Gazeteci yazar Murat Yetkin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar'ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Avrupa Birliği ile yapılan müzakerelerden bir sonuç alınacağından artık umudu kesmiş, dolayısıyla geleceği Türkiye ile yakın iş birliği içinde gören kesimi temsil ettiğini söyledi.
YetkinReport için bir yazı kaleme alan Yetkin, Tatar'ın iki devletli çözüm dahil bütün seçeneklere açık olduğunu söylemesine dikkat çekerek, "Bu, Rauf Denktaş çizgisine dönüş anlamına gelmiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Yetkin, "Tatar’ın cumhurbaşkanlığı, yalnızca Kuzey Kıbrıs’ta değil, genel olarak Kıbrıs politikası ve Doğu Akdeniz dengelerinde yeni bir dönemin başlaması anlamına geliyor" yazdı.
Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Akıncı, diyalog yoluyla çözüm çağrıları Kıbrıs Rum Hükümetince karşılık görmese ve Avrupa Birliği tarafından birincil muhatap alınmasa dahi müzakerelerin devamından yanaydı. Oysa Tatar, bu müzakerelerden bir sonuç alınacağından artık umudu kesmiş dolayısıyla geleceği Türkiye ile yakın iş birliği içinde gören kesimi temsil ediyor.
Bu, Rauf Denktaş çizgisine dönüş anlamına gelmiyor, Tatar ikinci bir Denktaş değil ama Akıncı’nın aksine, iki devletli çözüm dahil bütün seçeneklere açık olduğunu söylüyor.
Zaten 11 Ekim’deki ilk tur seçime iki gün kala Erdoğan ile birlikte Ankara’da 1974’ten bu yana yerleşime kapalı tutulan Maraş’ı kısmen açan Tatar bu hamle ile statükoyu bozma irade ve kapasitesini göstermişti. Bunun bir öncesinde de Türkiye ile petrol ve gaz arama anlaşmaları yaparak Doğu Akdeniz’deki dengeleri değiştirme hamlesi vardı.
Tatar’ın cumhurbaşkanlığına başlaması ardından Erdoğan’ın Kıbrıs Türk Hükümetine ekonomik desteğin yanı sıra, olabildiğince dış politikada görünürlük kazandırmak isteyeceği görülüyor. Ancak en azından Nikos Anastasidis ile görüşmelerin -eğer sürecekse- daha sert geçmesi beklenebilir.