Dünya

Mısır'da 'M'übarekten 'S'onra neler olacak?

Mısır'da 18. gün boyunca süren isyanın ardından Halk Devrim'i gerçekleşti!

12 Şubat 2011 02:00

T24 - Gösterilerin 18’inci gününde başkent Kahire’yi terk eden Hüsnü Mübarek tüm yetkilerini orduya devretti. Şimdi Mısır’ı Eylül ayında yapılacak seçimlere kadar dört kişiden oluşan Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi yönetecek. 


Şimdi ne olacak?(Soldan sağa) Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Reda Mahmud Hafız Muhammed, Genelkurmay Başkanı Tuğgeneral Sami Hafız, Savunma Bakanı Mareşal Hüseyin Tantavi ve Hava Savunma Komutanı Tuğgeneral Abd El Aziz Seif Eldeen’den oluşan konsey anayasa mahkemesiyle birlikte çalışacak.


Başkan Yardımcısı Süleyman’ın yeni yönetimde hiçbir yetkisi olmayacak. Askeri Konsey dün ilk olarak Mısır Parlamentosu’nu ve kabineyi feshetti. Üç maddelik eylem planı hazırladı. Buna göre sıkı yönetim en kısa zamanda kaldırılacak, Eylül’deki seçimlere kadar demokratik seçim ortamı yaratılacak ve insanların güvenliği sağlanarak yolsuzluğa karşı mücadele edilecek. Muhalif liderler El Baradey, Amr Musa ve Müslüman Kardeşler örgütü bu süreçte ordunun izin verdiği kadar yer alacak. 


TÜRKSAM Başkanı Sinan Oğan ve Akşam Gazetesi Yazarı Hüsnü Mahalli, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in istifasını Habertürk ekranlarında değerlendirdi. 

'BİR DEVRİM'İN HİKAYESİ' video için tıklayınız...

'Mübarek'in 30 yıllık başkanlık döneminin bitmesiyle yerine kimin geçeceğini ise Mısır Anayasası'ndaki 2 madde düzenliyor' tıklayınız...


Cumhurbaşkanı Mübarek’in bu görevinden istifa ederek, yetkilerini orduya devrettiğini açıkladı. Habertürk'te yer alan haber şöyle:

SİNAN OĞAN:

Sürecin en başından beri tam da öngördüğümüz şekilde neticelendi. Dünkü Mübarek'in görevi devretmesinden sonra da söylediklerimiz doğru çıktı. Dün akşam bunların analizini yapmıştık. Süleyman'ın görevi devralması da halkı tatmin etmeyecekti. Yüksek Askeri Şura'ya görevin devredileceği tahmin edilmişti. Mısır'da sadece askerin iktidarı devralması da yetmeyecektir, Mübarek'in iktidar içindeki kalıntıları da temizlenene kadar sürecektir. Diktatörler taviz vermeye başladı mı, kitleler kurban almaya başladı mı, istenen olana kadar halkın isyanı devam edecektir. Muhalif Lider Baradey'in söyledikleri ("Hayatımın en önemli günü, ülkem özgürleşti") çok erken bir açıklamadır. Süleyman'dan tam kurutulmasa da, askeri yönetimden tam kurtulmasa da halk diktatörden kurtuldu.  Ordu eğer üzerinde resmi üniforma olan generalleri çıkarıp, cumhurbaşkanı, başbakan çıkarırsa bu da tepkiye devam edilmesine nenden olacak. ABD ve İsrail de ordunun yönetimi ele almasından memnundur. Ordunun laik bir çerçeve içerisinde ülkeyi yöneteceği düşünülmektedir. Ordunun iç dinamikleriyle beraber dış dinamikler de önemli. Mısır'da bir ordu iktidarı da mümkündür. Bu kalabalıklar şimdi tek vücut olarak gözüküyor, ama bu kalabalık yarın Mısır'da iktidarı ele geçirmek için birbiriyle yarışacaktır. Bu yarış da Mısır'da iktidar çatışmalarına neden olabilir. Asıl sorun, Mübarek'ten sonra yerini nasıl bir rejime bırakacak sorunudur. Bu kalabalığın rengi zamanla ortaya çıkacaktır. Bu da belki ordunun elini güçlendirecektir. 


HÜSNÜ MAHALLİ:

Mübarek'in istifa etmesi, bırakması ya da bırakmaya zorlanması bir son değil. Bana göre bir çok şey daha yeni başlıyor. Obama ile Mübarek arasında çok ciddi gelgitler yaşandı diye düşünüyorum. Dünkü Mübarek ve Süleyman'ın konuşmalarının canlı olduğunu düşünmüyorum. Mübarek şu an Mısır'da değildir büyük ihtimal, başka bir yerdedir. Obama dün Kadaffi ile telefon görüşmesi yapmıştı, bunun Mübarek'in kaderiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Dün öğleden sonra her şey bitmişti. O nedenle dünkü konuşmalarının banttan olduğunu düşünüyorum. Yarın ya da bu gece 'halk artık evlerine dönsün, bu iş bitmiştir' diyecekler. Önce konsey içinde ya da konseye mensup olmayan komutanlar arasında ciddi bir mücadele başklayacak. Bu generaller arasında yüzde yüz Amerikancı olan generaller ki Tantavi de bunlardan biri, bunların karşısında da 'bu kadar ihanet fazladır, Biz Mısırlıyız' diyen gruplar var. Sonuç şöyle olacaktır, eğer konsey yarın ya da bir kaç gün sonra yüzde yüz bağımsız ve tarafsızlardan oluşa geçici bir hükümet ya da yine yüzde yüz bağımsız bürokrat ve teknokratlardan oluşan bir oluşuma görev vermezse, demek ki Amerakancılar kazandı ve olup biten her şey düzmecedir. Sistemin amacı zaman kazanmaktır. Bu olursa olur, olmazsa evlerine çekilmeye başlayan halk tekrar sokaklara dönecektir. Bunlar kazanırsa Nisan- Mayıs ayına kadar seçim hazırlıkları yapılacaktır. Parlemanto seçimi yapılacaktır. Parlemanto şu anda hükmünü kaybetmiştir.

Mısır'da bu süre işlerse, sonuç getirirse, yeni bir anayasa ve demokratik bir seçim olursa, maksimum bir ay sonra Ürdün'deki sistem düşer. Bunu çok iddialı olarak söylüyorum. Yemen de, Cezayir de çökecektir. Bu görüntüler hiç bir Arap sokağında yankısız kalmayacaktır. bu Arap vicdanının bir dışavurumudur. Olacak olanlar için söylüyorum. Hiç kimsenin ABD ile bir derdi yok, amaç demokrasi ve ihanete uğramış insanların yeniden onurlarını kazanmasıdır. Mısır'ın zaferi İsrail'e baskı oluşturacaktır.


İran da korktu, gösterileri engelledi 

Mısır’daki halk ayaklanmasından endişe eden Iran yönetiminin muhalif göstericileri tutukladığı ortaya çıktı. İran muhalif yayın kuruluşu Rahezabz’e göre, Tunus ve Mısır’daki ayaklanmalara destek olmak için 14 Şubat’ta muhalif liderler Mehdi Karubi ve Mir Hüseyin Musavi’nin katılımıyla bir gösteri düzenlenmesi kararlaştırıldı. Ancak gösteriye izin vermeyen İran yönetimi 10 muhalif lider tutuklandı. Karubi’nin telefonları kesildi. BBC’nin yaptığı Farsça yanıyınları engellendi. BBC, İran’ın iki gündür haberlerini engellediğini açıkladı.

El Cezire devrimi! 

Mısır’daki isyan hareketinin ilk anından itibaren Arap dünyasının yükselişteki haber kanalı El Cezire rejim üzerindeki baskısını hissettirdi. TV kanalı, bazı günler 24 saati bulan Mısır özel yayınında Mübarek rejimini yerden yere vurdu. Mübarek’e destek veren Mısır Devlet Televizyonu’nun en ünlü spikeri dahi, “Yaptığımız yayından utanıyorum. Reklam arasında El Cezire seyrediyoruz” diyerek görevinden istifa etti. Mübarek önce Katar merkezli kanalın sinyalini bloke etti, El Cezire’nin uydu frekansını değiştirmesinin ardından bu kez Kahire bürosunu bastı ve yayına yasak getirdi. Ancak yine de El Cezire’nin devrimi tetiklemesine engel olamadı. Dün Tahrir meydanındaki coşku görüntüsü Mısır Devlet TV’sine de yansıdı. Ancak geç kalmışlardı. Meydanda, “El Cezire’ye evet, Nil TV’ye hayır” pankartı açıldı. El Cezire kadar sosyal paylaşım siteleri Facebook ve twitter da isyancıların en önemli silahıydı. İnternetin kesik olmadığı günlerde eylemler, sloganlar, haberler bu sitelerden yayıldı. Arap dünyasındaki tüm anketlerde en çok beğenilen lider olan Erdoğan da Mübarek’in gitmesi gerektiğini en açık ve en yüksek sesle dile getiren lider oldu.