Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Eylül ayının ilk haftasında okulların açılmasını istediklerini belirterek, "Salgın olmasa Eylül’ün ikinci haftası açılıyor okul. Önümüzdeki sürece baktığımız zaman bizi yazın okul açmamız Türkiye’nin iklim koşullarında kolay değil." açıklamasını yaptı. Selçuk, eğitim çalışanlarının tamamı için 7 Haziran’dan itibaren aşılanma randevularının açılacağını duyurdu.
Bakan Selçuk, CNN Türk'te Tarafsız Bölge'de Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.
Selçuk'un açıklamaları şöyle:
Eğitim çalışanlarının tamamı 7 Haziran’dan itibaren hepsinin aşılanma randevusu açılacak. Şu ana kadar 813 bin meslektaşımız bu işlemi başlatmıştı.
Bu bir hayat sahnesi ve çocuklar hafta sonları veya sokağa çıkma saatlerinde okulunu binasına bakıyorlar. Bunun binlerce örneğini gördüm. Biz bırakın ders yapmayı sürekli teneffüs yapsa bile faydası var.
Yüz yüze eğitim neden 2 gün?
"Çocuklar o kadar çok hikaye anlatıyorlar ki, bu mutluluk onlar için hayatın provasını yapmak gibi bir şey. Toplamda her öğrencimiz 2 gün gidiyor. Önümüzde 4 hafta var. Bazı okullarımızda öğretmenlerimiz ihtiyaçların farkında ve gerekirse belli grupları onları davet edip bu 2 günün dışında da çalışma yapabilirler. Biz genel bir çerçeve çiziyoruz ve ihtiyaçlara göre ortam oluşturuyoruz. 2 gün değişken oluyor. Her sınıftı ikiye bölmek gibi genel bir eğilim var. Bazı okullar kendi koşullarına göre bunu değiştirebiliyorlar. Yılık temizlik bütçemizin 10 katını verdik ve çok şanslıyız ki meslek liselerimiz üretiyor bunları. TSE’in bir takım koşulları var ve onlara uymak koşuluyla ‘temiz okul’ belgesi oluşturuldu."
"Çocukların en az yüzde 80'i okula geliyor"
"Çocuklara deseniz ki akşam açıklandı 1 saat sonra gider misiniz derseniz giderler. Okullar ile ilgili sınıfların durumu, yerleştirilmesi binalardaki temizlik ihtiyacı okul yönetimimin düzenle ilgili pozisyonunda bir sıkıntımız yok. İl müdürlerimiz ile devamlı irtibattayız. Neler olabileceğin kesintisiz konuşuyoruz. Öncesinde eğer şöyle olursa şu tedbirleri almak gerekir diye önlem alıyoruz."
Bizim okullarımızda devamlılık çok yüksek öğrencilerin yüzde 90’ı geliyor. İsteyen çocuk gelebilir isteyen gelmeyebilir, bizim önerimiz gelmeyene de gelene de ortam hazırlamak. En az yüzde 80’i geliyor çocukların böyle bir durumda sınıf çok kalabalık oluyor ve mesafeyi ayarlamakta zorlanıyoruz. O yüzden 2 gün.
Lisede şöyle bir sıkıntımız oldu; 9-10-11’leri hiç davet edemedik. Sınav grubunu alabildik sadece.
Eğer kimse okula gelmesin denilirse okulda özel ders veriyoruz. DYK dediğimiz kursu yüz yüze veriyoruz. Her çocuğumuza ayrıca YKS kampı yapıyoruz telefonla soru çözme hakkı veriyoruz. Kendi öğretmeninden canlı ders aldırıyoruz. Ayrıca yapay zeka temelli bir uygulamamız var. 6 ayrı öğretmenden ders alabilirler. Bu eşitliği benim sağlamam lazım.
Salgın olmasa Eylül’ün ikinci haftası açılıyor okul. Önümüzdeki sürece baktığımız zaman bizi yazın okul açmamız Türkiye’nin iklim koşullarında kolay değil. Öğretmenlerimizin dinlenmesi lazım. O kadar yoruldular ki… Bir PC karşısında 6-7 saat oturun ve sürekli ekrana bakın sürekli çocukları yönetmeye çalışın bu kadar saat sonra hiç enerjileri kalmıyor. Bizim muhakkak öğretmenlerimize dinlenme fırsatı vermemiz lazım. O yüzden okullar kapandıktan sonra 2 hafta seminer dönemi olurdu ama biz yapmayacağız çünkü o dönemde vereceğimiz eğitimin kat kat yıl içinde aldılar. Seminer dönemimiz olmayacak. Okulların uygun günleri varsa 2 Temmuz’dan önce ya da sonra isteğe bağlı bir takım etkinliklerle ilgili çok sayıda eğitim açıktı.
Köy okulları
Köy okullarında ortamlarımız daha müsait. Köy okullarındaki öğrencilerimizin akademik eksiklikleri daha fazla ve bunu tamamlamamız lazım. Bu çocukların fiziksel ihtiyaçları daha az. Uzaktan eğitimde altyapının olup olmaması gibi konular da var. Dolayasıyla bu çocukları yormayalım öğretmenlerimiz canla başla çalışıyorlar 5 gün bunların eksiğin giderelim ki dezavantaj yaşamasınlar dedik. Anne-babalar okular 5 gün açılsın istiyorlar. Anne-babalar memnun olmasa yüzde 80’den fazlası okula gelmez. İnanılmaz bir heyecan hazırlık var.