Hilmi Hacaloğlu - T24
En son İstanbul Sanayi Odası Meclis Toplantısı’nda konuşan lider Deniz Baykal’dı. 2007 seçimlerinden birkaç ay önce olmalı. O gün bugündür ilk kez bir parti genel başkanı Meclis Toplantısı’na katıldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yalnız da değildi. TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Genel Sekreter Cihan Paçacı, ekonomi kurmayları Ahmet Kenan Tanrıkulu ve Doğan Cansızlar ile İstanbul teşkilatının ağır topu Celal Adan da yanındaydı.
Bahçeli, iki kez kürsüye çıktı. İlkinde uzun bir sunuş yaptı, partisinin ekonomiye bakışını anlattı. Soruları yanıtlamak için bir kez daha mikrofona geldiğinde kısa konuştu.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerini iş dünyası can kulağıyla dinledi. Ama bir kez alkış aldı, o da kürsüden inerken.
“2009 Büyük Ekonomik Krizi”nin yarattığı travmanın sürdüğünü, hükümetin ise iş dünyasının sorunlarını görmezden geldiğini söyledi. Bu bağlamda cari açık sorununa da vurgu yapan MHP lideri, “Tehlike sinyalleri artmaktadır” dedi. TL’deki aşırı değerlenmeye bir kez vurgu yapmasını işadamlarını, özellikle de ihracat ağırlıklı çalışan kesimi pek memnun etmedi.
Bahçeli’ye göre, 2010’da yaşanan yüzde 11,7’ik büyüme bir yanılsama. Onun hesabı şöyle, krizin tavan yaptığı 2009’un ilk çeyreği ile 2010’un ilk çeyreği arasındaki bir yıllık sürede büyüme rakamı ancak yüzde 0,1’e ulaşıyor, “sıfıra yakın büyümenin de takdir edilecek bir tarafı yok.”
MHP lideri yeni bir kavram ortaya attı ve “büyümenin kalite sorunu var” dedi.
Bahçeli ekonominin diğer sorunlu alanlarını da şöyle sıraladı.
a) 485 milyar dolar tutarındaki toplam borç
b) Giderek yabancılaşan finans sektörü
c) Faiz kıskacı ve işadamını korumasız bırakan pazar ortamı
d) Kur politikası
e) Yüksek vergi, prim ve girdi maliyetleri
İşadamlarının yıllardır anlata anlata dillerinde tüy bittiği sorunlardı saydıkları. Ama buna nasıl çözüm getireceğini söylemeyince, açıkçası bu tahlil de pek itibar görmedi.
Tasarruf eksikliğine vurgu yaptı, ar-ge yatırımlarının önemini dile getirdi, ihracatta ithal mal kullanımını azaltacaklarını vaat etti. Ama nasıl? İşte bu soru, yanıtsız kaldı.
Bir de alttan alta 24 Ocak Kararları’ndan sonraki otuz senenin yarısının krizlerle geçtiğini söylemesi, serbest piyasa ekonomisinin bir eleştirisi olarak algılandı.
Gelelim İSO Meclis üyelerinin tavrına. Kürsüye gelen herkes, başta Sedat Aloğlu ve Bilal Alkoç olmak üzere, Bahçeli’nin son dönemdeki “sorumlu ve dengeli” tutumunu övdü. İskefe Deri’nin patronu Alkoç, MHP liderinin referandumdaki tutumunu eleştirirken demokratikleşmenin iş dünyası için “olmazsa olmaz” olduğunu söyledi.
Aynı zamanda İTKİB Başkanlığı görevini yürüten İsmail Gülle ise iş dünyasının siyasete egemen olan sert üsluptan rahatsız olduğunu belirtti. Gülle, “Siyaset ekonominin önüne geçmesin, artık bizim sorunlarımız tartışılsın” dedi.
En ilginç istek ise Damat-Tween’in patronu Süleyman Orakçıoğlu’dan geldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi eski başkan yardımcısı, Gümrük Birliği’ni tartışmaya açtı. Orakçıoğlu, “AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı anlaşmalar bizi çok olumsuz etkiliyor, onlar bize gümrüksüz mal satıyor biz Güney Afrika’da yüzde 70 gümrük duvarıyla karşılaşıyoruz” dedi. Buna yorum Bahçeli’den değil, dönemin İKV Başkanı Aloğlu’ndan geldi. Sedat Aloğlu, “Haksız suçlamadan kaçınalım, ama eksikleri araştıran bir komisyon kuralım” dedi.
En sert eleştirinin sahibi Nevzat Demir’di. Ancak Fırat Plastik’in sahibinin sözlerinin muhatabı Bahçeli değil hükümetti. Demir, “2001’e kadar 60 milyar dolar toplam borcumuz vardı, şimdi bu rakam 263 milyar dolara çıktı. Peki karşılığında ne yapıldı?” diye sordu. Demir, konuşmasının ardından cebinden çıkardığı Beşiktaş rozetini Devlet Bahçeli’ye taktı.
İşadamlarına yanıt için ikinci kez kürsüye gelen Bahçeli, bu kez ekonomiye değinmedi. Anayasa değişikliğiyle ilgili eleştiriye yanıt veren Bahçeli, “Biz anayasa uzlaşma komisyonu kurmak istedik hükümet buna yanaşmadı” dedi.
Bahçeli’nin, İSO üyeleriyle ilk buluşması fazla coşku yaratmasa da, ortalama 60 üyeyle toplanan Meclis'e 117 üyeden 97’sinin katılmış olması, İstanbul sermayesinin MHP’yi önemsediğinin önemli bir göstergesi.