Gündem

"Mühürsüz seçime' bir de bu gözle bakmak gerek"

"Sosyal medya, küresel aşırı sağcı bir ağ tarafından nasıl kontrol ediliyor?"

06 Eylül 2017 11:32

Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu, Kenya Yüksek Mahkemesi'nin yaşanan usulsüzlükler nedeniyle başkanlık seçimlerini iptal ettiğini hatırlatarak "Karar, Kenya’da hukuk devleti ve demokrasinin geleceği bakımından olumlu değerlendiriliyor" dedi. 

"Kenya Yüksek Mahkemesi’nin kararı, işin içine Cambridge Analytica’nın karıştığı bir seçim sonucunun iptali olduğu için de önemli" ifadesini kullanan Mumcu, sözlerinin devamında şunları kaydetti:

"Dünya aşırı sağının seçim kampanyalarında yer alan bu şirketi önemsemek gerek. Birçok seçimde geleneksel anket şirketleri neden yanılıyor? Bir özgürlük alanı diye değerlendirilen sosyal medya, küresel aşırı sağcı bir ağ tarafından nasıl kontrol ediliyor? Belki de 'mühürsüz seçime' bir de bu gözle bakmak gerek."

Özgür Mumcu'nun "Neyin seçimi?" başlığıyla yayımlanan (6 Eylül 2017) yazısı şöyle 

Kenya Yüksek Mahkemesi, başkanlık seçimlerini iptal etti. Seçim iki ay içinde tekrarlanacak. Kararda kimi seçim tutanaklarında bulunması gereken barkodların yokluğu iptal gerekçelerinden biri olarak gösterildi. Muhalefet ise seçim sayımına ilişkin yazılımın hack’lendiğini ve verilmemiş oyların sisteme aktarıldığını öne sürüyor. Kenya Seçim Kurulu itirazları reddetmiş ve seçim sırasında yaşanan kimi usulsüzlüklerin seçim sonucunu etkileyecek derecede olmadığını açıklamıştı. Buna rağmen Kenya Yüksek Mahkemesi’nin verdiği karar, Kenya’da hukuk devleti ve demokrasinin geleceği bakımından olumlu değerlendiriliyor. 
Kenya başkanlık seçiminde dikkat çeken başka bir mesele daha var. O da Cambridge Analytica adındaki bir şirketin iptal edilen seçimlerin kazananı Kenya başkanı Uhuru Kenyatta’nın seçim kampanyasında çalışması. 
Cambridge Analytica, esrarengiz bir şirket. Donald Trump’ın kampanyasında yer aldığı biliniyor. Brexit’te de önemli bir rol oynadığı ileri sürülüyor. Şirket, Donald Trump’ın geçiş dönemi ekibinde de yer alan Robert Mercer adında bir işadamı tarafından fonlanıyor. Mercer aynı zamanda aşırı sağcı “altright”hareketinin merkezi Breitbart sitesinin de bağışçıları arasında. Breitbart’ın kurucu ise Charlottesville olayları sonrasında görevine son verilen Trump’ın başstratejisti Steve Bannon. 
Amerikan Kongresi, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi hakkındaki soruşturmaya Cambridge Analytica’yı da dahil etti. 
Kenya başkanı Kenyatta, “dijital başkan” lakabıyla da biliniyor. Kenya, Afrika devletleri arasında internetle en çok haşır neşir olanlarından biri. Sosyal medya kullanımı çok yaygın. Halkın yüzde 90’ına yakınının cep telefonları aracılığıyla internet erişimi var. 
Cambridge Analytica, bir “Big Data” yani “Büyük Veri” şirketi. Devasa dijital verileri, psikometrik yöntemler kullanarak analiz ederek seçmen profili çıkarıyor. Bahsedilen alışılagelmiş seçmen profili değil. Neredeyse her seçmenin profilinin ayrıca çıkartılması söz konusu. Psikometrinin gelmiş olduğu aşamada mesela Facebook’taki 40-50 arası beğeni değerlendirerek kullanıcıların cinsiyeti, etnik kökeni, cinsel yönelimi, siyasi aidiyeti belirlenebiliyor. Sadece bu da değil, kaygıları, arzuları da öyle. Bu bilgiler, sosyal medyada kimi uydurma kimi manipüle edilmiş haberlerin o kullanıcılara bireysel olarak servis edilmesinde kullanılıyor. Böylelikle seçmen iradesi bir siyasi kampanyaya maruz kaldıklarını dahi anlamadan etkileniyor. 
Kenya Yüksek Mahkemesi’nin kararı, işin içine Cambridge Analytica’nın karıştığı bir seçim sonucunun iptali olduğu için de önemli. Dünya aşırı sağının seçim kampanyalarında yer alan bu şirketi önemsemek gerek. Birçok seçimde geleneksel anket şirketleri neden yanılıyor? Bir özgürlük alanı diye değerlendirilen sosyal medya, küresel aşırı sağcı bir ağ tarafından nasıl kontrol ediliyor? 
Belki de “mühürsüz seçime” bir de bu gözle bakmak gerek.