Aracına konulan bombanın patlaması sonucu 24 Ocak 1993’te yaşamını yitiren Araştırmacı-Gazeteci Uğur Mumcu, ölümünün 16. yılında anılıyor.
Karanlık tesadüf: 24 OcakUğur Mumcu Araştırma Gazetecilik Vakfı tarafından “16. Adalet ve Demokrasi Haftası” adıyla düzenlenen anma törenlerinin ilki, Batıkent Uğur Mumcu Parkı’nda düzenlendi. Uğur Mumcu’yu anma etkinlikleri, burada bulunan Mumcu Anıtı’na çelenk koyma töreni ile başladı.
Usta gazetecinin onlarca seveni ve okurları parkın etrafında toplandı.
Ellerinde Mumcu’nun fotoğraflarını ve Cumhuriyet Gazetesi’ni tutan, vatandaşlar hep bir ağızdan “Ankara’nın taşına bakö başta olmak üzere türküler söylediler.
Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Ardından, Mumcu anıtına kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelenk konuldu. CHP Yenimahalle ilçesi eski Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Bilgilisoy, burada bir konuşma yaptı. Konuşmasında, Türkiye’nin uygulanan yanlış ekonomik politikalarla derin bir ekonomik krizin içine sürüklendiğini belirterek, “Yoksulluk, işsizlik toplumu ağır bir kıskaç altına almıştır. Yoksulluk başta Ankara Anakent Belediyesi olmak üzere, yerel yönetimlerden başlayıp devletin diğer kurumlarında kol gezmektedir. Ancak Cumhuriyetçi güçlerin birlikteliği ve seferberliği tüm zorlukların üstesinden gelecektirö dedi.
Öte yandan küçük bir kız çocuğunun da anıta konan Mumcu’nun fotoğrafını sevmesi, orada bulunanları duygulandırdı. Buradaki törenin ardından Uğur Mumcu’nun evinin olduğu “Uğur Mumcu Sokağı”na geçildi
Suikast hala sırGazeteci Uğur Mumcu suikastı, 16. yılında hâlâ aydınlatılamazken, Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan ilişkiler yeni iddiaları ve soruları beraberinde getirdi. Son olarak, Ergenekon sanığı Ümit Oğuztan’ın iddianamede yer alan ifadesinde, Mumcu’nun seri numarası silinmiş ve şu an Irak Devlet Başkanı olan Kürdistan Demokratik Partisi lideri Talabani’ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğü iddiası yer aldı.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te aracına bomba konularak öldürülmüş, olayın hemen ardından yapılan açıklamalarda olay yerinde hiç delil bulunamadığı söylenmişti. Suikastı, İslami Kurtuluş Örgütü, İBDA-C, İslami Cihat gibi örgütler üstlenmişti.
Mumcu’nun öldürülmeden önce Abdullah Öcalan’ın Milli İstihbarat Teşkilatı için çalıştığını gösteren belgelere ulaştığı iddia edilmişti. Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’yu ziyareti sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, ‘cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğunu’ söylemişti.
‘Silahların peşindeydi’
Ergenekon iddianamesinin açıklanmasından sonra, Ergenekon sanığı Ümit Oğuztan’ın 2001 yılında polise verdiği ifadede yer alan iddialar Mumcu’nun ölümü hakkında yeni soruları gündeme getirdi. Tutuklu yazar Oğuztan, sorgusunda emekli bir astsubayla tanıştığını belirterek, şunları anlatıyordu:
“Bu şahıs Mumcu’nun öldürülmesiyle ilgili her şeyi öğrendiğini söyledi. JİTEM’de çalışan bir albayın adını verdi. Bu isim, ‘Kıvrak Albay’ olarak ünlenen Durmuş Coşkun Kıvrak’tı. Kendisiyle telefonda görüştüm. Bana şunları anlattı: ‘Mumcu öldürülmeden aylar önce Makina Kimya Endüstrisi’ne (MKE) elinde yazılı bir emirle bir subay geldi. Orada çalışanlara ‘Bu silahlar hazırlanacak’ dedi. MKE, talimat gereği silahların numaralarını sildi. Silahlar kamyonlarla Habur Sınır Kapısı’ndan Celal Talabani’ye teslim edilir. ‘Kıvrak Albay’ da Talabani’ye teslim edilen silahlarla ilgili Uğur Mumcu’ya yazı yazar, sevkıyat belgelerini, kaç adet olduğunu, kimler tarafından götürüldüğünü gösteren belgeleri gönderir. Mumcu, ham bilgi olduğu için sağa sola telefon açmış. Arabasına bomba konulduğu gün Kıvrak Albay, Mumcu’yu arıyor ancak ulaşamıyor. ‘Seni öldürecekler’ uyarısında bulunmak istiyor, ama bulamıyor.”
Mumcu, Uğur Mumcu Araştırma Gazetecilik Vakfı’nca düzenlenen ‘16. Adalet ve Demokrasi Haftası’ kapsamında hafta boyunca anılacak.