Dünya

Mısır'da isyan büyüdü: 35 KİŞİ ÖLDÜ, YARALI SAYISI 1000'i GEÇTİ

Dün gece saatlerinde canlı yayında halka seslenen Mübarek, reform sözü verirken, hükümetin istifa etmesini istedi.

29 Ocak 2011 02:00

T24 - Tunus’tan Mısır’a sıçrayan eylemler dördüncü gününe girdi. Cuma namazı çıkışında birçok kentin meydanlarında yönetim karşıtı gösteriler düzenlendi. Mısır'da dün Cuma namazının ardından  tekrar sokaklara çıkan halk Mübarek'in kesin istifasını istedi. Ayaklanmalar gece boyunca devam ederken yetkililer olaylarda 35 kişinin öldüğünü, 1000'in üstünde de yaralının olduğunu açıkladı. Dün gece saatlerinde canlı yayında halka seslenen Mübarek, reform sözü verirken, hükümetin istifa etmesini istedi. Sabah saatlerinde alınan bilgiler ise hükümetin istifa ettiğini bildirdi.

Mısır'da yaşanmaya başlayan kuvvetli muhalif gösterilerin arkasında binlerce Mısırlı'yı sokaklara dökmeyi başaran çeşitli örgütler, partiler var. Bu topluluklar, iktidardaki Hüsnü Mübarek yönetimine karşı olmaların rağmen, ideoloji, örgütlenme ve talepler açısından ciddi farklara sahipler.

Wikileaks’in son yayımladığı belgeler, Mısır’daki demokrasi yanlısı hareketin ABD tarafından finanse edildiğine işaret ediyor.


'Mısırda isyan büyüyor, halk devlet televizyonunu bastı!'

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ....

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ...



Mısır'da gençler öncülüğünde gıda fiyatlarının yüksekliği, yoksulluk ve yolsuzluğa karşı tepkilerle başlayan ve 30 yıllık Mübarek rejimine ‘Gazap cuması’ yaşattı. Kahire başta olmak üzere birçok kentte, onbinlerce kişi 1977’den sonraki en büyük toplumsal gösterileri düzenledi. Hükümeti ve yoksulluğu protesto etti. Özellikle sokak araları savaş alanına döndü. Mübarek posterleri yerlerde çiğnendi. Yönetim ise internet, gazeteler hatta telefonlara tam karartma uyguladı. En büyük muhalif örgüt Müslüman Kardeşler’in üst kadrosunu gözaltına aldı. Polis, plastik mermi kullandı. Dünkü gösterilerde en az 10'u polis 35 kişi hayatını kaybederken, 1000'den fazla kişi de yaralandı.


Herkes ‘Tunus’tan sonra Mısır ne zaman karışacak’ diyordu. Geçen salıdan bu yana depremin öncü sarsıntıları yaşanırken, dün 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimi 4’üncü günde en şiddetli depremle sarsıldı. Zaten muhalifler dünün “Gazap Cuması” olacağını ilan etmiş, cuma namazı sonrası herkesi protestolara katılmaya çağırmıştı. Bu yüzden Mübarek rejimi dün depremi en az şiddette atlatmak için elindeki tüm imkanları kullanmakla güne başladı. Kahire’de her köşe başı asker ve polis tarafından tutuldu. Ardından son günlere kadar gösterilere mesafeli duran, ancak önceki gün eylemcilere desteğini açıklayan İslamcı muhalefet hareketi Müslüman Kardeşler’in 8’i üst düzey 20 yetkilisinin gözaltına alındığı haberi geldi. 


İmamlar yönlendirdi

Sabahın erken saatlerinde Kahire sokaklarına çıktığımda mahallelerde çoğu genç olan Mısırlıların toplandığını gördüm. Ortadoğu’nun İslami eğitim açısından en büyük kurumu sayılan El Ezher’e sonra Fetih Camisi’ne gittim. Turist olduğumu söyledim ancak Türk kimliğini gösterince içeri girebildim. Cami tıklım tıklımdı. Tamamen ülkenin özgürlüğüne dair siyasi bir hutbe okundu. Namaz çıkışı beklediğim gibi kıyamet koptu, binlerce kişi protestolara başladı. Bazı imamlar “Çıkın değişim arayın” diyordu. Protestocular, “Kahrol, kahrol Mübarek” diye bağırıyor, Mısır liderinin posterlerini ayaklar altında çiğniyordu. Bu esnada polisin sıktığı gözyaşartıcı gazdan ben de nasibimi aldım. Kalabalığın görüntüsünü almaya çalışırken arbedede kaldım. Üç kadın önümde yere kapaklandı. Yeraltında bir tuvalete sığındım. Orası da kadınlar ve kaçanlarla doluydu. Bana su verdiler. Bir saat orada kaldıktan sonra silah sesleri altında koştum. Polis plastik olduğu söylenen mermilerle sağa sola ateş açıyordu. 7-8 kilometre yürüdükten sonra zar zor otele ulaşabildim


Sokaklar yaralı doldu

Sokaklardan geçerken onlarca kişinin yara bere içinde kaldığını, baygın yattığını gördüm. Hatta bir kişinin öldüğünü bildirdiler. 2005’te Mübarek’e rakip olan muhalif lider Eymen Nur’un da yaralandığı haberleri var. Polis Kahire’de binlerce göstericiye plastik mermi, göz yaşartıcı gaz, cop ve tazyikli suyla müdahale etti. Öyle ki El Baradey bile tazyikli suya maruz kaldı, üstelik polis onun, bulunduğu bölgeyi terk etmesine de izin vermedi. El Baradey’i kuşatan yandaşlarının bazılarını polis acımasızca copladı. Göstericiler ise polise taş atarak karşılık verdi. Aralarında Süveyş’in bulunduğu Nil deltasının her iki tarafındaki kentlerdeki gösterilere de polis çok sert müdahale etti. Kanal bölgesinde bir tank göstericilerce ateşe verildi. 


İletişimi engellediler

Bu arada internet ve cep telefonlarını kullanmak isteyenler boşuna uğraşıyordu. Çünkü onbinlerce insanın Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleriyle örgütleneceğini bilen yönetim çoktan tedbirini almıştı. Nitekim Mısır’daki büyük servis sağlayıcılardan biri, önceki gün yerel saatle 12.30’dan sonra internet trafiğinin durduğunu açıkladı. İngiliz telekomünikasyon şirketi Vodafone da, Mısırlı yetkililerin talimatı gereği, ülkedeki belirli bölgelerde cep telefonu hizmetlerini askıya almak zorunda kaldıklarını açıklıyordu. İstanbul’daki merkezi cep telefonundan arayamadığımdan, Türkiye’nin Kahire Büyükelçiliği aracılığıyla iyi olduğumu arkadaşlara bildirdim. Ancak otele döndükten sonra merkezle irtibata geçebildim. 



Yoksulluk had safhada

Mısır’da en çok dikkatimi çeken göstericilerin çoğunun genç olmasıydı. Yakındıkları şeyler ise hep aynı: Yoksulluk, yolsuzluk, baskılar... 80 milyon nüfusluk bu en büyük Arap ülkesinde insanların üçte ikisi 30 yaşın altında ve çoğunun işleri yok. Mısırlıların yüzde 40’ı günde 2 doların altında gelire sahip. 30 yıldır olağanüstü hal altında yaşıyorlar. Gerekçe ise hep terör. Mısır yönetimi ise “Görülmemiş reformlar” yapılacağı sözü verdi.


Ordu el koydu

Mısır’ın başkenti Kahire ile İskenderiye’de iktidardaki Ulusal Demokrasi Partisi’ne ait birçok bina göstericilerin saldırısına uğradı. Göstericiler, binaları yağmaladı. Çıkan olaylarda Kahire’de 5, Süveyş’te 13 ve İskenderiye'de 6 olmak üzere 24 kişinin öldüğü bildirildi. Yaralı sayısının da 1030 civarında olduğu açıklandı.

Kahire’de cuma namazı sonrası başlayan gösteriler, polisin müdahalesiyle daha büyüdü. Tahrir Meydanı’na giren 20 bin kadar gösterici, parlamentonun bulunduğu caddede polisle çatıştı. Kahire’nin çevresindeki semtlerde göstericiler hükümete ait binaları yaktı. 20 bin dolayında gösterici Tahrir Meydanı’na girmeye çalıştı. Polisin müdahalesi sürerken, parlamentonun bulunduğu cadde de yer yer çatışmalar yaşandı. Göstericiler Enformasyon ve Dışişleri Bakanlığı binalarına saldırdı. Göstericiler, Nil Nehri kenarındaki Dünya Ticaret Merkezi ve otelini, İskenderiye kentinde ise valilik binasını ateşe verdi. Süveyş kentinde 13 gösterici öldürüldü. Gösteriler Luksor, Port Said ve Dimyat gibi kentlere yayıldı. Dimyat’ta, iktidardaki Ulusal Demokratik Parti’nin bürosu ateşe verildi. Kahire’de askeri birlikler sokaklara çıktı. Kahire, İskenderiye ve Süveyş’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Kahire’de, devlet televizyonunun da içinde bulunduğu Enformasyon Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının kontrolünü yeniden sağlayan asker, bakanlıkların önünde barikat kurdu.   



Müzeleri halk koruyor

Asker, müzelerin güvenliğini planlarına dahil etmeyince devreye göstericiler girdi. Uygarlık tarihi açısından oldukça önemli eserlerin bulunduğu, eski Mısır’a ait  mumyaların ve değerli eserlerin de yer aldığı 4 müzeyi yağmacılardan korumak için halk, etrafında insan zinciri oluşturdu. 


Askere sevgi gösterisi 

Kahire’de bir köprüyü kapatan tankların önüne çıkan bir genç kalabalığı harekete geçirmeye çalıştı. Camilerden boşalan kalabalık sokak aralarına yayıldı. Polis üzerlerine su sıktıkça, taşlarla karşı koyup, panzerlerin önüne geçtiler. Halk, sokağa çıkarak hassas noktaları kontrol altına alan askeri sevinç gösterileri ve “Ordu-Millet el ele” sloganlarıyla karşıladı. 


Muhalif lider ev hapsinde

Kahire’deki asıl gösteriler, önceki gün Viyana’dan Mısır’a dönen Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun eski Başkanı, Nobel ödüllü muhalif lider Muhammed El Baradey’in cuma namazı kıldığı caminin dışında başladı. Kahire’nin Giza bölgesindeki bir caminin dışındaki meydanda El Baradey ile namaza katılan 2 bin kadar kişi ablukaya alındı. Namaz biter bitmez “Halk rejimin bitmesini istiyor”, “Bırak, bırak Mübarek, Mübarek uçak seni bekliyor” sloganları atıldı. Birkaç saatlik kuşatma bittikten sonra yandaşlarıyla birlikte yaptığı barışçıl bir yürüyüşte polisle tokalaştı. Polis daha sonra El Baradey’in Kahire’deki evinin önüne konuşlanarak, muhalif lidere evinden çıkamayacağını söyledi. Böylece El Baradey ev hapsine alındı. 


Mısır’da muhalefet ne istiyor 

- 6 Nisan Hareketi: Gençlerin oluşturduğu bu muhalefet birliği, gösterilerin ardındaki ana gücü oluşturuyor. Hareketin üyeleri Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım  sitelerini yaygın olarak kullandı. Hareket, olağanüstü hal yasasının kaldırılmasını ve asgari ücretin yükseltilmesini istiyor.

- Milli Değişim Birliği (MDB): Muhalefet gruplarının şemsiye örgütü  niteliğindeki MDB, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanı Muhammed El  Baradey tarafından, uzun yıllar sonra ülkesine dönüşünde kuruldu. MDB, Mübarek’in  altıncı dönem aday olmaması çağrısında bulunurken, iktidarın oğlu Cemal’in eline geçmesine karşı olduğunu belirtti.

- Müslüman  Kardeşler: Ülkenin en büyük muhalefet örgütü Müslüman  Kardeşler, yönetim tarafından ayaklanmaya sebep olmakla suçlansa da örgüt şimdiye kadarki protestolarda önemli rol oynamadı. Müslüman kardeşler, geçmişte büyük kalabalıkları sokaklara dökebiliyordu ancak çoğu zaman doğrudan hükümeti hedef almaktan kaçındı.

- VEFD Partisi: Bu partinin geniş halk desteği bulunmuyor. Parti başkanı El Seyid El Bedevi meclisin feshedilmesi, yeni bir milli birlik hükümetinin kurulması ve nispi temsil sistemine dayanan yeni seçimlerin yapılmasını istedi.

- Yarın Partisi: Liberal çizgideki Yarın (El Gad) partisinin kurucusu Eymen Nur, gösterilere katılsa da geniş bir siyasi desteğe sahip değil. Önceki devlet başkanlığı seçimlerinde Mübarek’ten sonra ikinci gelen Nur, sahtecilik suçlamasıyla 3 yıl hapis yattı. 



Mübarek geri adım attı ama istifa etmedi  

Çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan olayların ardından dün geceyarısı konuşan Mübarek, hükümeti görevden aldı, ama koltuğundan ayrılmadı.

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, günlerdir süren şiddet içerikli protestolara rağmen görevinden ayrılmayı reddetti. Bununla birlikte halkın şikayetlerini anlayışla karşıladığını vurgulayan Mübarek, “Her zaman fakirlerin yanında oldum. Ekonomik reformlara devam edeceğiz. Eğitim ve sosyal hizmetleri” geliştireceğiz şeklinde konuştu. Halkın tepkisine karşılık olarak hükümeti lav ettiğini duyuran Mübarek, “Yarından itibaren yeni bir hükümet kurmaya başlıyorum” dedi.

Geniş katılımlı sokak gösterilerinin yapılabiliyor olmasının, Mısır’da ifade özgürlüğünün olduğunu kanıtladığını savunan Mübarek, “Demokratik reformlara yenilerini ekleyeceğiz. İfade özgürlüğünü de geliştirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Göstericilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalara ilişkin olarak, özgürlükler ile kaos arasında ince bir çizgi olduğunu anımsatan Mısır lideri, “Masum kurbanlar ve hem vatandaşlar hem de polis memurları arasında zayiat olmasından üzüntü duyuyorum” diye konuştu.



Mısır'dan 93 kişi İstanbul'a geldi

Mısır'da çıkan olayların ardından, Türk Havayollarına (THY) ait uçakla 93 kişi İstanbul'a geldi. Mısır'ın başkenti Kahire ve diğer kentlerinde son 5 gündür çıkan olaylar nedeniyle dönmek zorunda kalan aralarında yabancıların da bulunduğu 93 kişiyi taşıyan THY'ye ait uçak, 05.50'de Atatürk Havalimanına indi.

Burada basın mensuplarına açıklamada bulunan yolculardan Egemen Geyik, Mısır'ın İskenderiye kentine iş için sürekli gittiğini, geçen Salı günü bir protesto gösterisi olduğunda, olayların bu kadar büyüyeceğini kimsenin tahmin edemediğini söyledi. Olayların İskenderiye kentinin farklı noktalarında geliştiğini belirten Geyik, şunları kaydetti:

''Kaldığım otelin önünde de olaylar çıktı, güvenlik güçleri biber gazlarıyla müdahale ediyordu. Otelin önünde bir kişi vuruldu. Onu oradan kaldırırlarken gördüm. Durum çok karışık, benim bulunduğum yerde yaklaşık 3-4 saat polislerle çatışıldı. Olaylar durulduktan sonra otelden çıkıp Kahire Havalimanına gelmeye çalıştım. Yoldan geçerken en az 10 tane büyük zırhlı polis aracı yakılmıştı. 2 karakol ve bir resmi daire ateşe verilmişti, yollar savaş alanı gibiydi.'' İskenderiye'de çıkan olaylar sırasında eylemcilerin dükkanların camlarına dokunmadıklarını ifade eden Geyik, Kahire'deki konuştuğu bazı arkadaşlarının kendisine buradaki birçok otel ve iş yerlerinin yağmalandığını söylediğini bildirdi.



Sadece THY uçağı geldi

Uçağın diğer yolculardan Levent Atlar da iş için gittiği Mısır'da olaylar çıktığı zaman  Porsait'te olduğunu söyledi. Normalde, iki gün sonra dönmeyi planladığını ifade eden Atlar, ''Olaylar nedeniyle ilk uçakla dönmek zorunda kaldık. Havalimanında acayip bir bekleyiş var. Dünyanın her yerinden insanlar havalimanına yerleşmiş ve herkes uçağını bekliyordu, ancak oraya THY  uçağından başka bir uçak yoktu. Gelmedi'' şeklinde konuştu. 

Mustafa Güngör ise Mısırda her tarafta isyancılara polis ve ordu birliklerinin çatışma halinde olduğunu belirterek, ''Bu olaylar biraz daha sürecek gibi. En son göstericileri bastırmaya çalışan polislerle halk barıştı. Hep beraber orduyla çatışmaya başladılar. Ordu en son dün akşam saatlerinde şehir merkezlerine tanklarla girdi'' dedi. Bulundukları otelden dışarı çıkmadıklarını ifade eden Güngör, ülkede bütün internet ve GSM operatörlerinin şebekelerinin dondurulduğunu kaydetti. Güngör, basın mensuplarının ''Oradaki Türklere ilişkin herhangi olumsuz bir durum var mı?'' sorusuna ''Şu ana kadar bir şey olmadı ama bu, bundan sonra olmayacağı anlamına gelmez. Orası çok karışık'' şeklinde yanıt verdi.

Tatil için Mısır'a gittiğini söyleyen yolculardan Turan Üstün, ''Olayların olduğunu bilseydik gitmezdik. Biz, Kahire Havalimanına başka bir şehirden geldik. Kahire giriş çıkışları iptal ettikleri için şehre giremedik. Otelleri yağmalamışlar. Havalimanı çok kalabalık ve insanlar üst üste kaçmaya çalışıyor. Allah devletimizden razı olsun uçak geldi ve biz geri döndük'' diye konuştu.


Türkiye'ye tatil için gelmişler

Mısır'da öğrenci olarak bulunan bir grup Malezyalı da gelen yolcular arasındaydı. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan öğrencilerden Usaid Bin Fakhoriddin, Mısır'da bir buçuk yıldır öğrenci olduğunu, internet ve telefon bağlantısı kesildiği için olaylar hakkında çok fazla bilgi edinemediklerini sadece protesto gösterisi gördüklerini söyledi.

Bir haftalık kış tatilini geçirmek için Türkiye'ye geldiklerini anlatan Usaid Bin Fakhoriddin, Mısır'a tatil sonrası tekrar döneceklerini kaydetti.

Tatil için amcası ve onun ailesiyle birlikte İstanbul'a gelen Mısırlı Nurhata Aid de daha önce böyle bir durumla karsılaşmadıklarını belirterek ''Gösteriler nedeniyle çok korktuk ve evden dışarı çıkmamaya çalıştık. Bir hafta tatil için Türkiye'ye geldik ancak tekrar dönmek zorundayız'' dedi.


Obama, Mübarek'le telefonda görüştü     

ABD Başkanı Barack Obama, telefonda görüştüğü Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’ten verdiği reform sözünü tutmasını istedi.

Mübarek ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mısır’da ülke genelinde gerçekleştirilen hükümet karşıtı gösterileri değerlendiren Obama, protestoculara karşı şiddet kullanılmaması çağrısında bulundu.

Obama ayrıca Mısır halkı ve hükümetiyle işbirliği içinde olacaklarını belirtti. 


Mısır'da ayaklananlar kimler?


Mısır'da yaşanmaya başlayan kuvvetli muhalif gösterilerin arkasında binlerce Mısırlı'yı sokaklara dökmeyi başaran çeşitli örgütler, partiler var.

Bu topluluklar, iktidardaki Hüsnü Mübarek yönetimine karşı olmaların rağmen, ideoloji, örgütlenme ve talepler açısından ciddi farklara sahipler.

Bu örgütlerden öne çıkanlar şunlar:


6 Nisan Hareketi
 
Ülkede salı günü başlayan gösterilerin arkasındaki esas örgüt 6 Nisan'dı.

25 ocak gününü "öfke ve isyan günü" ilan eden örgüt internet sayfasında taleplerini sıraladı.

Bu talepler arasında içişleri bakanının istifası, asgari ücretin artırılması ve özgürlükleri sınırlayıcı yasaların kaldırılması vardı.

Örgüt Mısırlılar'ı "talepler yerine getirilene kadar sokaktan çekilmemeye" davet etti.

6 Nisan örgütün başlangıcı, 2008 yılında Facebook sosyal iletişim ağında kurulan bir gruba dayanıyor.

Bu grubun kuruluş amacı Mahalla endüstri bölgesindeki işçilerle dayanışmak ve 6 nisan tarihinde genel grev ilan etmekti.

Üyeler arasında iyi eğitim almış Mısırlılar var. 6 Nisancılar, polis tarafından tutuklanma riskini diğer protestoculara göre daha rahat aldılar.

Grup ayrıca Birleşmiş Milletler nükleer denetçisi Muhammed El Baradey'in şubat 2010'da ülkeye dönüşündeki destek gösterilerini düzenledi.

Örgüt Facebook, Twitter ve Flicker gibi internet platformlarını aktif olarak kullanıyor.


Ulusal Değişim Derneği
 
Birçok irili ufaklı örgüt ve hareketi kapsayan bir "çatı organizasyonu" olan Ulusal Değişim Derneği, El Baradey tarafından kuruldu.

Mısır dışında uzun yıllar yaşadıktan sonra ülkeye dönene Baradey derneği "Mısır'da gerekli reformların aracı" olarak tanımladı.

Baradey son günlerdeki gösterilere şahsen katılmasa da destek mesajları yayınladı.

Buna rağmen derneğin bazı üyeleri gösterileri düzenlemek suçlamasıyla tutuklandı.

Örgüt gösterilerin başladığı salı günü yayınladığı mesajda cumhurbaşkanı Mübarek'e eylül ayında gerçekleşecek başkanlık seçimlerinde altıncı kez aday olmama çağrısı yaptı.

Mübarek'in oğlunun iktidarına da karşı çıkacağını açıklayan Ulusal Değişim Derneği, son seçimlerle kurulan ve iktidar partisinin yüzde doksan çoğunluğu oluşturduğu meclisin de dağıtılmasını talep ediyor.

Şemsiye örgüt içinde El Ghad ve Demokrasi Cephesi gibi liberal hareketlerin temsilcileri ile Müslüman Kardeşler gibi İslamcı toplulukların temsilcileri birlikte yer buluyor.

Bu örgütler koalisyonu ayrıca Mısır'daki önemli entelektüelleri de barındırıyor.

Bunlar arasında 2004 seçimleri öncesi ilk protestoları düzenleyen Mısır Demokratik Değişim Hareketi'nde (KEFAYA) görev almış isimler de var.

Dernek, olağanüstü halin kaldırılmasını ve anayasal reformları talep ediyor.

Bu taleplerin arkasında olan 1.000.000 Mısırlı'dan toplanan imzalar, Müslüman Kardeşler'in de desteğiyle kolaylıkla elde edilmişti.

Ancak Müslüman Kardeşler'in son meclis seçimini boyket etmemesi, ve bazı hareketleri doğrudan eylem stratejisini benimsemesi sebebiyle, koalisyon içinde çatlaklar yaşanmıştı.


Müslüman Kardeşler
 
Örgüt, resmi olarak yasaklanmış olmasına rağmen Mısır'daki en büyük ve örgütlü toplumsal hareket.

Salı günü başlayan gösteriler sonra içişleri bakanı tarafından sorumluluk yüklenen ilk örgüt Müslüman Kardeşler oldu.

Ancak protesto gösterilerinde ne kadar rolü olduğu konusunda kesinlik yok.

Müslüman Kardeşler'den yapılan açıklamada, gösteriler net bir şekilde sahiplenilmezken, örgüt sempatizanlarının kendi istekleriyle katılmalarına karşı çıkılmadı.

Örgüte yakın gençlerin, hareketin aktif rol almamasına öfkelendikleri bildiriliyor.

Müslüman Kardeşler'in bağımsız adayları son seçimler öncesi parlementoda yüzde yirmilik azınlığa sahiptiler.

Örgüt, son genel seçimlerin ilk turuna hile karıştırıldığı iddiası ile ikinci tur seçimi boykot etti.
İslami referansları güçlü örgütün ABD'nın Irak işgali ya da Gazze'deki İsrail ablukası gibi
konularda büyük kalabalıkları sokağa dökebildiği biliniyor.

Müslüman Kardeşler şimdiye dek Mısır devletini doğrudan karşısına alan bir tavır benimsememişti.


WAFD Partisi

Mısır'da büyük desteğe sahip olmayan ancak meclisteki resmi muhalefeti oluşturmuş WAFD, hükümete yakın durmakla eleştirilen bir parti.

Parti Başkanı Sayid el Badavi'ye sıklıkla yöneltilen suçlama iktidar partisinin meşruiyetini sağlamasına gizli destek vermek.

WAFD, Müslüman Kardeşler gibi genel seçimlerin ikinci turunu boykot etti ve hafta boyunca yaşanan protestolara açık destek vermedi.

Ancak partili gençlerin gösterilere katılması çağrısı yapıldı.

Başkan Badavi, bir televizyon yayınında meclisin feshedilmesini, yeni bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasını ve adil bir sistemle seçimlerin yapılmasını talep etti.


EL GHAD Partisi

Liberal eğilimli Ghad (Yarın) Partisinin kurucusu Ayman Nur, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hüsnü Mübarek ardından uzak arayla ikinci olmuştu.

Uydurma olduğu iddia edilen yolsuzluk suçlamalarıyla üç yıl hapis cezasına çarptırılan Nur'un partisi, bu üç yıl içinde iktidar yanlılarınca ele geçirildi.

2009 şubat ayında cezası biten Nur, bu tarihten bu yana hükümet karşıtı gösterilerin önemli bir aktörü oldu.

Nur'un cumhurbaşkanlığını düşündüğü iddiaları var ancak, kendisinin 2004'teki desteği olmadığı tahmin ediliyor.

Nur salı günkü, gösterilerin ilk gününde sokaklardaydı.


Mısır'daki isyanın arkasında ABD mi var?

ABD büyükelçiliklerine ait gizli yazışmaları kamuoyuna sızdıran Wikileaks’in son yayımladığı belgeler, Mısır’daki demokrasi yanlısı hareketin ABD tarafından finanse edildiğine işaret ediyor.
 
Norveç’in Aftenposten gazetesinin yayımladığı belgelere göre, ABD, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in üzerindeki baskıyı artırmak için bu ülkedeki demokrasi yanlısı gruplara on milyonlarca dolar yardımda bulunmuş.
 
6 Aralık 2007 tarihinde Kahire’deki büyükelçilikten Washington’da gönderilen belge ABD Uluslararası Gelişim Ajansı’nın (USAID) 2008’de 66.5 milyon, 2009’da ise 75 milyon dolarlık yardımlarla Mısır’daki demokrasi yanlısı gruplara destek verdiğine işaret ediyor.
 

Mübarek'in şüphesi

Aftenposten, “Devlet Başkanı Mübarek’in, ABD’nin demokrasi hareketine destek verdiğinden şüphelendiğini" ancak “ABD’nin yardım programları aracılığıyla Mısır’da halkın sesini güçlendirmek için demokratik kurumların kurulmasına destek vermeye devam ettiğini” belirtti.
 
Wikileaks’in elindeki 250 binden fazla belgeye erişimi olduğu bilinen gazeteye göre, ABD “Mübarek’e muhalif olan güçlerin desteklenmesine doğrudan katkıda bulundu.”
 
Salı gününden bu yana ülke tarihinin tanık olduğu en büyük protestoların yaşandığı Mısır'da göstericiler Mübarek’in 30 yıllık iktidarını sarsıyor.
 

ABD nerelere para harcadı?

Aftenposten’ın yayımladığı ikinci belge, ABD’nin Mısır’daki demokrasi altyapısının güçlenmesi için harcadığı paranın hem Mısır hükümeti tarafından yürütülen programlara, hem de Mısırlı ve ABD’li sivil toplum örgütlerine verildiğini ortaya koydu.
 
Mısır Uluslararası İşbirliği Bakanı Fayza Abou, yapılan yardımlar hakkında ABD Büyükelçiliği'ne bir mektup gönderdi. Abou mektubunda, USAID’in “resmen sivil toplum kuruluşu olarak kayıt ettirilmemiş 10 örgüte verdiği yardımları kesmesini” istedi.
 
Abou’nun gönderdiği mektuptan, 28 Şubat 2008 tarihinde Washington’a gönderilen kriptoda bahsedildi.
 
Dördüncü bir kriptoda da Mübarek’in,yerine geçeceği düşünülen oğlu Cemal’den bahsediliyor. 20 Ekim 2008 tarihli belgede, Cemal için, “Mısır’daki sivil toplum örgütlerine yönelik ABD ve devlet yardımlarından son derece rahatsız” deniyor.