Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın faiz politikasını eleştirmesine tepki gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli, "Erdoğan sözde faiz lobisiyle mücadele ederken döviz lobisine hizmet etti" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu da eleştiren Bahçeli şunları söyledi: "Başbakan hatırlarsan 13 Ocak 2015’te şöyle söylemiştin 'Paris’te bulunduğumuzda Avrupalı olarak, Semerkand’da hoca Ahmet Yesevi gibi konuşuruz, Saraybosna’da evladı Fatihan gibi konuşuruz."
Bahçeli sözlerini "İtiraf ediniz İmralı’da cani başıyla konuşurken bölücü mü oldunuz? Kandil’de PKK’yla aynı masayı paylaşırken terörist mi kesildiniz? Biz her yerde konuştuğumuz gibi olur, olduğumuz gibi konuşuruz. Müslüman Türk olarak aleme sesleniriz. Sayın Davutoğlu sana ve zihniyetine farklı farklı konuşma konusunda başarılar dilerim, yüzünüzün de kızarmayacağını biliyorum. Bu ülkeyi sizlere bırakmayacağız. Tezgâhlarınızı senaryolarınızı inşallah başınıza yıkacağız. Bu da size devlet sözü olsun" şeklinde sürdürdü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
Konuşmamın başında şu açık gerçeğe temas etmek isterim ki, demokrasi ve ekonomi birleşik kaplar gibidir. Demokrasinin yara aldığı demokratik kültürün yozlaştığı bir ülkede ekonominin güvencede kalması akla ve bilime aykırıdır. Toplumsal güven sarsılıyor, gelecekle ilgili beklentiler bozuluyorsa elbette ekonomi bundan olumsuz şekilde etkilenecektir.
Kaygıyla izliyoruz ki Türkiye’nin ekonomik direnci sorumsuz iktidar tarafından devamlı zayıflatılmaktadır. Ancak başbakan hala hayal tacirlerine süslediği umut satıcılığına devam etmektedir. Davutoğlu geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da gerçekleştirilen konferansta kalıplaşmış açıklamalarına yenilerini eklemiştir. Nitekim işsizlikten kırılırken, geçen yıl türkiye’nin istihdam konusunda başarılı olduğunu ve bir milyon 500 bin üzerinde yeni istihdam oluşturulduğunu ifade etmiştir. Hükümet zihniyeti iş bulmada bu kadar başarılıysa, milyonlarca vatandaşımızın işsiz kalmasını nasıl açıklayacaktır?
Yandaşlarına iş bulmayı marifet görüyorsa hakkı vardır, bu alanda eline kimse su dökemeyecektir. Eşe dosta akrabaya ballı ve bol kazançlı iş kapılarını açmayla övünüyorsa, bu konuda ustalık belgesi alacak seviyelere gelmiştir. Ancak hiçbir torpili hatırlı tanıdığı olmayan, arkası bulunmayan masum insanlarımız işsizlik zulmüyle mücadele etmektedir. Sınav yolsuzluğu yapan çeteler kardeşlerimizin hakkını gasp etmektedir. Bir yanda Erzurumlu yoksul Mehmet bir işe girmek yuva kurmak için gece gündüz çalışırken, diğer yanda yan gelip yatan asalak ve tembel yandaşlar kolaylıkla işe yerleştirilmektedir.
Bunun vebali fazladır
Başbakan’ın vicdanlara sığmayan bu hazin gerçekleri bilmemesi duymaması mümkün değildir. Aksi takdirde ülke gerçeklerinden tamamen kopmuş olacaktır ki bunun vebali fazladır. Davutoğlu, kişi başına milli gelirin de 19 bin doları aştığını iddia etmektedir. Zannederim son günlerdeki siyasi tartışmalardan, sarayın müdahalelerinden ayarı kaçmıştır. Davutoğlu, kişi başına düşen geliri söylerken ciddi midir? Hangi arada 19 bin dolarlık gelire ulaşmıştır? Davutoğlu senin aklın başında mıdır? 4 şubat 2015 tarihinde, kaçak sarayda hitap eden cumhurbaşkanı kişi başı gelirde şu anda 10 bin dolar demişti. Hatırlarsanız aynı Erdoğan 3 nisan 2012 tarihinde grup toplantısında bu rakamın 10 bin 444 dolar olduğunu ifade etmişti. 2014’te 10 537 dolar olan gelirin, 2015’in ilk aylarında 19 bin’e çıkması, sırrını hiç kimsenin bilmediği matematik yöntemlerinin bir sonucu olsa gerektir. Çamur Ahmet bu sefer de cebir Ahmet olup çıkmıştır. IMF’nin 2015’te kişi başı milli gelirinin 11 bin 018 dolara çıkmasını tahmin etmesi henüz çok yenidir.
Erdoğan sözde faiz lobisiyle mücadele ederken döviz lobisine hizmet etti. Erdoğan'ın "havalimanında doların yükselmesiyle benim ilgim yok" demesi sorumsuzluk örneğidir.
Erdoğan tarafım demekle milletin etrafında durduğunu söylüyor. Herkese eşit mesafede duracak, devlete leke sürdürmeyeceksin.
Erdoğan, Cumhuriyetin temel değerleriyle ters düşmektedir. Yüce dinimizi istismar ederek, yıllar yılı milletimzin tertemiz duygularnı istismar etmiştir. 1969’dan beri sürdürdüğümüz mücadelemizde hep milli olduk.
Biz 46 yıldır milli devleti savunduk, güçlü iktidarı istedik. Teslimiyetçi bir iktidar ülkemizi heba etmiştir.
Her zaman söylediğimiz gibi tek çözüm dünyaya Türkiye merkezli bakmak, insanlığa Türk İslam kültürüyle dokunmaktır. Böyle bir siyasetle Türkiye’yi değil soydaşlarımızı mazlum milletleri de kurtaracak yeni bir ruh dirilecektir. Tarihte büyük devletler kurmuş olan Türk milletinin bugün her evde her ocakta her ailede yaşadığı medeniyet kudreti onu saklı durduğu yerden çıkaracak beceriyi aramaktadır. Bize yeni çağın dinamiklerini kavrayacak ve milli yorum getirecek azim hırs iradesi fazlasıyla mevcuttur. Yeter ki milletimiz fırsat versin. Biliyoruz ki yeni gelişmeleri kavrayamayanlar gerekli atılım ve dönüşümleri başaramayacak ve hatta anlamlandıramayacaktır. Geleceği belirleyen değil, başkalarının belirlediği geleceğe doğru sürüklenen bir milletin istikrara kavuşması imkansızdır. Biz geleceğin dünyasında kimliğimizde tarihimizle dilimizle ve dinimizle yer almak istiyor, bağımsız kudretli bir türkiye’yi inşa etmeyi amaçlıyoruz. Bunun için emperyalist bir proje, AKP’den kurtulmak ön şarttır. Elbette ardından millete adanmış 46 yıllık tecrübenin içinden gelen MHP’nin iktidara gelmesi Türkiye’nin kurtuluşu demek olacaktır.
Geçmişte bahsettiğimiz gibi MHP’nin siyaset anlayışının öznesi insan, nesnesi devlet, yüklemi demokrasi, cümlesi ise millettir. Biz iktidara hazırız. Türkiye’yi yönetmeye kararlıyız.
İç güvenlik paketiyle ilgili kanun tasarısının görüşülmesi AKP tarafından ertelenmiştir. Dileğim bu tasarının meclis gündemine hiç getirilmemesidir. İç güvenlik paketinin polis devletini tesis edeceği, can ve mal güvenliğini sakatlayacağı kuşkusuzdur. AKP’nin maksadı Molotof atanları maske takanları cezalandırmak değildir. Mesele buysa güvenlik görevlilerin elini tutan yoktur. Teröristler önüne gelene şiddet uygulamaktadır. AKP korku devletinin yasal kılıfını hazırlamaktadır. AKP demokratik tepkileri bastırmaya çalışmaktadır. MHP, esastan itiraz etmektedir. Başbakan, adımın devlet olduğunu ama devlete sahip çıkmadığımı, neden vandallarla tenkit ettiğimi sormuştur.
Davutoğlu için atış serbesttir. Mikrofon müsaittir. Davutoğlu bilmiyorsan sana öğreteyim, adım devlet olduğu kadar milletime sahip çıkarım ve milletime toz kondurmam. Biz devlet başak kuzgun leşe diyorken, Türk devletinin izzetini savunurken acaba sen neredeydin? Vandallarla işbirlikçilerle hainlerle düşüp kalkan sensin ve hükümetindir. Başbakan hatırlarsan 13 ocak 2015’te şöyle söylemiştin “Paris’te bulunduğumuzda Avrupalı olarak, Semerkand’da hoca Ahmet Yesevi gibi konuşuruz, Saraybosna’da evladı Fatihan gibi konuşuruz” İtiraf ediniz İmralı’da cani başıyla konuşurken bölücü mü oldunuz? Kandil’de PKK’yla aynı masayı paylaşırken terörist mi kesildiniz? Biz her yerde konuştuğumuz gibi olur, olduğumuz gibi konuşuruz. Müslüman Türk olarak aleme sesleniriz. Sayın Davutoğlu sana ve zihniyetine farklı farklı konuşma konusunda başarılar dilerim, yüzünüzün de kızarmayacağını biliyorum. Bu ülkeyi sizlere bırakmayacağız. Tezgâhlarınızı senaryolarınızı inşallah başınıza yıkacağız. Bu da size devlet sözü olsun.