Bu hafta genel kurulunda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu ağırlayan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), sığınmacılar konusunda kabul ettiği iki ayrı kararda, “güvenli ülke olmadığı” gerekçesiyle mültecilerin Türkiye’ye geri gönderilmesine karşı çıktı. Kararlarda, Suriyeli ve diğer mültecilerin “güvenli ülke” olduğu gerekçesiyle Türkiye’ye geri gönderilmelerinin “AB hukuku ve uluslararası hukuka aykırı” olduğu savunuldu.
Deusche Welle Türkçe'de yer alan habere göre, AKPM’de sığınmacı krizi hakkında düzenlenen genel kurul oturumunda Alman parlamenter Annette Groth tarafından hazırlanan “Suriyeli mülteciler krizine Avrupa’dan kuvvetli bir yanıt” ve Hollandalı parlamenter Tineke Strik tarafından kaleme alınan “18 Mart 2016 AB-Türkiye anlaşması çerçevesinde mültecilerin ve göçmenlerin durumu” başlıklı rapor ve karar tasarıları da oylamaya sunuldu.
Genel kurulda 36’ya karşı 62 oyla kabul edilen Annette Groth raporunun karar metninde, Avrupa Konseyi ülkelerinden Suriyeli mültecilerin Avrupa topraklarına girişlerini engellememeleri ve “güvenli ülke olmadığı” gerekçesiyle sığınmacıları Türkiye’ye geri göndermemeleri istendi.
İkinci karar
Benzer bir görüş Hollandalı parlamenter Tineke Strik tarafından hazırlanan ve 47’ye karşı 58 oyla kabul gören karara da eklendi. AKPM'deki AKP üyesi parlamenterlerin, 18 Mart 2016 tarihli AB-Türkiye anlaşmasının Avrupa hukuku ve uluslararası hukuka aykırı olduğuna dair kararda yer alan ibareleri sildirmek için sunduğu iki değişiklik önergesi oy çoğunluğuyla reddedildi.
Raportör Tineke Strik, genel kurulda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sığınmacılar için bugüne kadar yaptıklarını takdir etmekle birlikte, henüz mültecilere Avrupa standartlarında güvence sağlayan bir ülke olmadığını savundu. Ankara’nın, 1951 yılında yürürlüğe giren Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlamayı hatırlattı. Türkiye, sözleşmede mülteci tanımını “1951’den önce ve Avrupa’da meydana gelen olaylar” şartlarıyla sınırlıyor.
Kabul edilen kararda, Suriye uyruklu mültecilerin Türkiye’ye geri gönderilmesinin Avrupa hukuku ve uluslararası hukuka aykırı olabileceği not ediliyor. Hangi ülkeden gelirse gelsin, iltica başvurusunda bulunanların da “güvenli ülke” olduğu gerekçesiyle Türkiye’ye gönderilmesinin Avrupa hukuku ve uluslararası hukuka aykırı olduğu görüşü dile getiriliyor. İltica prosedürüyle ilgili AB yasasının 35’inci maddesindeki “yeterli koruma” kavramının Avrupa Adalet Divanı’na yorumlatılması ve bu yoruma kadar mültecilerin Türkiye’ye geri gönderilmesinin askıya alınması talep ediliyor.
Kararda, mültecilerin Türkiye’ye gönderilme kararına karşı mahkemeler önünde hak arayabilmelerinin sağlanması ve istemeyen sığınmacıların zorla Türkiye’ye geri gönderilmemesi konusunda Yunanistan ve AB’ye çağrıda bulunuluyor.
"Kararlar bağlayıcı değil"
AKPM tarafından kabul edilen kararlar, Avrupa devletleri açısından hukuki planda bağlayıcı olmasa da Türkiye ile AB arasında varılan anlaşmanın ilk defa bir Avrupa parlamenter platformunda sorgulanıyor olması bakımından önem taşıyor.
AB ile Türkiye arasındaki tartışmalı anlaşma, başta yetkili BM organları ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olmak üzere birçok uzman sivil toplum kuruluşu tarafından “Avrupa hukuku ve uluslararası hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor.