Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla 81 ilden gelen öğretmenler ve şehit öğretmen yakınlarıyla Anıtkabir'i ziyaret etti.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin başkanlığındaki heyet, Aslanlı Yol'dan yürüyüp, Atatürk'ün mozolesine çıktı. Bakan Tekin'in mozoleye çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Heyet, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti.
Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Tekin, şunları yazdı:
"Başöğretmenimiz aziz Atatürk, Millet Mektepleri Başöğretmenliği'ni kabul edişinizin 95'inci yıl dönümünde, yurdumuzun dört bir yanından gelen, geleceğimizin teminatı öğretmenlerimizle birlikte huzurunuzdayız. En onurlu mesleğin mensupları olarak Cumhuriyetimizin ideallerine ulaşmak için şanlı bayrağımızın dalgalandığı her yerde, her bir evladımızı istikbalimizin birer meşalesi telakki ederek çalışmaktayız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını idrak ettiğimiz ve 'Türkiye Yüzyılı' idealiyle yola çıktığımız bu tarihi süreçte, bizlere verdiğiniz 'Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma' hedefine azim ve kararlılıkla ilerlemekteyiz. Yarınlarımızın mimarı öğretmenlerimiz, köklü tarihimizden aldığı güçle, sizin çizdiğiniz yolda evlatlarımızı vatan, millet ve Cumhuriyet sevgisiyle yetiştirmeye, ilmin ve irfanın rehberliğinde aydınlatmaya devam edeceklerdir. Ruhunuz şad olsun."
Bakan Tekin'den öğretmenlere mektup: Sizinle aynı yolda yürümekten kıvanç duyuyorum
Bakan Yusuf Tekin, toplumun kalkınması için çaba sarf eden eğitim ailesinin emektarları öğretmenlere ve emekli öğretmenlere şükranlarını cep telefonlarına birer mektup göndererek ifade etti. Her öğretmenin meslekteki çalışma yılını, kaç okulda, kaç şehirde çalıştığını belirterek kutlayan Bakan Tekin, mesleğinde ilk üç yılını çalışan öğretmenlere "Şimdiden pek çok öğrencinin hayatına dokundunuz. Sizinle aynı yolda yürümekten kıvanç duyuyorum" dedi.
Tekin, 4 yıldan fazla süredir öğretmenlik yapan, mezunlar veren meslektaşlarına ise "Ektiğiniz bilgi tohumları bugün ışığınızla serpildi, fidan oldu. Mezun ettiğiniz öğrencilerin gururunu, yeni başlangıçların umudunu yüreğinizde taşıdığınızı biliyorum" diye seslendi.
Bakan Tekin, "Kıymetli Öğretmenim" diyerek başladığı sözlerine "Meslek hayatınız boyunca dokunduğunuz hayatlara bahşettiğiniz ilhamın ışıltısı, cumhuriyetimizin 100. yılından gelecek yüzyıllara dolacak ve çoğalarak aksetmeye devam edecektir. Şahsım ve ülkem size minnettardır" diyerek devam etti.
Tekin, emekli öğretmenlere ise "Siz, bir toplumun eğitimi, kalkınması için sabırla, anlayışla, özveriyle, vefayla, kendi ruhunuzun ağırlığını zaman zaman hiçe sayarak bir ömür hasrettiniz. Ne yapsak emeklerinizi ödeyemeyiz" diye seslendi.
Meclis Başkanı Kurtulmuş: İlim ve irfan sahibi nesilleri de yetiştirmek boynumuzun borcudur
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde 81 ilden gelen öğretmenlerle bir araya geldi.
Kurtulmuş, "Okumak, bilmek ve anlamak ekseninde eğitim sistemimizi yeniden değerlendirmek, yeniden gözden geçirmek ve sadece kuru bilgi sahibi değil, aynı zamanda ilim ve irfan sahibi nesilleri de yetiştirmek boynumuzun borcudur" dedi.
Meclis Tören Salonu'nda düzenlenen programda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de yer aldı. Kurtulmuş, öğretmenlik mesleğinin kutsallığını uzun uzun anlatmaya gerek olmadığına vurgu yaparak, "Belki de mesleklerin en kutsalı gerçekten ülkenin geleceğine ilişkin tohumların atıldığı, en temel görevlerden birisi, en önemli toplumsal direklerden birisi olarak öğretmenlik mesleğini görmemiz gerekir diye hatırlatmak isterim" dedi.
Kurtulmuş, Türkiye'nin, dünyada eğitim teknolojileri bakımından önemli bir noktaya geldiğine dikkat çekerek, "Dünyada eğitim teknolojileri bakımından, okullaşmanın yükselmesi bakımından fevkalade bir yere geldiğimizi biliyoruz. Ama maalesef dünyada en büyük adaletsizliklerin, en büyük farklılıkların ve ayrımcılıkların olduğu alanlardan bir tanesi de eğitim alanıdır. Şu anda bilinen verilere göre dünyada aşağı yukarı 50 milyona yakın çocuk işçi okullarda olması gereken yaşlarda ağır işlerde ya da tarlalarda çalıştırılmaktadır. Aynı şekilde bugün dünyada on milyonlarla sayıları ifade edilen mülteci çocukları okullarında olması gereken yaşlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Savaş ve çatışma bölgelerinde gencecik çocukların ellerine ölüm makinaları verilerek lejyoner gibi savaş alanlarına sürülmesi bir gerçektir. Çocuklar sınıflara dahi sokulmadan, bilgisayar üzerinden en çağdaş eğitim verilirken diğer yanda yazı yazabilecek kara tahtanın olmadığı çocuklar vardır. Büyük bir haksızlığın dünyada yaşandığı başka bir dönem olduğunu zannetmiyorum" ifadelerini kullandı
