Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir Rus savaş uçağını düşürmesi ile
Ankara-Moskova hattında yaşanan kriz, Westfälische Nachrichten
adlı gazetenin yorum sütununa şu satırlarla yansımış:
„İkisi de narsist ve otokrat birer lider olan Putin ve Erdoğan, iktidar
oyuncuklarına konsantre olmuş durumda. Ama bu tutumun şu anda
Suriye’ye hiçbir yararı yok. Bu ikili çekişme sırasında üçüncü bir
aktörün, IŞİD’in yüzü gülüyor, ana kurban ise sivil halk. Rus savaş
uçaklarının düşürülmesi gibi ürkütücü eylemler bölgeden daha fazla
kişinin sığınmacı konumunda kaçmasına neden olacaktır. Zira
durumun yakında daha iyiye gideceği yönündeki ümitler her geçen
gün kayboluyor. Suriye krizi, dünya politikasının sorun çözmekteki
acizliğini gözler önüne seriyor.”
Lüneburg’da çıkan Landeszeitung gazetesinde de şu
değerlendirmeyi okuyoruz:
„Rus savaş uçağının düşürülmesi Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın
IŞİD’e karşı bir ittifak kurulması amacıyla yürüttüğü mekik
diplomasisinin aslında başarıya ulaşmasının ne kadar imkansız
olduğunu gösteren bir gelişme oldu. İki bölgesel güç de Suriye'yi
nüfuz sahaları olarak görüyor. Bundan doğan rekabet şimdi askeri
anlamda bilek güçlerinin denendiği bir çekişmeye dönüştü. Rusya'nın
Suriye'deki müdahalesiyle dolmaya başlayan gazap çanakları şimdi
taştı. Erdoğan en büyük ikinci isteği olan, Esad'ın koltuğundan
edilmesi yönündeki emelini Putin yüzünden gerçekleştiremeyecek.
Ayrıca Rusya, Türkiye'nin kendini hamisi olarak gördüğü Türkmenleri
bombaladı. Öfke kuyusu ancak Türk Akımı Boru Hattı Projesi gibi
ortak çıkarlar sayesinde kurutulabilir.“
Türkiye'nin bir Rus savaş uçağını düşürmesinin, Fransa
Cumhurbaşkanı François Hollande'ın bugün Moskova'ya yapacağı
ziyarete de yansıması bekleniyor. Stuttgarter Zeitung adlı gazetenin
konuya ilişkin yorumu şöyle:
„Fransa Cumhurbaşkanı'nın Moskova ziyaretinin birçok farklı sonucu
olabilir. Zira tüm ayrılıklara rağmen Paris'teki saldırılar ve bir Rus
yolcu uçağının Mısır'da düşürülmesi, acılı bir dönemde yakınlaşma
olasılığı doğurdu. Vladimir Putin, Rusya'nın da yaralanabilir olduğunu
gördü. Ve bir halkın, liderinin artık kendini koruyamayacağı şüphesine
kapılması, bir otokratın otoritesini en fazla tehlikeye sokan etkendir.
Konumunu tartışmalara yol açmayacak şekilde muhafaza edebilmesi
için Putin'in IŞİD ile mücadele etmesi gerek. Bu konuda Avrupa, ABD
ve ciddi ekonomik bağımlılıkları olan Türkiye ile çıkarları ortak. Ama
ancak ortak çıkarlar ortak bir stratejiye dönüşebilirse ümit var. O
zamana kadar ise sadece iki galip var, onlar da IŞİD ve Esad.“
Almanya'nın saygın haftalık gazetesi Die Zeit da IŞİD terörüne ilişkin
bir yorum sunuyor okurlarına:
„IŞİD terörü Avrupa’ya taşıdı. Verilecek tek cevap mücadeleyi
terörün inine götürmek ve özgürlüklerimizi sıkı bir polis devletine
dönüşerek kurban etmemek olacaktır. Bu tür bir güvenlik kendiyle
çelişkili bir güvenlik olacaktır zaten. Ancak bir üssü olmayan hiçbir
terör ordusu varlığını sürdüremez. Vergi toplayacağı, petrolü paraya
dönüştürebileceği, militanlarını eğitebileceği ve saldırıları
planlayabileceği bir vatana ihtiyacı var. Sonu belirsiz bile olsa,
IŞİD’in avlanması, vurulması ve kendine gelmesine izin verilmemesi
gerek.“
