MİT, 1977'deki "Kanlı 1 Mayıs" ile Gün Sazak'ın 27 Mayıs 1980'de öldürülmesine ilişkin mahkemenin yazısını yanıtladı.
MİT, 12 Eylül davasını gören Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine, 1977'deki kanlı “1 Mayıs olayları öncesinde İstanbul Yeşilköy Havaalanı'na indikten sonra Intercontinental Oteli'ne yerleştiği iddia edilen yabancı ülke ajanları hakkında Müsteşarlık kayıtlarında herhangi bir bilgiye rastlanılmadığını” bildirdi.
MİT, 1977'deki “kanlı 1 Mayıs” ile Gün Sazak'ın 27 Mayıs 1980'de öldürülmesine ilişkin mahkemenin yazısını yanıtladı.
Sazak cinayetine ilişkin İçişleri Bakanlığı da 2 sayfalık bilgi notunu mahkemeye yolladı.
MİT'in 1 Mayıs 1977'ye ilişkin yanıtı
MİT'in 7 Ocak 2013 tarihli yazısında, “talep üzerine Müsteşarlık kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde, 1 Mayıs 1977 olayları öncesinde İstanbul Yeşilköy Havaalanı'na indikten sonra Intercontinental Oteli'ne yerleştikleri iddia edilen yabancı ülke ajanları hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı” bildirildi.
Müsteşarlık, eski Gümrük ve Tekel Bakanı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak cinayeti konusunda ise 3 sayfalık bilgi notunu mahkemeye gönderdi.
Üst yazının buna ilişkin bölümünde, eylem öncesinde teşkilata intikal eden herhangi bir bilgi veya emare bulunmadığı ifade edildi ve mevcut bilgilerin, eylemin gerçekleştirilmesinin ardından derlenenlerden ve yakalananların emniyetteki ifadelerinden ibaret olduğu kaydedildi.
Gün Sazak cinayeti
Bilgi notunda Gün Sazak'ın öldürülmesi eylemiyle ilgili olarak yakalanan şahısların ifadelerinin tetkiki neticesi, eylemin yapılması hususunun dönemin Dev-Sol Ankara Sorumlusu 'Selçuk' kod Mehmet Edip Eranıl tarafından gündeme getirildiği ve Dev-Sol Lideri Dursun Karataş'a iletildiği bildirilerek, şunlar kaydedildi:
“Karataş'ın 25 Ekim 1980 tarihinde yapılan mülakatında 'Öneriyi uygun bulduğu ve detaylı istihbarat yapılması talimatı verdiği' hususlarının öğrenildiği, eylemden üç ay sonra ilk olarak Zafer Özcan (İstanbul'da MİT mensubu Refik Sönmez'in öldürülmesi eyleminde Dev-Sol mensubu Sadık Çelik ile beraber yer almıştır) isimli örgüt mensubunun yakalandığı, anılanın ifadeleri neticesinde eyleme iştirak eden Dev-Sol Ankara kadrolarının ileri gelenlerinden Levent Babacan'ın da yakalandığı, anılanların verdikleri ifadelerde, söz konusu eylem ile ilgili istihbaratın Dev-Sol'un Ankara yapılanmasının ileri gelenlerinden Cengiz Gül ve 'Gamze' ad/kod tarafından yapıldığı (tespit edilmiştir.)”
Bilgi notunda, eylemden bir gün önce Eranıl, Gül ve “Sarı Levent” lakaplı Levent Babacan'ın Çankaya Çay Bahçesi'nde bir araya geldikleri ve eyleme Babacan'ın da katılmasının teklif edildiği aktarılarak, Gül ile çocukluk arkadaşı olan ve ileri seviyede samimiyeti bulunan Babacan'ın teklifi kabul ettiği belirtildi.
Babacan'ın ifadesine göre, 27 Mayıs 1980'de saat 19.00 sularında, Gül, Babacan, Eranıl ve Özcan'ın, Gün Sazak'ın ikameti çevresinde beklemeye başladıkları, Sazak'ın 01.00 sularında Mercedes marka aracıyla geldiği, araçtan inmesinin ardından Gül tarafından vurularak öldürüldüğü, olay yerinden ilk olarak yaya, bilahare ayrı ayrı taksilerle kaçtıkları anlatılan notta, şöyle denildi: “Eylemde Gül'ün kullandığı silahın ve Babacan'da bulunan silahın anılan tarafından Dev-Sol mensubu Cem Öz'e iletildiği, eylemin Dev-Sol tarafından üstlenildiği bilgisinin basın organlarını telefon ile arayan Z. Özcan tarafından bildirildiği, eylemden üç gün sonra Gül ve Özcan'ın otobüsle İzmit'e gittikleri, Gül'ün İzmit'ten İstanbul'a geçtiği, Gül'ün sorunsuzca İstanbul'a gittiği bilgisini Eranıl'a bildirmek için Özcan'ın Ankara'ya döndüğü, Babacan'ın ise eylemden on beş gün sonra Ankara Sorumlusu Eranıl ile temasa geçmek amacıyla 12 Eylül öncesi CHP milletvekili olan Ahmet Altun'un kardeşi Cemal Kemal Altun ile irtibata geçtiği, ilk olarak Eranıl'ın yardımcısı konumundaki Mehmed Kod Hacı Eliaçık ile telefonda görüştüğü, anılan kanalıyla Eranıl ile bir araya geldikleri, söz konusu görüşmenin ardından Babacan ve Öz'ün İstanbul'a geçtikleri, İstanbul'da Gül ve Özcan ile görüştükleri, 12 Eylül ihtilalinden sonra Gün Sazak cinayeti nedeniyle aranılan Eranıl, Eliaçık, Gül ve Altun'un illegal yollardan yurt dışına kaçtıkları hususları tespit edilmiştir.”
“Söz konusu şahıslar hakkında devam eden istihbari çalışmalar kapsamında Eranıl'ın 2008 itibarıyla Almanya Duisburg'da ikamet ettiği ve 'Ay Cafe' isimli işyerini işlettiği” bildirilerek, Eranıl'ın Türkiye 'den kaçmasının ardından Almanya ve Fransa istihbarat servisleriyle ilgili bilgi paylaşımında bulunulduğu ifade edildi.
Cemal Kemal Altun'un eski Başbakan Nihat Erim'in öldürülmesi dolayısıyla Mart 1983'te Almanya'da yakalandığı, iade işleminin gündeme geldiği, siyasi iltica talebinin reddedildiği, Batı Berlin'de güvenlik güçlerinin sorgusundayken pencereden atlayarak intihar ettiği aktarılan notta, Gül'ün de ilk olarak Yunanistan'a, bilahare Almanya Frankfurt'a illegal yollardan kaçtığı, bu hususta Alman servisine bilgi verildiği anlatıldı.
Notta, Babacan ve Özcan'ın hüküm giydiği, Babacan'ın 31 Temmuz 1991'de şartla salıverildiği bilgisi de yer aldı.
“Gizli” nitelikli bilgi notunun her bir sayfasının altında, “İstihbari nitelikte olan bu bilgiler hukuki bir delil olarak kullanılamaz. Dokümante edilerek kullanılmak istendiğinde, metinde bahis konusu edilen hususlar kaynak gösterilmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belgelenir” ifadeleri de yer aldı.
İçişleri Bakanlığının Sazak cinayetine ilişkin notu
İçişleri Bakanlığı da Sazak'ın öldürülmesine ilişkin hazırladığı 2 sayfalık bilgi notunu mahkemeye gönderdi.
Notta, Sazak'ın 27 Mayıs 1980'de Ankara'da THKP/C Dev-Sol terör örgütü mensuplarınca evinin önünde arabasının bagajından eşyaları indirirken silahlı saldırı sonucu sırtından vurulduğu, hastaneye götürülürken yolda hayatını kaybettiği belirtilerek, eylemin, örgütün illegal yayın organı Devrimci Sol dergisinin 1980 Temmuz 3. sayısında üstlenildiğine dikkat çekildi.
Konuyla ilgili THKP/C Dev-Sol terör örgütüne yönelik operasyonlar neticesinde Sadık Zafer Özcan'ın 2 Mart 1981'de, Ahmet Levent Babacan'ın 7 Mart 1981'de, Cem Öz'ün ise 15 Mart 1981'de yakalandığı anlatılan notta, örgüt mensuplarının ifadelerine göre eylem istihbaratının yapılmasının ve gerçekleştirilmesinin görevlendirilmesini Mehmet Edip Eranıl'ın verdiği, örgütsel buluşmaların ve eylem planının Cemal Kemal Altun'un evinde gerçekleştirildiği, eylem istihbaratını Sadık Zafer Özcan'ın yaptığı, eylemi gerçekleştirenin Cengiz Gül olduğu, Ahmet Levent Babacan'ın gözcülük yaptığı aktarıldı.
Eylem sonrası kullanılan 2 silahın Öz'e teslim edildiği, Gül'ün talimatıyla Özcan tarafından Milliyet ve Tercüman gazetelerinin telefonla aranarak eylemin üstlenildiği, Altun'un eylemden sonra, eyleme katılan şahısların İstanbul'a kaçmalarına yardımcı olduğu şeklinde bilgiler elde edildiği belirtilen notta, eylemin gerçekleşmesinde görev alanlardan Ahmet Levent Babacan'ın müebbet, Cem Öz'ün 5 yıl, Sadık Zafer Özcan'ın 6 yıl hapis cezası aldığı, bunlardan halen cezaevinde olanın bulunmadığına yer verildi.
Notta, Eranıl'ın eylem sonrasında firar ederek, yasadışı yollardan Almanya'ya kaçtığı, en son 3 Kasım 1982'de Köln Başkonsolosluğu'na yapılan saldırıyı planlayanlar ve eyleme katılanlar arasında bulunduğu aktarıldı. Almanya'nın, Eranıl'ın iadesi talebini 2002'de reddettiği, halen Avrupa'da olduğu ve “örgütsel faaliyetlerine devam ettiği” kaydedilen notta, Cengiz Gül'ün ise eylem sonrası firar ettiği ve bulunamadığı bildirildi.
Notta, Cemal Kemal Altun'un 5 Temmuz 1982'de Almanya'da yakalandığı, Türkiye'ye iadesinin kesinleşmesi üzerine Almanya'ya iltica talebinde bulunduğu, 30 Ağustos 1983'te duruşma için götürüldüğü Berlin İdari Mahkemesi'nin 6. katından atlayarak intihar ettiği bilgilerinin elde edildiği ifade edildi.
Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm İçin Yürüyüş'ten not
Notun son paragrafında ise şöyle denildi: “Medyada son zamanlarda Gün Sazak suikastı ile ilgili yer alan haberlere yönelik, örgüt yanlısı yayın yapan Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm İçin Yürüyüş isimli 2 Aralık 2012 tarihli 341 sayılı dergide, 'Faşist Gün Sazak'ın Cezalandırılmasını MİT'e Soracaklarmış! Bilmeyenlere Tekrar Açıklıyoruz: Halk Düşmanı Faşist Gün Sazak Devrimci Sol Tarafından Cezalandırılmıştır!” şeklinde yazı yayınlanmıştır.”