Murat Yetkin: Yakın zamana dek Türkiye’deki büyük yatırımlara talip olan Japon şirketleri şu sıra fazla niyetli görünmüyor

Japonya Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen bir program için Japonya'da bulunan gazeteci-yazar Murat Yetkin, Japon şirketlerin yakın zamanda Türkiye'ye yatımı yapmaya "fazla niyetli gözükmediğini" ifade etti.

Yetkin, Japon şirketlerin bu kararının arkasında yatan tek sebebin Orta Doğu’daki durum, Türkiye’de döviz kurundaki iniş çıkışlar, artan maliyetler ve Türk halkının azalan alım gücü olmadığını, “yönetişim sorunlarının” da önemli bir rol oynadığını ifade etti.

Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

Bir Japon yetkili, ismini vermeden “ABD’ye rağmen Rusya, ya da Çin’le anlaşmamız mümkün değil” diyor; “Böyle bir seçeneğimiz yok, savunmamız ABD’ye dayanıyor.” Bu nedenle, örneğin Trump’ın ilan ettiği yaptırımlara tam uyum sağlayıp İran’dan petrol alımını sıfırlıyorlar. Ancak yine ABD’nin adres göstermesiyle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinden aldıkları petrol de Basra Körfezi çıkışlı; yürekleri ağızlarında.

Zamanında İran’a yatırım yapmışlar. ABD’nin önceki başkanı Barack Obama güven vermiş. Şimdi o petrol sahası işletim ruhsatları Çin’in eline geçmiş.

Koşullar bu olunca, yakın zamana dek Türkiye’deki büyük yatırımlara talip olan Japon şirketleri şu sıra fazla niyetli görünmüyor. Özellikle de Sinop nükleer enerji santrali projesinden çekildikten sonra. Gerekçeleri sadece Suriye ve Körfez başta olmak üzere Orta Doğu’daki durum, Türkiye’de döviz kurundaki iniş çıkışlar, artan maliyetler ve Türk halkının azalan alım gücü değil. Aşırı nezaketle ifade ettikleri “yönetişim sorunlarının” da Türkiye’de büyük yatırımlara karşı mesafeli durmalarına yol açması söz konusu.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları önümüzdeki dönemde tırmanabilir. Bu tırmanma dünyanın en zengin ülkelerinde ama kendini savunması ABD’ye bağımlı Japonya’yı başka, ekonomik sıkıntılar içinde ve ABD ile fırtınalı ilişkiler içindeki Türkiye’yi başka türlü etkileyecek; ama etkileyecek.
Yani dünyanın bir ucunda olanlar bizi fena halde ilgilendiriyor; ara sıra değinmekte fayda olacak.

Yetkin'in "Bu arada, dünyanın öbür ucunda…" başlıklı yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz