Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından alınan faiz artırımı kararıyla ilgili, herkesin rolüne iyi çalıştığını belirterek, " Film gibi, iyi polis ile kötü polis didişiyor. Başkan iyi polis… Hâlâ faiz düşmanı… Merkez Bankası kötü polis… Başkanı dinlemiyor, faizleri artırıyor. Bu arada “Ben özgürüm” mesajı da vermeyi ihmal etmiyor. Bu senaryoda herkes kazanıyor" vurgusu yaptı.
Murat Muratoğlu'nun "İyi polis, kötü polis yüzde 24 faiz!" başlığıyla bugün yayımlanan yazısı şu şekilde:
Merkez Bankası faizleri az buz değil, 625 baz puan artırdı. Sahi memleketin hangi problemi geride kaldı? Yıllardır umursanmayan sorunları çözmek bu kadar kolay mıydı? Geç kalmanın bedeli her zaman daha fazla faiz artışıdır. En başta yapılması gereken yapılmadığı için bu hale geldik. Şu artışı önceden, dolar kuru henüz 4.50 ya da 5'teyken yapsaydı olmaz mıydı?
Madem bağımsızdı Merkez Bankası, madem bir seferde 625 baz puan artırabiliyordu, neden artırılması gereken zamanda artırım yapmadı da 7'leri gördük? Ben anlatayım. Saray'dan ancak icazet alındı.
“Vatan satmak yüksek faizle olur” demişti, “Faiz ısrarcıları karşılarında beni bulur!” diye eklemişti. Merkez Bankası faizleri yükseltti. Hadi vatanı satanı bulun bakalım şimdi!
Bu sefer herkes rolüne iyi çalışmış… Başkan çıkıp, “Ben faiz istemiyorum ama Merkez Bankası bağımsız, elden bir şey gelmiyor” diyor. Sizce Merkez Bankası'nın faiz artıracağını mı bilmiyor? O sırada Merkez Bankası; “Biz bağımsızız, gerektiğinde gerekeni yaparız” mesajı veriyor.
Film gibi, iyi polis ile kötü polis didişiyor. Başkan iyi polis… Hâlâ faiz düşmanı… Merkez Bankası kötü polis… Başkanı dinlemiyor, faizleri artırıyor. Bu arada “Ben özgürüm” mesajı da vermeyi ihmal etmiyor. Bu senaryoda herkes kazanıyor.
Yabancı yatırımcı da bu durumda; “Bakın kurumlar özgürce çalışıyor”diyecek, yüksek faiz onu cezbedecek, parasını Türkiye'ye getirecek. Döviz düşecek.
İyi de sadece 24 saat önce Varlık Fonu Başkanı olarak kendi kendini atamışsın, damadını yardımcın yapmışsın. Sadece 12 saat önce ülkede dövize bağlı sözleşmeleri yasaklayan kararname çıkartmışsın. Böyle bir ortamda hangi yabancı fon yöneticisi nasıl korkmasın?
Devletimiz sağ olsun. Herkesi ucundan ekonomist yaptı. Ya dolar daha da artacaktı, ya faiz artırılacaktı. Yüksek faizin acısı döviz gibi 5 günde hissedilmez, 5 ayda hissedilir. Piyasaların faiz duyarlılığı kısa vadede düşüktür. Hemen etki etmez piyasaya… Yavaş yavaş kemirir, tüm dinamikleri eritir.
Oysa döviz öyle mi? Direkt enflasyona yansır, vatandaşın cebindeki parayı hemen kısırlaştırır. İnsanları fakirleştirir. Enflasyonu artırır. Tepki yaratır.
Peki, böylesine yüksek faiz artışı derdimizin devası mı? Hayır, tek başına yetmez. Döviz artışını frenler, kuru bir süre sabitler. Yüksek maliyeti karşılığında zaman kazandırır. Eylül enflasyonu yüzde 20'nin üzerinde geleceği için önümüzdeki aydan itibaren cazibesi azalır.
Halen ABD ile kriz sürüyor. Suriye'de işler karışıyor. İran'a ambargo geliyor. Rusya ile didişmeye başladık. Yabancıların Türkiye'ye ve yeni rejime karşı yaşadığı güven sorununu da aşamadık. Başkan kendini Merkez Bankası Başkanı olarak atasa da bütün bu tartışmalar ebediyen geride kalsa… “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” dediği sürece ne yapılsa boşuna…"