Milli Güvenlik Kurulu (MGK), 28 Şubat kararlarının alındığı toplantının tutanaklarının 'devlet sırrı' olduğu gerekçesiyle mahkemeye göndermedi.
Refah-Yol hükümetini 28 Şubat 1997 sürecinde devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın da bulunduğu 37’si tutuklu, toplam 103 sanığın yargılanmasına Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan yargılandığı davanın ilk duruşmasına 28 Şubat döneminin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, MHP Milletvekili Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar, mağdur ve müştekiler ile sanık yakınları katıldı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ise raporlu olduğu gerekçesiyle ilk duruşmaya katılmadı.
Duruşma için, iki ayrı ağır ceza mahkemesinin salonlarının ortasındaki duvarın bir kısmı kaldırılarak iki salon birleştirildi. Müştekiler ve sanık yakınları bir salonda hazır bulunurken, mahkeme heyetinin bulunduğu salonda ise sanıklar, avukatları ve gazeteciler yer aldı.
Sanıklar duruşma salona girdikten sonra yan salonda bulunan yakınlarına el sallayarak selamlaştı. Sanık yakınlarının duruşmayı izleyebilmesi için iki salon arasında kamera konuldu ve ses, görüntü sistemi bağlandı. Ancak ses sisteminde yaşanan ‘yankı sorunu’ nedeniyle, mahkeme heyetinin açıklamaları zaman zaman izleyiciler tarafından anlaşılmadı.
Duruşmayı, CHP Milletvekilleri Kamer Genç ve Mahmut Tanal da izledi. Sanık Çetin Doğan ile selamlaşan CHP milletvekilleri, duruşmayı, tutuksuz sanıkların oturduğu sıradan izledi.
Sanıkların ve izleyicilerin salonlardaki yerlerini almasının ardından Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal ilk olarak yoklama yaptı. Başkan Köksal, isimleri tek tek okudu ve sanıklarda ‘burada’ diye yanıt verdi.
İddianameyi okumaları için görevlendirilen TRT spikerleri de heyetin bulunduğu kürsüde yer aldı. Sanık avukatları bu duruma tepki göstererek, spikerlerin kürsünden indirilmesi talebinde bulundu. Sanık avukatlarından Celal Ülgen, “Biz savcıları kürsüden indirmeye çalışırken şimdi spikerlerin de kürsüye çıktığını görüyoruz. Bu bize Timur’un fillerini hatırlattı” dedi.
Tutanaklar devlet sırrı
Mesut Hasan Benli’nin Radikal’deki haberine göre, yoklamanın ardından mahkeme başkanı Köksal, dava dosyasına gelen belgeleri açıkladı. Mahkeme iddianameye kabul ederken, MGK’ya 28 Şubat kararlarının alındığı 28 Şubat 1997 tarihli toplantının tutanaklarını gönderilmesini istemişti. Mahkeme Başkanı Köksal, MGK’nın bu yazılarına ‘Tutanakların devlet sırrı’ olduğu gerekçesiyle açıklanmadığı ve mahkemeye gönderilmesinin mümkün olmadığı yanıtını verildiğini açıkladı.
Köksal, bu yanıt üzerine MGK’ya bir kez daha yazı yazılarak, tutanakların devlet sırrı olup olmadığına ilişkin kararın kendileri tarafından verilebileceğine ilişkin ikinci bir yazı yazıldığını belirtti.
Takipsizlik kararı kaldırıldı
Mahkeme Başkanı Köksal’ın açıkladığı belgelerde çarpıcı bir detay da ortaya çıktı. 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Gurubu hakkında Hasan Celal Güzel suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı vermişti. Verilen karar kesinleşmişti. CMK’ya göre aynı suç konusunda yeniden soruşturma yapılabilmesi için verilen takipsizlik kararının kaldırılması gerekiyor. Ancak 28 Şubat sürecine ilişkin soruşturmayı sürdüren savcılar, bu takipsizlik kararını kaldırılmasını istemeden soruşturmayı yaptı ve iddianameyi hazırladı. İddianameyi kabul eden mahkeme bu durumu fark etmesi üzerine İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne takipsizlik kararının kaldırılması için başvuruda bulundu. İstanbul’daki mahkemede yeni deliller ışığında takipsizlik kararını kaldırdı ve soruşturmanın kaldığı yerden devam etmesi yönünde karar verdi.
Mahkeme Başkanı Köksal bu kararın verildiğini açıklaması salonda tepkiye neden oldu. Sanık avukatları kendilerinin haberi olmadan yapılan bu işleminin doğru olmadığını savundu. Avukatlar mahkemenin değil, savcının takipsizlik kararının kaldırılması talebinde bulunması gerektiği görüşünü öne sürdü.
Sanık avukatı Ali Mehmet Kocaoğlu, takipsizlik kararının kovuşturma değil soruşturma aşamasında kaldırılması gerektiğini belirterek “İddianame yoklukla maluldür. Yargılamanın durdurulması ve derhal beraat kararı verilmesi gerekir” diyerek itiraz da bulundu. Sanık Abdullah Kılıçaslan da BÇG’ye ilişkin takipsizlik kararı ve bu karara yapılan itiraza ilişkin ret kararının savcılar tarafından hem kendilerinden hem de mahkeme heyetinden gizlendiğini savunarak “18 ayım çalındı sayın hâkim. Arz ederim ” diye konuştu.
Sanık avukatlarında Erol Aras, müvekkili İsmail Hakkı Karadayı’nın eski Genelkurmay Başkanı olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nde yargılanması gerektiğini ve bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep etti.
Avukat Celal Ülgen de tüm sanıkların Askeri mahkemede yargılanması gerektiğini savunarak “Sanıkların üzerindeki üniformayı çıkartırsanız ortada suç kalmaz” dedi. Sanık avukatı Mustafa Bir de heyete yer alan hâkimlerden Hakan Oruç’un soruşturma aşamasında müvekkilini tutuklayan hâkim olduğunu belirterek “Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre soruşturma aşamasında yer alan hâkim yargılama heyetinde görev yapamaz” diyerek reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme hem reddi hâkim talebini hem de takipsizlik kararının kaldırılması için yapılan itirazı reddetti.
Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin avukatların taleplerinin reddi yönünde görüş bildirdi. İddianamenin okumadan duruşmu bitti. Yargılama bugün devam edecek.
Demirel de yargılansın
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava görülürken, adliye dışında da aralarında Özgür-Der’in de bulunduğu çeşitli sivil toplum kuruluşları basın açıklaması yaparak 28 Şubat sürecini protesto etti. Özgür-Der Ankara Şubesi üyesi 30 kişilik grup Ankara Adliyesi önünde toplanarak bir basın açıklaması yaptı. Grup, ‘Paşaların tankları yıldıramaz halkları’ sloganları atarken, ‘28 Şubat hukuksuzluğunun mağdurlarına özgürlük’, ‘Darbeciler yargılanırken, mağdurlar neden içeride’ pankartı açtı. Özgür-Der Ankara Şubesi yönetim kurulu üyesi İrfan Öndaş “28 Şubat darbe sürecinin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gibi baş aktörlerin de bu davada yargılansın” dedi.
Alkışlı destek
Aralarında eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün de bulunduğu tutuklu sanıklar Sincan Cezaevi’nden sabah saatlerinde Ankara Adliyesine getirildi. Adliye önünde toplanan sanık yakınları ise sanıklara, alkışlı destek verdi.