Gündem

Mücadelede önde, haklarda hâlâ geride

Kadınlar, tarih boyunca tüm mücadelelerde en önde yer almalarına karşın, hâlâ erkeklerle eşitliği yakalayabilmiş değil

07 Mart 2009 02:00

Tarihin her döneminde en zorlu mücadelelerde yer alan kadınlarla ilgili gerek dünyada gerekse Türkiye'de yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kadınlar sadece bir gün ‘Kadınlar Günü’nde hatırlanıyor. 

8 Mart'la ilgili şaşırtıcı gerçekler

8 Mart fırsatları ve etkinlikleri

Yirmi birinci yüzyılın ilk yıllarında en yoğun tartışma konularından birini oluşturan kadın sorunu aslında Eski Yunan’dan bu yana gündemde olan ve o dönemden beri siyasi düşünürlerin tartıştıkları ve eserlerinde kaleme aldıkları çok eski bir konu.

Hedef her alanda eşitlik

Kadın-erkek ilişkilerinin zorluğu yüzyıllardan beri birçok insanı ilgilendirdi ve önemli bir tartışma konusu oldu. Günümüzde görüldüğü gibi kadın-erkek arasındaki bu eşitsizlik açık bir şekilde var olduğu sürece tartışma devam edecek ve kadınların mücadelesi sürecek. Bugün birçok ülkede kadınların hedefi hem kamusal alanda hem de özel alanda tam eşitlik.

Fransız devriminin içindeler 

Kadınlar günümüze dek uzun ve zorlu mücadeleler sonucunda bazı haklarını elde ettiler. Kadınlar 1789 Fransız Devrimi’ne fiilen katıldılar. İlk kez 1857 yılında kadın işçilerin iyi çalışma koşulları için başlattığı grev ve sonucunda çıkan olaylarla gündeme gelen 8 Mart Kadınlar Günü’nde, tüm dünya kadınları isteklerini dile getiriyor.

Milli Mücadele'de en öndeler

Türkiye’de yeşeren kadın hareketi de tıpkı dünyada olduğu gibi mücadelenin en zorlu olduğu döneme dayanır. 1919’da başlayan Milli Mücadele yıllarında Türk kadınlarının nasıl canla başla savaştıkları, nasıl gazi ve şehit oldukları, Mustafa Kemal Atatürk ve Mehmetçik'e nasıl katkı sağladıkları, tarih kitaplarında yazar...
Aynı yıllarda Sivas'ta "Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti" kurulur. Ve kadınlar ülke mücadelesiyle kendi mücadelelerini bir yürütürler. Ancak, bugüne bakıldığında ayrıcalıklı küçük gruplar dışında, vaziyet içler acısı...
Toplumsal bir çöküş yaşanmış, kadınlar geriledikçe gerilemişler. Sonuçta 1919’lu yıllarda yaşanan kadın hareketleri hikâye olmuş adeta...

Tablo hâlâ karamsar

Ülkemizde darbeler tüm insan haklarına sekte vurmakla birlikte kadın hareketini de geriletti. 1975 yılında gerçekleştirilen "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi, 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmıyor. Ancak, 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlanıyor.

Ortaya böylesi karamsar bir tablo çıkmasının tek nedeni ise günümüzde yapılan araştırmalar. Ve sonuçları, 2009 yılına gelinen şu günlerde, kadınlar hâlâ şiddet görüyor, hâlâ cinsiyet ayrımı var, hâlâ yeterince eğitim göremiyor ve hâlâ eşit işe eşit ücret alamıyor.

İşten çıkarmalarda kadınlar ön planda

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ( ITUC ) Kadın Komitesi'nin yaptığı çalışma dünyanın dört bir yanındaki kadın işçilerin özellikle işten çıkarmalarda ön planda olduğunu belirtiyor. Kadın erkek eşitsizliği Avrupa Birliği (AB) müktesebatının da tüm başlıklarını ilgilendiren bir konu. AB istatistikleri, kadınların gelir düzeyinde erkeklerin gerisinde kaldığını ve iş dünyası ile siyaset hayatında yeterince temsil edilmediğini ortaya koyuyor. Bugün AB'de kadınların istihdama katılım oranı yüzde 57. Türkiye'de ise bu oran yüzde 25 seviyesinde. İstatistiklere göre Türkiye'de kadınlara verilen günlük ücret 47 TL iken, erkeklerin ücret ortalaması 100 TL.

Kadın işsizler daha çok

Türkiye'de kadın işsizliği sorunu çözüme ulaşmaktan çok uzakta. OECD tarafından yayınlanan 2007 yılı istihdam raporu Türkiye'de kadınların işsizliğinin arttığını, kadının çalışma yaşamından son yıllarda iyice uzaklaştığını ortaya koyuyor. Rapora göre Türkiye 1994 yılında yüzde 8,3 seviyesindeki kadın işsizliği ile 28 OECD ülke arasında 17'nci sırada yer alırken, 2006'da yüzde 10,6 ile kadın işsizliğinin en yüksek olduğu 6'ncı ülke konumuna gelmiş durumda. Türkiye'deki kadın işsizliği 2008'de yüzde 12.7'ye ulaştı. Bugün Türkiye'de çalışan her 100 kadından 75'i kayıt dışı. Tarım dışında çalışma yaşındaki her 100 kadından 17.4'ü ise işsiz.

Sivil toplum örgütlerine önemli rol düşüyor

1990 yılında alınan kararla kadın-erkek eşitliğinin gözetilmesi ve kadın çıkarlarının temsili amacıyla kurulan Avrupa Kadın Lobisi (European Women's Lobby) kadın istihdamı konusunda oldukça etkili çalışmalar gerçekleştiriyor. Türkiye de Avrupa Kadın Lobisi'nin (AKL) üyesi. AB'deki en geniş kadın örgütleri koalisyonu olan AKL, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi yaşamda erkeklerle eşit fırsatlara sahip olması için çalışıyor.
Avrupa Birliği’ne üye, aday ve müzakere sürecindeki ülkelerde kadın haklan mücadelesi veren 4 bine yakın sivil toplum örgütünün temsil edildiği lobi, kadın-erkek eşitliği, direktifler, politikalar, eylem programlan, toplumsal girişimler üzerinde lobi faaliyeti yürütüyor. Avrupa Kadın Lobisi, fonunu Avrupa Komisyonu'ndan alırken, AB'nin sosyal yönünü temsil ediyor. Avrupa Kadın Lobisi Genel Sekreteri Maıy McPhaiT'e göre, AB'de kadınların fırsat eşitliğini destekleyen güçlü bir yasal zemin bulunmasına rağmen, kadınlar hâlâ ciddi zorluklarla ve eşitsizliklerle karşılaşıyor.

Kadınların eğitimi desteklenmeli

Kadınların iş yaşamında daha fazla rol almasında eğitim, öncelikli role sahip. Türkiye'de yüksek eğitime devam eden 18-24 yaş arası genç kızların oranı yüzde 18. Bu oran AB'de yüzde 57. Genç kızların yüksek eğitime devam edememeleri, cinsiyet ayrımcılığı olduğu kadar, ekonomik nedenlere de bağlanıyor. Avrupa Kadın Lobisi'ne göre, genişlemiş bir AB, toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesi, daha büyük alanlara yayılması açısından çok önemli. AKL, bu kapsamda Türkiye'nin üyeliğini destekliyor ve "genişlemiş bir Avrupa'da güçlü bir kadın hareketinin, gelecekteki politikaların şekillendirilmesinde anahtar rolü oynayacağını ve bu politikaların giderek daha fazla kadının eşitlik, toplumsal gelişme, dayanışma ve adalet yaklaşımlarını yansıtacağını" ifade ediyor.