Gündem

Metal işçileri grevi durdurma kararına itiraz etti

İtiraz dilekçesinde 'Karar grev hakkının açık bir ihlalidir' ifadelerine yer verildi

03 Şubat 2015 09:23

Birleşik Metal-İş Sendikası, hükümetin grev erteleme kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesinde hükümetin kararının Danıştay kararlarına, anayasaya, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerine açıkça aykırı olduğu vurgulandı. Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, Danıştay’da insanların alın terine saygılı insanlar olduğunu düşündüğünü, bu nedenle de Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmesini beklediklerini söyledi.

İtiraz dilekçesinde "Grevlerin ertelenmesi, anayasanın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvence altına aldığı temel bir hak olan grev hakkının açık bir ihlalidir" ifadelerine yer verildi.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre, Danıştay’a sunulan dava dilekçesinde şu vurgular yapıldı:

Erteleme kararının tarihi 29 Ocak 2015’tir. Bakanlar Kurulu’nun son toplantı tarihi ise 26 Ocak 2015’tir. Dolayısıyla erteleme kararı alındığı tarihte yapılmış bir Bakanlar Kurulu toplantısı yoktur. Anayasanın öngördüğü şekilde toplanarak alınmış bir Bakanlar Kurulu kararı olmadığı için dava konusu grev erteleme kararı yetki unsuru açısından açıkça hukuka aykırıdır.

Grevlerin Bakanlar Kurulu’nca ertelenebilmesi için yasa grevin genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte olmasını şart koşmuştur. Bakanlar Kurulu kararında, alınan grev kararlarının milli güvenliği neden ve nasıl bozucu nitelikte olduğu yer, zaman ve olay gösterilerek belirtilmemiştir. Bu durum Bakanlar Kurulu’nun keyfi nitelikte bir karar aldığını, grevin ertelenmesini gerektiren somut nedenlerin ortada olmadığını göstermektedir.

Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu, milli güvenlik kavramını “yurt ölçüsünde beliren iç ve dış tehlikelere karşı devlet tüzel kişiliğinin savunma ve güvenlik altına alınması” şeklinde tanımlamıştır. Danıştay 10. Dairesi de, “yasal bir grevin yasada öngörülen anlamda milli güvenliği bozucu nitelikte görülebilmesi için, ülke ve devletin özel savunma ve güvenlik altına alınmasını zorunlu kılacak ciddi tehlikelerin ortaya çıkması gerekmektedir” diyerek grevin milli güvenliği nasıl tehdit edebileceğini açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Somut olayda milli güvenliği bozucu herhangi bir durum ortaya çıkmadığından, Bakanlar Kurulu’nun idari işlemi, sebep unsuru yönünden açıkça hukuka aykırıdır.

 

ILO’ya da aykırı

 

Grev erteleme kararı, Türkiye’nin taraf olduğu ve anayasanın 90. maddesi gereği ulusal mevzuattan üstün olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerin de ihlali anlamına gelmektedir. Grev erteleme kararı ILO sözleşmelerine ve denetim organları kararlarına da aykırılık oluşturmaktadır.

Grevlerin ertelenmesi, anayasanın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvence altına aldığı temel bir hak olan grev hakkının açık bir ihlalidir.

Grev erteleme kararı sendika ve üyelerinin anayasal hakkını fiilen ve sürekli bir biçimde ortadan kaldırmış olmakta, toplu pazarlığı anlamsız hale getirmekte ve sendika ile üyelerinin toplu pazarlık sürecindeki örgütlü gücünü zayıflatmaktadır.

Bakanlar Kurulu grev ertelemesi kararını, kamu yararı gözeterek almamış, aksine Bakanlar Kurulu tamamen işverenleri korumaya yönelik hareket etmiştir.