T24 - Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras Türkiye'nin meyve suyu tüketim alışkanlığını ve ekonomisini köşesinde yazdı.
Uras'ın "Yılda 850 milyon litrelik meyve suyu içiyoruz" başlığıyla yayımlanan bugünkü (8 Kasım 2011) şöyle:
Yılda 850 bin ton meyvanın meyvenin suyunu çıkarıyoruz. 850 milyon litre meyve suyu ve benzeri içecek tüketiyoruz. Meyve suyu diye içtiklerimizin tamamı meyve suyu değil. Sadece yüzde 7-8’i yüzde 100 meyve suyu. Kalanı meyve suyu benzeri içecek.
Meyve suyu nedir? Meyve suyu diye satılanların hangisi gerçek meyve suyudur? Meyve suyu mevsimi açılırken sayın okuyucularımı bilgilendirmek istedim. Bunun için Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Ebru Akdağ’dan bilgi aldım. İşte öğrendiklerim:
Halkımız meyve suyu niyetine 4 farklı tür içecek satın alıyor:
1) Gerçek meyve suyu “yüzde 100 meyve suyu” etiketi ile satılır. Bunların içinde hiçbir katkı maddesi (su, şeker, koruyucu kimyasal) yoktur. Meyve suyu pastorize ediliyor, mikropdan arındırılıyor. Şişeleniyor, kutulanıyor.
2) Bazı meyvelerin suyunu sıkarak satmak imkansız. Portakalın, üzümüm, vişnenin, narın suyu sıkılıyor ama elmanın, armutun, şeftalinin suyu aynı şekilde sıkılamıyor. Bunlardan elde edilen meyve püreleri toplam ağırlığın yüzde 20’si kadar sulandırılıyor. Biraz da şeker katılıyor. Bunlar “meyve nektarı” etiketi ile satılıyor.
3) “Meyveli içecek” etiketi ile satılanların içinde yüzde 10-20 dolayında meyve suyu veya nektarı var. Kalanı su ve şeker.
4) “Aromalı içecek” etiketi ile satılanların esası su ve şeker. Yüzde 0.9 ile yüzde 9.0 dolayında meyve ile tatlandırılarak şişeleniyor veya kutulanıyorlar.
Biz nektarı seviyoruz
AB ülkelerinde tüketilen meyve suyunun 2/3’ü yüzde 100 meyve suyu iken bizde tüketilen meyve suyunun 2/3’ü meyve nektarı.
Kişi başı meyve suyu tüketimi AB ülkelerinde yılda 25 litre, bizde 8 litre. Bizde tüketim her yıl yüzde 10 dolayında artıyor.
Biz ülkemizde meyvenin bol olduğunu biliriz. Meyveler ağaçlarda kalıyor, alanı olmuyor diyerek üzülürüz. Ama “sanayi türü meyve” başka. Ağaçda kalan her portakaldan, elmadan meyve suyu yapılamıyor. Bizde sanayi türü meyve olmadığı için de meyve suyuna talep artıkça dışarıdan işlenmiş meyve suyu ithal ediyoruz.
İran’dan şeftali, Polonya’dan vişne, ABD’den portakal suyu konsantresi ithal ediyoruz.
Büyüyen bir sanayi var
Meyve suyunun işlenmesi demek, “konsantre” hale getirilmesi demek. Mevsiminde meyvelerin suyu çıkarılıyor. Çıkan meyve suyunun içindeki “su” uçuruluyor. Konsantre meyve suları uzun süre depolarda saklanabiliyor. Şişelenirken veya kutulanırken uçurulan su kadar su ekleniyor. Başkaca ekleme yapılmadan kutulanıyor veya şişeleniyor.
Bizde meyve işleyen Dimes, Aroma, Anadolu Etap gibi büyük tesisler var. Bunların her birinin yılda 50- 200 bin ton arasında meyve işleme kapasitesi bulunuyor.
Meyve suyu pazarının yüzde 95’ine sahip meyve suyu firmaları ise Capi (Coca Cola), Tamek, Aroma, Dimes(Tokat), Pınar ve Ülker.
1 Litre meyve suyu için 1.100-1.200 gr elma, 3.250-3.750 gr portakal, 550-650 gr şeftali, 500-550 gr kayısı, 400-450 gr vişne kullanılıyor.
Şimdilerde meyve suyu ihracatımız artıyor. 2010 yılında 200 milyon dolar değerinde meyve suyu ihraç edildi. Yaş meyve ihraç edenlere prim veriliyor. Yaş meyvenin suyunu çıkararak ihraç edenler diyorlar ki, ”Bize de üretimde kullanılan yaş meyveye verilen destek kadar destek verin ki katma değeri yüksek ihracat daha çok artsın.”