Gündem

MESA'dan Erdoğan'a mektup: Devran özgür araştırmaya tehdit oluşturuyor

Kuzey Amerika Ortadoğu Araştırmaları Derneği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdıkları mektupta, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Yuduf Devran'ı eleştirdi

25 Ocak 2013 16:50

Kuzey Amerika Ortadoğu Araştırmaları Derneği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdıkları mektupta "Marmara İletişim Dekanı Yusuf Devran, hükümetçe atanan üniversite yönetimlerinin akademik özgürlüklere yönelik ihlallerine dair endişelerimizin en somut örneğidir" dedi.

MESA (Middle Eastern Studies Association) Başkanı Prof. Dr. Peter Sluglet, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektupta derneğin Akademik Özgürlük Komitesi'nin Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Dekan Yusuf Devran'ın göreve gelmesiyle gelişen olaylardan endişe duyduklarını ifade etti.

Bianet'ten Çiçek Tahaoğlu'nun haberine göre, Sluglet, "Devran, hükümetçe atanan üniversite yönetimlerinin akademik özgürlüklere yönelik ihlallerine dair endişelerimizin en somut örneğidir" dedi. MESA, başbakanı "yönetimini hükümetin atadığı üniversitelerde sansürü engellemeye ve tüm üniversite kampüslerinde akademik özgürlükleri sağlanmaya" çağırdı.

 

'Devran, özgür araştırmaya tehdit oluşturuyor'

 

Mektupta, Haziran 2011'de Devran göreve geldiğinden beri dekanlık konumunu kullanarak, "öğrencileri kayırdığı, fakültenin gözetim altına alındığı, fiziksel ve sözlü tacizler, disiplin soruşturmalar, hükümete ya da dekana karşı eleştirel etkinliklere katılan öğrencilerin 'potansiyel PKK'lı olarak' fişlenmesine varan veya sadece Kürt olmasından kaynaklanan etnik ve siyasi ayrım" yaptığının çokça dile getirildiği belirtilirken, Devran'ın üniversitede özgür düşünce ve özgür araştırmaya yönelik tehdit oluşturduğu söylendi.

MESA, Marmara Üniversitesi'yle ilgili mektubun sonunda ayrıntılı bir şekilde anlattıkları) endişeleri beş maddede özetledi:

* Yüksek lisans öğrencilerinin kayıtları sırasında etnik ve siyasi profilleme yapıldığı, harf ve renk kodlarıyla Kürt ya da sol örgütlerle bağlantıları olduğu iddialarıyla fişlendikleri ve okula kabullerinin bu profillemelere göre yapıldığı

* Akademik personel ve araştırma görevlilerinin disiplin soruşturmalarıyla hedef alındığı, twitter gibi sosyal medya sitelerinde dile getirdikleri üniversite yönetimine yönelik eleştiriler ya da Devran'ın politikalarına direndiklerinde sözlü ve fiziksel tacizlere maruz kalması

* Zaten hakim olan korku ortamının, çok sayıda özel güvenlik personelinin yerleştirilmesi ve kampüsteki sivil polis memurlarının varlığının kurumsallaşmasıyla daha da artması,

* Dekan Devran'ın akademik etkinliklere müdahale ederek, planlamayı doğrudan kendisinin yapması (AKP hükümeti altında medya özgürlükleri semineri gibi)

* Dekan Devran'ın twitter başta olmak üzere sosyal medyayı kendisini eleştirenleri tehdit etmek için kullanması.

 

'YÖK de sivilleşir sandık ama...'

 

MESA, Yusuf Devran'ı görevine atayan YÖK'ün 1980 darbesinin üniversiteleri kontrol altına almaya yönelik bir ürünü olduğunu hatırlatırken, "Türkiye sivilleşirken, YÖK'ün üniversitelere daha az müdahale etmesini ve korku ortamının azalmasını beklerdik. Ancak AKP hükümeti altında YÖK'ün etkinlikleri bunun tam tersini ortaya koyuyor, öğrencilere ve fakülteye yönelik giderek artan ihlallerin birçoğu geçen sene size yazdığımız mektupta raporlanıyor" ifadelerine de yer verildi.