümetlerle medya patronları arasındaki patronaj (sen beni destekle, ben sana avanta vereyim) ilişkileri sadece Türkiye'de değil, demokrasinin beşiği olan ülkede bile büyük sorun olabiliyor. "Dükkân sahipleri"nin nasıl hükümetler kurup, hükümetler devirdiğini iyi bilen bir ülkede, mülkiyet temerküzünü ve medya patronlarının kamu ihalelerine girmelerini önleyecek yasalar çıkarılmadan medya (dolayısıyla demokrasi) adam olmaz! Murdoch skandalı üzerine Britanya'da medya şirketlerinin medya gelirlerindeki payının % 15 ile sınırlandırılması öneriliyor.