Gündem

"MİT TIR’larıyla silah taşıma olayı Meclis kürsüsünde de ifade edildi; tutuklamalar korkunç"

Uluç Gürkan: Yaptıkları tümüyle ‘yaygın aleniyet’ kapsamı içinde

04 Aralık 2015 10:13

Gazetecilik yaptığı dönemde iki kez “devlet sırlarını ifşa etmek” suçlamasıyla yargılanan eski TBMM başkanvekili Uluç Gürkan,  MİT TIR’larıyla silah taşındığı iddiasının Meclis kürsüsünde de konuşulduğunu söyleyerek, “Tutuklanmalar korkunç” dedi.

Cumhuriyet gazetesinden Türey Köse’nin haberine göre Uluç Gürkan, Dündar ve Gül’ün tutuklanmalarını “korkunç” olarak nitelendiriyor ve “Yaptıkları tümüyle ‘yaygın aleniyet’ kapsamı içinde” diyor. Gürkan, “Öncesinde yapılmış yayınlar var. Sadece Cumhuriyet gazetesi değil, değişik yayın organlarında çıktı. Kaldı ki, MİT TIR’larıyla silah taşıma olayı Meclis kürsüsünde dahi ifade edilmiş.

Gürkan, “Biz gazetecilik görevi yaptık, AİHM de kamu yararı varsa tamam, der’ argümanı tamam. Ama temel argüman olayın aleniyet kesbettiği olmalı. Ayrıca, tutuklama koşullarıyla ilgili Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda değişiklik yapılırken parlamentodaydık. O gün yasa koyucunun iradesi, tutukluluğun istisna haline getirilmesi yönündeydi. Yargının kendi kendine bu iradeyi yok sayması görev anlayışıyla bağdaşmaz” dedi.

 

Ne olmuştu?

 

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1990’daki ABD ziyareti sırasında Başkan George Bush’la yaptığı görüşme büyük tartışmalara neden olmuş ve görüşmeye alınmayan dönemin Dışişleri Bakanı Ali Bozer istifa etmişti. Uluç Gürkan’ın “Hasan Celal Güzel’in Dışişleri memuru Hande Mumcu’dan alıp kendisine verdiği” öne sürülen bu görüşmenin “kripto”larını Güneş gazetesinde yayımlaması bir dönemin en önemli davalarından biri oldu.

Gürkan hem gazetecilik ödülleri aldı, hem de yargılandı. Hande Mumcu ve Güneş Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Alev Er hakkında da dava açıldı ve beraat kararları verildi, kararlar Yargıtay tarafından da onandı. Ancak 1991 seçimlerinde milletvekili olarak TBMM’ye giren Gürkan hakkında dokunulmazlığa sahip olduğu gerekçesiyle hüküm kurulamayacağı belirtilerek, dosya kısmen bozuldu. Uluç Gürkan, 2002 yılında gittiği Ankara DGM’de beraat etti.

 

Gürkan, 1970’te Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı Devrim gazetesinde çalıştığı dönemde de Genelkurmay’ın bir raporunu yayımlayıp devlet sırlarını ifşa ettiği savıyla yargılandı. İki davada da beraat eden Gürkan, “Gazetecilerin devlet sırrı ifşasıyla ilgili ilk yargılanmaları Cüneyt Arcayürek’in Johnson mektubuyla başladı. Aralarında benim de olduğum onlarca gazeteci daha sonra yargılandı. Arcayürek beraat etti, anımsadığım kadarıyla bu yargılamalarda gazetecilerin hiçbiri tutuklanmadı” dedi. Gürkan, “kripto” davası günlerini şöyle anlattı:

“Kanıtlayamam ama Özal önce, ‘İyi oldu, Türkiye’yi satmadığım anlaşılsın falan’ demiş. Ama sonra ‘ikili görüşmenin yayımlanması itibarınıza zarar verir, kim sizi ciddiye alır’ denilince çıldırmış. Tümüyle Özal’ın baskısıyla dava süreci başladı. DGM’de tutuklama kararı verildi. Ancak 5 milyon lira kefaletle serbest bırakılmama hükmedildi. Türk mevzuatında kefalet olmasına rağmen genellikle uygulanmıyordu. Ülkü Coşkun diye bir savcı vardı. ‘DGM’de kefalet olur mu’ diye bas bas bağırdı. Ancak o dönemin iki bakanı Bülent Akarcalı ve Vehbi Dinçerler bir gazetecinin tutuklanmasının Türkiye’nin itibarını çok sarsacağı yönünde kulis faaliyetine girdiler. Dava seyrederken, Özal ‘iyi oldu yayımlanması’ anlamında bir laf etti. Daha sonra da mahkeme oybirliğiyle bu bilgiler ‘aleniyet kesbetmiştir’ diye beraatimize karar verdi.”