Zaman Gazetesi yazarı Zeki Çol, UEFA Yönetim Kurulu'na aday olan Servet Yardımcı'nın neden seçilemediği konusunda çarpıcı bir iddiada bulundu. İddiaya göre; UEFA Başkanı Michel Platini, yönetim kurulu için Fatih Terim'i istedi, ancak TFF Yardımcı'yı aday gösterince, seçim kaybedildi.
Avrupa futbolunun patronu UEFA'nın geçtiğimiz salı günü yapılan kongresinde, yönetim kuruluna aday olan Servet Yardımcı, 2. yeterli oyu alamayınca seçilememişti. Kongreye son derece ümitli giden ve ciddi çalışmalar yapan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) heyetinde büyük hayal kırıklığı yaratan bu seçimin ardından önemli iddialar ortaya atıldı.
En fazla dile getirilen iddia, UEFA Başkanı Michel Platini'nin TFF'ye, "Şimdi değil 2 yıl sonra aday gösterin" dediği yönünde idi. Zaman Gazetesi yazarı Zeki Çol tarafından bugün ortaya atılan bir başka iddia ise gündeme bomba gibi düştü. Çol, "UEFA Terim'i istedi, TFF Yardımcı'yı gönderdi" başlıklı yazısında, UEFA Başkanı Michel Platini'nin, yönetim kurulu için Fatih Terim'i istediğini, ancak TFF'nin Servet Yardımcı'yı aday göstermesi nedeniyle seçimin kaybedildiğini ifade etti.
Zeki Çol'un yazısı şöyle:
UEFA Terim'i istedi, TFF yardımcı'yı gönderdi
UEFA Başkanı Platini, Servet Yardımcı’nın adaylığına baştan beri sıcak bakmadı. Bunu da değişik platformlarda hep dile getirdi.Peki Platini, TFF’nin aday göstermesine mi karşıydı? Yoksa yardımcı ismine mi?
Johansson’u 27-23’lük oylama sonucuyla devirip başkanlığa seçildiği dönemde, Platini, Türkiye’nin desteğiyle kazanmıştı. Dönemin TFF Başkanı Haluk Ulusoy, bu süreçte Türkiye’nin kontrol ettiği oylarla birlikte Platini’nin yanında yer almış ve Platini, başkanlığa o destekle taşınmıştı. Kritik seçimdeki bu önemli katkı, UEFA-TFF ilişkilerini iyice güçlendirmiş, Şenes Erzik, Platini’nin sağ kolu olmuştu.
Aslında oluşturulan algının tam tersi, Platini, TFF’nin adayına değil, adayın ismine sıcak bakmıyordu.
Nitekim geçtiğimiz ağustosta üst düzey UEFA yöneticilerinden biri aracılığıyla gönderilen bir mesaj vardı. Futbolun içinden gelen Platini, kendisi gibi futbolun içinde yetişen ve uluslararası arenada kabul gören bir Türk’ün adaylığını istiyor, dahası o isme gayri resmi kanaldan ve çok yakın bir çalışma arkadaşı aracılığıyla mesaj da gönderiyordu.
O isim kim miydi?
Fatih Terim.
İşin enteresan tarafı, Terim de bu teklife sıcak bakıyordu. Lakin TFF, o sıralarda Servet Yardımcı ismini deklare etmiş, kendisini bağlamıştı. Ancak UEFA’dan gelen mesajlardan da haberleri vardı. Zirvede bazı alınganlıklar, hatta kırgınlıklar bile olmuştu o günlerde.
Ya Servet Yardımcı ismi ne zaman ortaya atıldı?
Dünya Kupası öncesi, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cüneyt Çakır’ı kabulü sırasında.
Kupaya gitmeden önce Erdoğan, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, bir başka seyahate giderken havaalanından çevrilen ve son anda ekibe dahil edilen Şenes Erzik’in de aralarında oldukları heyeti kabul ediyordu. Erdoğan, Erzik’e adaylık konusundaki düşüncelerini sordu. Artık emekli olacağı yanıtını alınca, ‘O zaman Servet Bey’i aday yapın’ dedi. Yardımcı ismi ilk o görüşmede telaffuz edildi.
Terim aday olsa seçilir miydi? Platini’nin UEFA’daki gücünü hesaba katarsanız, tıpkı Davor Suker örneğinde olduğu gibi, büyük olasılık ilk turda yönetime girerdi. Sonuçta Türkiye, çok önemli bir pozisyonu kaybetti.
Yeri gelmişken bir kehanette bulunup bu bölümü noktalayayım.
İki yıl sonraki seçimde bir Türk, yeniden UEFA yönetimine girer. Ama faal teknik adamlık yaşamını sonlandırması koşuluyla!
Bir söz... Bir duruş... Bir adam, Erzik
Yıl 2001... Aylardan nisan. UEFA yönetimi Prag’da toplantıya hazırlanıyor. Başkan Lennard Johansson’a bir telefon geliyor. Eşi hasta. Apar topar ülkesine geri dönüyor Johansson. Toplantı başkanlığını yardımcısı Şenes Erzik’e devrediyor.
Gündemdeki konulardan biri UEFA üyeliğine yaş sınırı getirilmesi. Öneriyi İrlanda Futbol Federasyonu yapıyor. Karar; 2001 öncesinde yönetimde olanların muaf tutulması koşuluyla 70 yaş sınırının konulması.
Üye ülkelerden bazıları bu karardan hoşnutsuz. Özellikle de genç isimler içten içe tepkili. Litvanya Futbol Federasyonu Başkanı, ‘Bu ne biçim bir karar, ne yaptınız siz?’ diye Erzik’e soruyor. Yanıt: ‘Hiç merak etmeyin, bir gün böyle bir durumla karşılaşırsam, ben o hakkı kullanmayacağım.’
Erzik’in yaş sınırı konusundaki tavrı, daha kararın alındığı ilk günde netleşiyor.
Aradan yıllar geçiyor. Eski başkanlardan Artemio Franchi anısına İtalya’da Floransa-Barcelona maçı var. Erzik ile Platini tribünde yan yana. ‘Çok güzel düşünülmüş bir organizasyon. Futbolun böyle vefalara ihtiyacı var.’ diye söze giriyor Erzik, ardından da ekliyor: ‘70 yaşına geldiğimde hani bize tanınmış bir hak var ya... Ben o hakkı kullanmayacağım.’
Platini şaşırıyor önce. Sonrasında Erzik’e takdir duygularını iletiyor.
2011 seçimi öncesi. Erzik’in yaşı 68. O ikili Paris’te bir araya geliyor. Platini, ‘Seçime katılmalısın’ diyor. Erzik, iki yıl sonra yaş haddinin dolacağını, kendisini affetmesini söylüyor. Platini ısrarlı. Ve o ısrarlar sonucunda Erzik yeniden seçime giriyor, göreve devam ediyor. 2015’e gelindiğinde ise artık bitti diye noktayı koyuyor. 14 yıl önceki sözünün arkasında duruyor.
‘Zirvedeyken bırakmalı... Gençlere yol açmalı... Verilen söz tutulmalı.’ diyerek de dünkü görüşmemizde bu kararının gerekçelerini anlatıyor.
Erzik, 33 yıl geçirdi UEFA’da. Birileri eleştirse de... Kadir kıymet bilmese de... Hatta saygısızlık etse de... Gerçek bir futbol adamı gibi davrandı hep. İlkeli... Tutarlı... Kararlı.
Zaten dünya futbolunda da öyle olduğu için ayrı bir saygınlık kazandı.
Ha, dönüp de Türk futbolu cephesine bakarsanız... Neler neler yaptığını, bilenler çok iyi bilir!
2000’li yıllara gelişteki katkıları... Futbolumuzun altın çağını yaşadığı süreçteki rolü... Üst düzey organizasyonların Türkiye’ye verilmesindeki çabaları. Onların değeri zamanı gelince daha bir farklı anlaşılacak.
Şimdi UEFA’da onursal üyelik yapacak Erzik. FIFA İcra Kurulu’ndaki görevi iki yıl daha sürdüğü için, UEFA geleneği gereği toplantılara oy kullanmadan katılma hakkına sahip olacak. İki yıl sonra da FIFA İcra Kurulu’yla birlikte onursal üyeliği de bırakacak. Saygıyı, teşekkürü hak eden gerçek bir futbol adamı kimliğiyle.
Başarı mı, başarısızlık mı?
Servet Yardımcı’nın seçilemeyeceği baştan belliydi. Çünkü UEFA, Erzik’ten sonra Yardımcı’yı o görevde istememişti. 8 üyenin değişeceği, iki yıl sonrası seçimi işaret ediyor, aslında bir oyalama taktiği güdüyordu.
TFF ise yaptığı kulislere güveniyor, bir bakıma UEFA’yla bilek güreşine giriyordu. O güreşi UEFA, daha doğrusu Platini kazandı. TFF, 54 üyenin hepitopu 14 oyunu aldı. 40 federasyon, tercihini bize karşı kullandı.
İlk tur oylamalarında her federasyon 7 ayrı aday için oy verdi. Zira yönetime 7 üye seçilecekti. Portekizli Gomes 48, Macar Csanyi, İsviçreli Gilderon, İspanyol Villar 42’şer, Ukraynalı Surkis 41, Hırvat Suker 34 oy alarak ilk turda seçildiler. Bulgar Mihailov 24, Servet Yardımcı 23, Norveçli Hallen 19, İzlandalı Thorsteinsson 16, İskoç Ogilvie 15, Gallerli Hughes 6 oyla bu turu tamamladılar.
İlk turda Türkiye ile Norveç federasyonlarının işbirliği vardı. Oyumuzun yüksekliği biraz da bundan kaynaklandı. 54 üye, ikinci turda birer oy kullandılar. Mihailov 20, Yardımcı 14, Hallen 19, Ogilvie 15, Hughes 6 oy aldılar. Thorsteinsson çekildi ve oylamaya katılmadı.
Kimbilir o katılsa, bu 14 oy bile alınamazdı!
Her seçimde olduğu gibi, güvenilen dağlara bu defa da kar yağdı. Yanınızdayız diyen federasyonlar, UEFA’nın da sıkı markajıyla TFF adayını taça attı.
Bu arada ufak bir hatırlatma... Şenes Erzik, 2011’de katıldığı son seçimde 37 oy toplamış, Villar’ın ardından en fazla oy alan ikinci isim olmuştu.
Bir başka yaklaşımla o dönem en fazla ikinci oy bize verilmişti. Oyumuz yüzde 71,15’ti. Şimdi oy oranımız yüzde 25,9’a indi. Her ne kadar birileri başarı algısını oluşturmaya çalışsa da gerçek buydu, adayımız iki oylamada da dereceye giremedi!