TBMM'ye gönderilen son torba kanun tasarısında Merkez Bankası'nın risk takibinin de olduğu belirtildi. Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, "Torbadaki bir madde, şirketlerin döviz borcu yükümlülüğünün kaygı sebebi olduğu anlamına geliyor. Malum, reel sektörün döviz borçluluğu, önemli bir risk. Merkez Bankası Kanunu’nda bu riski izlemeye dönük bir değişiklik yapılıyor. Tasarıya göre Merkez Bankası, artık sadece bankalar ve mali kurumlardan değil, şirketlerden de bilgi isteyebilecek" dedi.
Cumhuriyet'te Çiğdem Toker'in "Merkez Bankası’nın risk takibi de ‘torba’da" başlığıyla (3 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Sadece MTV’ye (Motorlu Taşıtlar Vergisi) getirdiği yüzde 40 zam değil. TBMM’ye gönderilen son torba kanun, dar gelirlileri yoksullaştıracak, bütçe kaynaklarının büyük şirketler lehine transfer sonucunu doğuracak çok sayıda mali düzenleme içeriyor.
Saydım. 130 maddeden oluşan, 76 sayfalık “torba kanun”, tam 53 ayrıkanunda değişiklik yapıyor,
53 kanunu değiştirme iddiasındaki bir “torba”, 16 Nisan şaibeli referandumun, büsbütün işlevsiz kıldığı parlamento üzerinde ağır bir test sürüşüdür.
Uçağa binen herkesin kişisel verilerini işleyip “paylaşmaktan”, özel eğitimli silahlı güvenlik görevlisi bulundurmaya; Saracoğlu Mahallesi’nin satışından, WhatsApp vergisine, İslami finansman kapsamındaki mudaraba-muşaraka araçlarının kullanımından fikir sanat eseri çoğaltan cihaz ithalatçılarından kesilen paraların bütçeye aktarılmasına, ek bütçe kanunu ile getirilmesi gereken 37 milyar TL borçlanmanın araya sıkıştırılmasına kadar upuzun bir liste.
Bu uzun liste Meclis’te sadece iktidar partisi varmış gibi yasalaşacaktır.
Reel sektörün döviz borcu
Torbadaki bir madde, şirketlerin döviz borcu yükümlülüğünün kaygı sebebi olduğu anlamına geliyor. Malum, reel sektörün döviz borçluluğu, önemli bir risk.
Merkez Bankası Kanunu’nda bu riski izlemeye dönük bir değişiklik yapılıyor. Tasarıya göre Merkez Bankası, artık sadece bankalar ve mali kurumlardan değil, şirketlerden de bilgi isteyebilecek.
37. maddede gerekçe şöyle anlatılmış:
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel amacı olan fiyat istikrarın sağlanması ile finansal sistemde istikrarıın sağlayıcı para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak gibi birçok görevi, bankanın sağlıklı, doğru, güncel ve sistemli olarak veri elde edebilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bakımdan bankanın sadece bankalardan ve mali kuruluşlardan bilgi alması da yeterli olmayabilecektir. Reel sektörün yabancı parayla borçlanmasından kaynaklanan borçlanma ve kur riskinin bilinmesi değerlendirilmesi de bankanın amaç ve görevlerine hizmet edecektir.”
***
Bu düzenleme aslında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in aylar önce açıkladığı “sistemik risk veri takip modeli” ile uyumlu. Şimşek geçen martta reel sektörün kur riskine yönelik sağlıklı bir gözetim imkânının oluşturulması, doğru politikaları belirlemek üzere çalışıldığını haber vermişti.
Buna göre toplam yabancı para borcun yüzde 83’ünün borçlusu olan 2 bin firmaya dair detaylı veriler toplanacaktı. Oluşturulan veri setiyle de firmaların stok döviz pozisyonu ve hem de kısa vadeli döviz nakit akışı izlenebilecek.
Reel sektörün borç yükünde, ekonomiyi canlandırmak amacıyla kullandırılan (fakat nasıl kullanıldığı bir miktar şüpheli de olan) Kredi Garanti Fonu kredilerinin payı büyük.
Torba kanunun belki de en işlevsel maddesi, fotoğrafın tamamını gösterecek verileri derlemeye dönük bu madde olacak.
Fakat bu konuda da olumlu düşünmeyi gölgeleyen bir başka düzenleme yine aynı torbada.
Tasarı, Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olması adına, Merkez Bankası’ndaki denetim kurulunun kaldırılmasını öngörüyor. Merkez Bankası’nın denetleme kurulu, her türlü işlemi denetleyerek rapor hazırlayıp sunma yetkisine sahip.
Yapılmak istenen değişikliğin gerçekten TTK’ye uyum mu, yoksa bir başka nedene mi dayandığı, tasarının görüşmeleri sırasında ortaya çıkacaktır.