Gündem

MİT’ten hükümete: KCK sanıkları serbest bırakılsın

Murat Karayılan, bayramdan önce ROJ TV’de yayınlanan bir röportajında, PKK ve MİT temsilcileri arasında sürdürülen görüşmelere ilişkin açıklamalar yaptı.

12 Kasım 2011 02:00




Hülya Karabağlı

T24/ ANKARA -
PKK’nın bir numaralı ismi Murat Karayılan, bayramdan önce ROJ TV’de yayınlanan bir röportajında, PKK ve MİT temsilcileri arasında sürdürülen görüşmelere ilişkin açıklamalar yaptı. Karayılan, Öcalan’ın devlete anlaşma için 3 protokol sunduğunu, bu protokol taslaklarının 10 Mayıs 2011’de kendilerine iletildiğini, yönetimde tartıştıktan sonra kabul ettiklerini söyledi. Karayılan, devlet yetkililerinin protokolleri hükümete sunduğunu, ancak hükümetin protokolleri kabul etmediğini iddia etti.

 

Karayılan’ın açıklamasına göre; hükümet tarafından reddedilen protokollerde hangi düzenlemelerin yer aldığı sorusu, yeni bir tartışmaya yol açtı.



Gazeteci Yazar ve AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın bu açıklamadan kısa süre önce piyasaya çıkan son kitabı Kürt Ergenekonu’nda, bu soruya cevap oluşturacak çarpıcı iddialar yer alıyor. Tayyar, MİT’in hükümete ilk aşamada KCK sanıklarının serbest bırakılması ve yüzde 10 seçim barajının düşürülmesini önerdiği, ancak kabul görmediğini iddia etti.



MİT ve PKK arasındaki görüşmeler sonrası ortaya çıkan tablo, Tayyar’ın Kürt Ergenekonu adlı kitabında şöyle anlatılıyor:



“Hakan Fidan’ın 27 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarlığına atanmasından sonra, Kürt sorununa kalıcı çözüm amacıyla bir eylem planı hazırlandı. Fidan’ın bu göreve gelmeden önce MİT yöneticileriyle Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı sıfatıyla katıldığı, sonrasında kurumun sürdürdüğü PKK trafiğindeki taleplerin, çözüme katkısı olacağı düşünülen bölümleri, eylem planında yer aldı.

 

MİT’in hazırladığı ilk aşama eylem planı içinde iki kritik düzenleme bulunuyor: 1-KCK sanıklarının serbest bırakılması, 2-Yüzde 10 olan seçim barajının düşürülmesi.

 

Bu düzenlemeler yapılırsa, tansiyonun düşeceği ve çözüme doğru daha sağlıklı adımlar atılacağı hesabı yapılıyordu.

 

Ana dilde eğitim, Öcalan’ın İmralı cezasının ev hapsine çevrilmesi, yeni anayasaya “Kürt” sözcüğünün eklenmesi gibi talepler toplandı ancak söz verilmedi, siyasi otoriteye iletilmek üzere not edildi. Zaten bu talepler, Öcalan’ın İmralı’da avukatlarına yaptığı açıklamalarda ayrıntılı olarak vardı.

 

Öcalan’ın İmralı’da kaldığı süre içinde MİT üzerinden cumhurbaşkanı ve başbakanlara yazdığı çok sayıda mektubun varlığı biliniyor.

 

MİT’in bu iki önerisi de devlette tam karşılık bulmadı. KCK soruşturması kapatılırsa PKK’yı dizginlemenin zorlaşacağı, yüzde 10 barajı kaldırılırsa siyasi istikrarın bozulabileceği değerlendirmeleri yapıldı.

 

Yine de çözüm arayışının sürdürülme arzusu, olumlu sonuçlar doğurdu. PKK, 13 Ağustos 2010’da “eylemsizlik kararı” aldı. DTP kadrolarının mecliste destek vermediği 12 Eylül anayasa referandumuna sayılı günler kala alınan bu eylemsizlik kararı, süreci olumlu katkı sağladı. Doğu ve Güneydoğu’da Kürt seçmenler tercihlerinde serbest bırakıldı. PKK’nın yeni fiili lideri Murat Karayılan’ın “devletle anlaştık” sözü, bu döneme göndermeydi.”