Metin Münir, Milliyet gazetesinden ayrıldı. Milliyet gazetesinde yayımlanan son iki yazısıyla okuyucularına veda eden Münir, “Bir memlekette akıl ve bilgi erbabı, akılsızlar ve bilgisizler kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur” dedi.
Münir'in Milliyet'te, "Akıllılar kuşku içinde, aptallar emin olursa" başlığla yayımlanan (01 Kasım 2012) yazısında, Neden akıllı ve bilgili kişiler alt kademelerde boğuşurken akılsız ve cahiller hızla basamakları tırmandığı muammasının okucusundan gelen iletiyle çözüldüğünü söyledi.
Münir'in yazısı özetle şöyle:
(...)İleti Dunning-Kruger etkisinden bahsediyordu... Eminim duymuşsunuzdur.
Özetle şu: “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.”
Okuyucumdan aldığım, onun da bir arkadaşından aldığı ileti, Dunning-Kruger etkisini şöyle anlatıyordu:
“İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine, her şeyin hakkı olduğunu düşünür! Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur. ‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür. Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler..(...)
(...)Aptallar aptal olduklarının farkına varmayacak kadar aptal, cahiller cahil olduklarının farkına varmayacak kadar cahil oldukları için kendilerini akıllı ve bilgili sanırlar. Bu onları cesaret ve kendine güvenle doldurur(...)
'Veda yazısı'
Metin Münir'in, Milliyet'te "Veda yazısı" başlığıyla yayımlanan (02 Kasım 2012) son yazı ise şöyle:
Aşağıdaki yazıyı Cumartesi günü yayınlamak üzere yazmıştım. Bu yazıyı size veda yazısı olarak sunmak istiyorum. Bir gün başka bir yerde veya başka bir şekilde buluşmak umuduyla...
Bir ülkede, bir kişi, bir bir saydı
Bir duvar var, yıkılmıyor.
Bir şarkı var, duyulmuyor.
Bir mesaj var, ulaşmıyor.
Bir dağ var, aşılmıyor.
Bir sevgi var, paylaşılmıyor.
Bir cennet var, gidilmiyor.
Bir dua var, edilmiyor.
Bir rüya var, gerçekleşmiyor.
Bir giysi var, çıkarılmıyor.
Bir kılıç var, kınlanmıyor.
Bir yara var, kapanmıyor.
Bir kitap var, yazılmıyor.
Bir ağaç var, budanmıyor.
Bir söz var, söylenmiyor.
Bir çizgi var, geçilmiyor.
Bir ekin var, biçilmiyor.
Bir kapı var açılmıyor.
Bir barış var, yapılmıyor,
Bir hapishane var, boşalmıyor.
Bir ölü var, gömülmüyor.
Bir doğa var, sevilmiyor.
Bir göz var, görmüyor.
Bir kulak var duymuyor.
Bir yürek var, açılmıyor.
Bir kader var, değişmiyor.
Bir hayat var, yaşanmıyor.