Milliyet gazetesi yazarı Ercan Güven, ilk oylamada Arif Erdem ile Hakan Şükür'ü ihraç etmeyen Galatasaray kongre üyelerini eleştirerek ", “Fetullah aşkını” İzmir Marşı notaları arasına saklamaya çalışan pek çok Galatasaray kongre üyesi “15 Temmuz”un altına öyle bir dip not yazdı ki, üç UEFA Kupası dolusu deterjanla temizlenmez, yüz şampiyonlukla silinmez" ifadesini kullandı. " Fetö’nün 'kaçak kuzucukları Hakan Şükür ile Arif Erdem’i nasıl bağrına basar bu kadim kulüp?" diyen Güven "Kramponluların yüzlerce katı beyaz yakalı (muhtemel) Fetöcü varmış Genel Kurulda" diye yazdı.
Ercan Güven'in Milliyet gazetesindeki yazısı şöyle:
Galatasaray tarihi, tarih gerçekleri yazar!.. Ama gerçekler her zaman gurur vesilesi olmaz; utanç ve lekeyi de UEFA Kupası gibi titizlikle saklar ebediyete kadar.
Önceki gün, “Fetullah aşkını” İzmir Marşı notaları arasına saklamaya çalışan pek çok Galatasaray kongre üyesi “15 Temmuz”un altına öyle bir dip not yazdı ki, üç UEFA Kupası dolusu deterjanla temizlenmez, yüz şampiyonlukla silinmez.
Bırakın hukuku, vicdanı; artık ailelerinin bile reddedeceği durumdaki Fetö’nün “kaçak kuzucukları” Hakan Şükür ile Arif Erdem’i nasıl bağrına basar bu kadim kulüp?
Devlete, halka ve tüm yaşananlara karşın Fetö’nün futboldaki simgelerini nasıl üyelikte tutar?
Öyle demeçle falan da değil... Genel kurul kararı ile nasıl “onlar bizim canımız ciğerimiz” der?
Ve neden?
***
İki sebep olabilir:
Bugün, Fetö’ye meyilli veya militan olan inkarcılar da dahil herkesin (haklı olarak) vebalı muamelesi yaptığı örgütün, güçlü olduğu bir sivil toplum kuruluşunda direnç gösterisidir birinci ihtimal...
“Ölmedik, burada bile varız” mesajı...
Ki, yirmi yıldır içindeki Fetullahçı futbolcuları inkar eden, görmezden gelen, ortaya çıktığında akılları kupayla/futbolla karıştırmayı deneyen Galatasaray Kulübü’ndeki Fetö yapılanmasının, sadece sahadaki elemanlarla sınırlı kaldığına kargalar bile güler.
Hani “Nerde bu örgütün siyasi ayağı” deniyordu ya... Galatasaray özelinde “siyasi ayak” ortaya çıktı işte. Kramponluların yüzlerce katı beyaz yakalı (muhtemel) Fetöcü varmış Genel Kurulda.
***
İkinci olasılık ise çok acıklıdır...
Galatasaray gibi “mürekkep yalamışların” kulübünde, genel kurul üyeliğine kadar gelmiş ve başkan olma hakkına sahip insanlar arasında bile, “taraftarlık hissi” vatan/millet bilincinin önüne geçebilmekte, vatana ihanetle suçlanan örgütün üyesi futbolcular “güzel goller iyi çalımlar attıkları için” affedilebilmektedir.
Çok sevdikleri kulübü rezil etmeyi göze alarak...
Bu durum bize “konu futbolsa” insanların her türlü değeri bir kenara bıraktıklarından, taraftarlık denilen at gözlüğü ile rakipleri öldürmeye kalkan psikopatlara kadar pek çok vatandaşımızın zeka ve ahlak düzeyine ilişkin ipuçları vermektedir.
Fecidir...
***
Galatasaray’ın durumu da fecidir... Fanatik insanlarımızın da... Biz yirmi senedir “Fetullahçı futbolcularla mücadele ederken” onlara siper olan, Fetoya “muhterem” diye hitap eden, şimdi çığlık çığlığa Galatasaray’a veryansın giden meslektaşların da...
Ne oldu peki?
Galatasaray devlete millete karşı duramadı. Bir gün sonra Hakan Şükür ile Arif Erdem’i kapıya koydu.
Ama “özrü kabahatinden büyük” bir şekilde!
Bu futbolcuların ülkeyi mahvetmeye yemin etmiş örgüte dahil olmaları değilmiş kusurları; Galatasaray’a aidatlarını ödememeleriymiş...
Temizlendi mi leke?
Hayır... Hakan ve Arif zaten deşifre olmuş. Galatasaray’a üye kalsalar ülkeye gelip Ada’ya Arena’ya gidecek halleri yok.
Asıl Hakan ile Arif’i bağrına basan Galatasaray genel kurul üyeleri ne olacak?
Ya ülkeye ihanet eden çetenin sempatizanları ya da fanatik geri zekalı hepsi.
Ne yazık ki, bu sefer tarihi onlar yazdı.