Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "17 25 Aralık’ı darbe teşebbüsü diye kirletmeye çalışanların millet nezdinde karşılıkları yoktur olmayacaktır. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yarım kalmıştır. 7 Haziran sonrası bu hukuki süreç yeniden başlatılacak, boğazından haram geçen kim varsa burnundan fitil fitil getirilecektir. Bu da MHP’nin sözüdür" dedi.
AKP Diyarbakır mitinginde "Keşke fırsat olsa da güzel Türkçemiz gibi güzel Kütçemizi de öğrenme fırsatım olsa" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Davutoğlu ne konuştuğundan ya habersizdir, ya da yıllarca gizli ve potansiyel bir bölücü olduğunu özenle saklamayı başarmıştır. Başbakan 'Güzel Kürtçemiz’i öğrenmek isterim' diyerek şuursuzluk yolculuğunu sürdürmüştür." dedi.
Bahçeli, "Evine ne alacağın, ne okuyup öğreneceği başbakanın bileceği şeydir. Başbakan isterse Ant Dağları’nda konuşulan şiveyle de konuşabilir. Bu kendi meselesidir. Fakat şeklen de olsa başbakan olan şahsın türk milletinin gözünün içine baka baka, övüncümüz, asırlar içinde zenginleşerek Türkçeye rakip çıkarma aymazlığı, siyasi cinayettir" diye konuştu.
MHP Genel Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
Yaz sıcağında gölge kovan, bunun yanında beyni kaynayan kardeşlerimizin onca çaba ve çalışmalarına rağmen kazanları tamtakır, cepleri bomboştur.
Çiftçimizin rızkı çalınmakta, helal kazancı aşırılmakta, elinde avucunda ne varsa alınmaktadır. Bu doğru ve hakkaniyetli değildir. Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır. Çiftçinin kalbi tarlasında atmaktadır. Saban işlese de ambar boş, pulluk ekse de ambar kurudur.
Çiftçilerimiz üretse de borçlu çıkmakta, ekse de karşılığını alamamaktadır. Yılın 12 ayı çiftçimiz için zahmet ve kayıptır. Çürük tahta hiçbir zaman çivi tutmayacak, taşıma suyla değirmen dönmeycektir.
Yanlış, sakat, dağınık, tutarsız, özensiz politikalarla çiftçimizin yüzü gülmeyecektir. Traktörler boşa çalışmaktadır.
Bu tablo kör bir çıkmaz, vahim bir kısırdöngüdür. Besmeleyle saçılan tohumdan geriye sadece sapı kalmıştır.
Bağ, bahçe bostanların neşesi kaçmış, verimi düşmüştür. AKP çiftçiye yüz çevirmiştir. Kaçak ve karanlık saraya gelince trilyonları savuran, ayakkabı kutularına milyon dolarları saklayan soygun şebekesi konu çiftçi olunca gözünü toprak doyursun diyecek kadar küçülmekte, seviyesizleşmektedir.
2002 yılında 3,3 kg buğdayla 1 lt mazot alınıyorken 2013'te 6,72 kg, 2014'te 5,22 kg buğdayla 1 lt mazot ancak alınabilmiştir. 2002'de 4,3 kg mısıra 1 lt mazot düşüyorken, 2013'te 7,27 kg, 2014'te ise 7 kg mısıra 1 lt mazot karşılık gelmiştir.
2002'de 1,145 kg'lık pamuk, 1 lt mazot ederken, 2013'te 3,3 kg, 2014'te de 3 kg pamuk güç bela 1 lt mazota eşit olmuştur. Bu karşılaştırmaları, arpa, pancar, pirinç, nohut, patates, soğan, ayçiçeği, tütünde de yapmak mümkündür ve sonuç aşağı yukarı hep aynıdır.
Çiftçimizin kullandığı mazot faturası yıldan yıla artmış, girdi maliyetleri kaygı verici noktalara tırmanmıştır. Çiftçinin reel kazancı azalmış, fakirliği çoğalmıştır.
2002'de 600 gr buğday, 1 kg gübreye denk gelirken, şimdilerde 1,1 kg buğday 1 kg gübreye düşmüştür.
2002'den 2014'e kadar mazot fiyatları 4 kat, gübre fiyatları 9 kat, elektrik kullanım bedelleri 2,47 kat yükselmiştir.
Bu tablo resmen iflastır. Girdi maliyetlerinde akıl almaz artışlara karşı buğdayın fiyatı 2,7, mısır 2,4, ayçiçeği 2,6 kuru fasulye 2,5, pamuğun fiyatı 1,52 kat artış göstermiştir.
Rakamların söylediğiyle AKP'lilerin söylemleri tepeden tırnağa farklıdır. AKP'nin baktığı yerde çiftçi yoktur. Çiftçinin esamesi okunmamaktadır. Kaybeden çiftçidir, zarar ve ziyan gören topyekun milletimizdir.
‘Ananı da al git’ küfrünü
tekrar duymak istiyorsan…
Ananı da al git küfrünü tekrar duymak istiyorsan AKP’ye oy ver. Mazot ucuz gübre sorun değil diye düşünüyorsan hakkındır AKP’yle devam edebilirsin. Biz köylünün yanında çiftçinin arkasındayız. Her meselenin farkındayız. Vergi zam furyasının bilincindeyiz. Buğdayın para etmesi için çözüm MHP’dir. Biz Türk milletinin tamamının hizmetinde ve emrindeyiz. Biz çiftçileri kalkındırmak çile akıntısından çekip almak için inançlı ve heyecanlıyız. Biz yaparız herkesi mutluluğa dirliğe kavuştururuz. Biz iddialıyız, biz başarırız. Biz Türkiye’yi yönetmeye hazırız. 7 Haziran’da Türkiye üzerine atılmış ölü toprağından silkinerek doğrulacak, Türkiye üç hilalle Allah’ın izniyle doğacaktır.
‘Fikren şarampole uçtu’
Herkes şunu açıkça bilmelidir ki çiftçi AKP’nin ayağındaki çarık, MHP’nin başındaki sarıktır. Çiftçi AKP’nin oyuncağı, MHP’nin ise onur davasıdır. Biz davamızdan geri adım atmayız. Davadan asla dönmeyiz. Ürkek korkak inançsız kadroların yönettiği Türkiye’nin tehlikenin içinde bulunduğu gerçektir. Huzurumuz bıçak sırtındadır. Milli bekamız kırılgan bir kulvardadır. Türk milletinin kardeşliği yargılanmakta, varlığı operasyon geçirmektedir. Dünümüze sövülmekte, bugünümüze sataşılmaktadır. Güvenlik duvarlarımız talan edilmektedir. Başbakan ve hükümeti rotayı şaşırmıştır. Ayağının tozuyla hafta sonu partisinin Diyarbakır ve batman kongrelerine katılan başbakan skandal sözlere imza atmış. PKK’ya şirinlik yapacağım derken milli haysiyetle ters düşmüştür. Davutoğlu ne konuştuğundan ya habersizdir ya da yıllarca gizli ve potansiyel bölücü olduğunu özenle saklamayı başarmıştır. Diyarbakır’da güzel Türkçemizi güzel Kürtçemizle kardeş kılmaya geldik diyecek kadar fikren şarampole uçmuştur. “Güzel Kürtçemizi öğrenmek isterim” diyerek…
‘Kürtçe öğrenmek senin bileceğin iş, istersen Ant Dağları şivesiyle konuş’
Evine ne alacağın, ne okuyup öğreneceği başbakanın bileceği şeydir. Başbakan isterse Ant Dağları’nda konuşulan şiveyle de konuşabilir. Bu kendi meselesidir. Fakat şeklen de olsa başbakan olan şahsın türk milletinin gözünün içine baka baka, övüncümüz, asırlar içinde zenginleşerek Türkçeye rakip çıkarma aymazlığı, siyasi cinayettir.
Mersin’de yörük sömürüsü yapan, Osmanlı’da yörük duasına tutunan Davutoğlu’nun Diyarbakır ve Batman’da yüz nakliyle başka kılığa bürünmesi fecaattir. Türkçe ile Kürtçeyi iki eşit kefeye koyması ender rastlanacak yozlaşma halidir. Bizim kimsenin ana dilinde gözümüz yoktur, sözümüz de olmayacaktır. Kim olursa olsun anasının diliyle duyacak onunla konuşacaktır. Buna hürmetle riayet ederiz. Ancak Türk milletinin dili Türkçedir. Bu gerçek değişmeyecek, değiştirilemeyecektir. Kimsenin gücü yetmeyecektir.
'Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yarım kaldı'
Geçen hafta AKP rüşvetçilere can simidi uzatmıştır. 17 Aralık savcısının bazı gazetelere verdiği beyanatlar malumun ilanıdır. Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında yüce divan konusunda anlaşmazlık çıktığı ortaya çıkmıştır. Eski bakanların adaletin karşılarına çıkmaları halinde kendisinin ve oğlunun yakayı ele vereceğinden korkmuştur. Başbakan bunu adalete bağlılığından yapmışsa kendisini kutlarız. Durmamasını tavsiye ederiz. Hırsız evin içindeyse kilit yararsızdır. 17 25 Aralık’ın kara kutusu bize göre kaçak ve karanlık saraydadır. Bu kara kutu açılmadan adalet yerini bulmayacak 17-25 Aralık defteri kapanmayacaktır. Dört eski bakanın yüce divana gönderilmesi yönünde oy kullanan AKP’nin değerli vekilleri, 700 binlik saati koluna takmaktan utanmayan eski bakanları gönüllerinden çıkarmışlardır.
17 25 Aralık’ı darbe teşebbüsü diye kirletmeye çalışanların millet nezdinde karşılıkları yoktur olmayacaktır. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yarım kalmıştır. 7 Haziran sonrası bu hukuki süreç yeniden başlatılacak, boğazından haram geçen kim varsa burnundan fitil fitil getirilecektir. Bu da MHP’nin sözüdür.