26 Ekim 2011 03:00
T24- Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 5 maddelik TL'yi güçlendirme hamlesini açıkladı. Başçı, döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde dalgalı döviz kuru rejimi ile çelişmeyecek şekilde döviz satım ihaleleri düzenleyebileceklerini veya döviz piyasasına doğrudan müdahale edebileceklerini söyledi. Başçı, Küresel ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı olarak, Türkiye'de bankalararası döviz piyasasında döviz likiditesi akışkanlığını artırmak amacıyla Merkez Bankası nezdindeki Döviz Depo Piyasası'nda aracılık faaliyetlerine yeniden başlayabileceklerini açıkladı.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2011 Ekim Enflasyon Raporu'nu ve 5 maddeli TL'yi Güçlendirme Eylem Planı'nı bir basın toplantısıyla açıkladı. Merkez Bankası idari binasında gerçekleşen toplantıda konuşan Başçı, küresel gelişmelerin içinde bulunulan dönem itibariyle, sermaye akımlarına karşı dengeleyici tedbirlerin zamanında ve gerekirse günlük olarak alınmasını gerektiğini vurguladı. Başçı, bu nedenle 20 Ekim 2011 tarihli Para Politikası Kurulu kararıyla iki amaç ve üç araçlı para politikasını günlük olarak etkili biçimde uygulayabilecek esnekliğe kavuşmuş bulunduklarını dile getirdi. Öncelikle fiyat istikrarından bahseden Başçı, Türk lirasında yakın zamanda gözlenen aşırı değer kaybı, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi ve fiyatı yönetilen ve yönlendirilen ürünlerdeki ayarlamalar nedeniyle, önümüzdeki aylarda enflasyonun belirgin şekilde yükselmesini beklediklerini söyleyerek, bu durumun orta vadeli enflasyon beklentilerini ve görünümünü etkilemesine izin vermeyeceklerinin altını çizdi. Başçı, enflasyonun kontrol altında tutulması ve 2012 yılı hedefi ile uyumlu seviyelerde gerçekleşmesi için gereken parasal sıkılaştırmayı yapmaya başladıklarını açıkladı.
Bankaların gecelik borçlanma maliyetinin bir süre yüzde 12.5 seviyesinde seyretmesine izin verilecek
Başçı, ikinci olarak faiz politikasına değindi. Son Kurul toplantısından sonra bankaların Merkez Bankası'ndan fonlamalarının maliyeti ortalama olarak faiz koridorunun içinde, yani yüzde 5.75 ile yüzde 12.5 arasında ve Merkez Bankası'nın uygun göreceği herhangi bir seviyede belirlenebildiğini belirten Başçı, "Fonlamanın yüzde 12.5 düzeyinden yapıldığı durumlarda bankaların taleplerini geçerli teminat karşılığında sınırsız olarak karşılayacağız. Fonlama kanalından bu suretle sağlanacak sıkılaştırma veya genişletme ekonomik ve finansal gelişmelerin seyrine göre günlük sıklıkta dahi yapılabilecektir. Fiyat istikrarına ilişkin risklerin gözlendiği durumlarda ise bankaların gecelik borçlanma maliyetinin bir süre için yüzde 12.5 seviyesine yakın seyretmesine izin vereceğiz" diye konuştu.
Zorunlu karşılık oranlarında sınırlı bir indirime gidilebilecek
Üçüncü olarak zorunlu karşılık politikaları hakkında bilgi veren Başçı, AB liderler zirvesinden çıkacak sonuca ve bunun dış piyasalarda algılanmasına bağlı olarak gerekmesi halinde Türk lirası zorunlu karşılık oranlarında sınırlı bir indirime gidebileceklerini söyledi. Buna ilave olarak Türk lirası zorunlu karşılıkların yüzde 40'a kadar kısmının döviz olarak tutulabilmesine de izin verebileceklerine dikkat çeken Başçı, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Ayrıca, önümüzdeki dönemde Türk lirası zorunlu karşılıkların yüzde 10'a kadar olan kısmının da altın olarak tutulmasına imkan sağlamak amacıyla teknik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her üç kararın da bankalarımızı ağırlıklı olarak maliyet kanalından olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda bu kararlarla piyasaya sağlanacak Türk lirası likidite ile bankalarımızın fonlama ihtiyaçları kalıcı olarak ve önemli ölçüde azalacağından bankacılık sektörü likidite kanalı üzerinden de olumlu yönde etkilenecektir."
28 yıl sonra altın rezervinde artış
Rezerv politikalarına da değinen Başçı, kıymetli maden depo hesapları ile yabancı para zorunlu karşılıkların bir kısmının altın olarak tesis edilmesine imkan tanınması ile birlikte 28 Ekim 2011 Cuma gününden itibaren Merkez Bankası'nın altın rezervinde 1991 yılından bu yana ilk kez bir artış olmasını beklediklerini açıkladı. Türk lirası zorunlu karşılıkların da altın olarak tutulmasına izin verilmesini takiben altın rezervlerdeki artışın sürebileceğini kaydeden Başçı, "Merkez Bankası, 2009 yılı Ağustos ayından 2011 yılı Temmuz ayına kadar toplam 26 milyar dolar (ABD doları) tutarında döviz satın aldı. Bu döviz alımlarının temel amacı, hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı desteklemek için gerektiğinde ve basiretli şekilde finans sistemimize döviz likiditesi sağlayabilmekti. Bu çerçevede döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde dalgalı döviz kuru rejimi ile çelişmeyecek şekilde döviz satım ihaleleri düzenleyebilecek veya döviz piyasasına doğrudan müdahale edebileceğiz. Diğer taraftan küresel ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı olarak, Türkiye'de bankalararası döviz piyasasında döviz likiditesi akışkanlığını artırmak amacıyla Bankamız nezdindeki Döviz Depo Piyasasında aracılık faaliyetlerine yeniden başlayabileceğiz" diye konuştu.
Özel sektörün dış yükümlülüklerindeki aşırı hızlı artış
Son olarak ise finansal istikrara yönelik açıklamalarda bulunan Başçı, 2010 yılı Kasım ayından bu yana uygulamakta oldukları politikaların amacını özel sektörün dış yükümlülüklerinde gözlenen aşırı hızlı artışın yavaşlatılması ve bu yükümlülüklerin kalitesinin iyileştirilmesi şeklinde özetledi. Başçı konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu doğrultuda aylık bazda mevsimsel etkilerden arındırılmış cari işlemler açığında 2011 yılı Temmuz ayında başlayan düşüş eğilimi 2011 yılı Eylül ayındaki geçici duraksamadan sonra yılın son çeyreğinde devam edecektir. Cari açığın finansmanında ise doğrudan yabancı yatırımların ve uzun vadeli borçlanmaların payında istikrarlı artış devam ediyor. İç ve dış talepte yaşanan dengelenmenin istikrarlı olarak devamı için özellikle tüketici kredilerindeki mevcut büyüme eğiliminin yılın kalan kısmında bir miktar daha yavaşlatılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Böylelikle Türkiye'nin özel tasarruf eğiliminin artması sonucunda cari açıktaki düzeltmenin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi sağlanabilecektir. Faiz koridoru aracılığıyla etkin likidite yönetimi önümüzdeki dönemde bu açıdan finansal istikrara da katkı yapacak önemli bir politika aracı olacaktır."
Başçı soruları yanıtladı
Yabancı analistlerin faiz artırımı dışında hiçbir önlemin işe yaramayacağı, ''faiz lobisinin'' iş başında olduğu yorumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
'Döviz kurlarının seviyesi ile ilgili en etkili aracın faiz aracı olması, bizim yabancı analistlerden öğreneceğimiz bir konu değil. Bunu iktisat okumuş herkes bilir, tüm merkez bankaları bilir
Merkez Bankası bugün faizi artırdı ve şu anda yüzde 12 seviyesinde Merkez Bankası'nın bir yüksek, bir de düşük olmak üzere 2 faizi var. Gerekli gördüğümüzde bu 12,50'dir, gerekli gördüğümüzde bu 5,75'tir. Bunun kontrolü bizdedir ve bunu günlük olarak yapıyoruz. Onun için hiç kimsenin faiz artırım sinyali güçlüymüş falan demesine gerek yok şu anda. Biz faizi artırdık bugün itibariyle, yarın itibariyle gerekli görürsek faizi 5,75'e indiririz. Bu derece güçlüyüz, gerek görmezsek indirmeyiz. Şu anda dünyada, günlük bazda politika yapabilecek Merkez Bankasından daha güçlü hiç bir merkez bankası dünyada yok
30 Eylül'de Edirne'de uçak piste indi ama kemer ikaz ışıkları halen yanıyor demiştiniz, bugün durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
30 Eylül benzetmesinde bir değişiklik yok, yavaşlamaya devam ediyoruz. 'Bankalara ne yapacağımızı önceden bildirirsek, burada bunun hemen veya iki hafta sonra fiilen yürürlüğe girmesi çok farkettirmez. Önemli olan bunu bankaların bilmesi ve hesap kitabını yapması.
Türk lirasının değeri hakkındaki görüşleriniz
'Dolarda 1,90'ı geçmiştik, sepette de 2,20-2,22'leri görmüştük. Orada biz hiçbir şey yapmasaydık kesinlikle TL'de daha güçlü bir değer kaybı olabilecek noktaydık. Biz orada nereye giderdik, biz birşey yapmasak daha da yükselirdi.
Merkez Bankası'nın aldığı kararlara yöneltilen eleştiriler...
Standart, klasik yaklaşım. Bu yaklaşım, sorgulanıyor şu anda... Varlık fiyatlarına ne kadar kayıtsız kalmalı Merkez Bankası? Müdahale etmeli mi? Bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Buradaki varlık fiyatı denilen TL'nin değeri. Bütün gelişmekte olan ülkelerin paraları da benzer durumda. Yabancı yatırımcı nezdinde bu bir varlık sınıfı. Olması gereken uzun vadeli denge değerinden aşağı yönde veya yukarı yönde sapmalar gerçekleşebiliyor. Merkez Bankasının söylemi Kasım'dan önce konuşmak sağlıklı değil, riskli, Türkiye'de serbest dalgalı kur rejimi vardır. 'Buna karışmayız, risk üstlenenin üzerindedir' dediğimiz halde zaman zaman 2006, 2008'de olduğu gibi sisteme girip gereken zamanlarda gereken döviz likiditesini vererek, gereken faiz ayarlamasını da yaparak buradaki aşırı dalgalanmaları yumuşatmaya çalışıyorduk. Bunun birazcık ötesine geçip, biz şu anda TL'nin aşırı değerli veya aşırı değersiz olduğunu düşünüyoruz diyebilir hale gelmemiz lazım. Bunu söyleyebilmemiz lazım. Kasım'da bunu söyledik, harekete geçtik. Bu sadece söylemekle olmaz, onunla ilgili politikalarda izlemek gerekir, dengeleyici yönde politikalar. Etkilimi başarılı mı o kamuoyunun değerlendirmesine tabi. Ancak bizi burada değerlendirmeniz gereken şey, TL'nin mal ve hizmetler karşısındaki değerini, alım gücünü biz koruyor muyuz, koruyamıyor muyuz? TL'nin değeri satın alacağınız mal ve hizmetlerin miktarı ile ölçülür. Biz TL'yi bu anlamda güçlendirebiliyorsak enflasyonu düşük tutabiliyorsak o zaman biz başarılı olduk demektir. Varlık balonlarının, bankacılık krizlerini olmadan engelleyebiliyorsak aşırı hızlı giden sistemi frenleyebiliyorsak o zaman biz başarılıyız demektir. Finansal istikrar, fiyat istikrarı. Finansal istikrarda biz kurumlardan bir tanesiyiz. Dolayısıyla bütün kurumlar kolektif olarak bu tür risklerin oluşmasını engellemek durumunda. İrlanda'da bankacılık sisteminin, konut fiyatları konusunda oldukça kayıtsız kaldığı anlaşılıyor. Konut fiyatları yüzde 50 düştü ve bankacılık sistemi bitti. Bütün bankacılık sistemi kamuya yük olarak döndü. Demek ki kayıtsız kalmamak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası biraz daha bu konuda açık, biraz daha yüksek sesle söyler noktaya geldi. O şekilde değerlendirirsiniz.
Döviz rezervleri ile ilgili durumun net olduğunu, sterilize edilmiş ve edilmemiş döviz satışları olduğuna dikkati çeken Erdem Başçı, ''Sterilize edilmiş döviz satışlarında faiz oranları değişmez, sterilize edilmiş döviz satışları sisteme döviz likiditesi sağlar, sistemi o açıdan rahatlatır bir de dövizlerdeki aşırı oynaklığı yumuşatır. Kurların seviyesi üzerinde etki yapmaz, oynaklığı üzerinde etki yapar. Eğer bunlarla birlikte faizler değişirse o zaman kurun seviyesini de etkiler. O zaman etkili müdahale olur. Dolayısıyla biz ne yaptığımızı biliyoruz, bir miktar sisteme döviz likiditesi sağlamanın kamu maliyesine yansımaları da var. Her açıdan faydalı oldu, sistemi rahatlattık.
-Japon Nomura-
''IMF bizi çok yakından izliyor. Biz de zaman zaman onlardan yararlanıyoruz'' diyen MB Başkanı, bazı yabancı bankaların Merkez Bankası'nın politikasını anlamadıkları için işlemlerini durdukları yönünde açıklamalar olduğunu hatırlatıp, ''Siz piyasa oyuncularına anlatamıyor musunuz?'' diyen bir gazeteciye şu yanıtı verdi:
''Çok enteresan, o raporu yazan arkadaş alınmasın ama onlar çok kısa vadeli pozisyon alan, tavsiyelerde bulunan bir arkadaş. 'Ben Türkiye'den uzak duruyorum' demesi bizim için iyi haber. Biz başardık demektir.
Türkiye'de yerleşikler yabancı girişleri fazla olduğunda döviz alırlar, çıkışlar fazla olduğunda satarlar. Merkez Bankası'nın yaptığı gibi davranırlar. Tedirgin olmaya başlarlarsa bu davranışları biraz duraksamaya başlar. Yükselişlerde satma konusunda çekingen davranabilirler. Burada kastettiğimiz herkes birden kur daha da yukarı gider diyorsa buna Türkler de dahilse o zaman Merkez Bankası'nın devreye girip gitmez arkadaş demesi lazım.''
-Altın-
Başçı, altının zorunlu karşılıklar arasına girmesine yönelik soru üzerine, ''Türkiye'de çok fazla altın var. Vatandaşlarımızın en büyük servet kaynaklarından bir tanesi. Bankacılık sistemimiz yavaş yavaş buna alışırsa, altın mevduat hesapları yaygınlaşabilir. Buna bazı bankalar başladılar bile. Dolayısıyla belli miktarda getiri sağlayarak altını mevduata kabul ediyorlar. Elde ettikleri altını ne yapacaklar? Arzu ederseniz Merkez Bankası'na getirin TL zorunlu karşılıklarına karşı. Biz onun alt yapısını hazırlıyoruz, o süreci belki teşvik eder, sisteme altınları da kazandırmış olabilir'' karşılığını verdi.
Açıklamalar piyasada etkisini gösterdi
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıklamalarıyla birlikte piyasalarda hareketlilik yaşandı. Açıklamaların ardından 17 Temmuz 2013 vadeli tahvilin bugün valörlü işlemlerinin basit getirisi yüzde 10,35'e, bileşik getirisi ise 10,13'e yükseldi. Dünkü kapanışta bileşik faiz yüzde 9,59 olarak gerçekleşmişti.
Döviz - altın - borsa
Bu arada açıklamalarla birlikte serbest piyasada dolar geriliyor. Şu dakikalarda İstanbul serbest piyasada 1,7600 liradan alınan dolar 1,7630 liradan satılırken, 2,4530 liradan alınan avro 2,4560 liradan satılıyor. Bu seviyelerde döviz sepeti de 2,1095 lira düzeyine geldi.
İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan 24 ayar külçe altının dün kapanışta 96,00 lira olan satış fiyatı da 97,50 liraya çıktı. Dün 644,00 lira olan Cumhuriyet Altını da saat 10.55 itibariyle 656,00 liraya ulaşmış durumda. Aynı dakikalarda İMKB Bileşik Endeksi de düne göre 541,15 puan ve yüzde 0,96 düşüşle 55.737,24 puan seviyesinde bulunuyor.
© Tüm hakları saklıdır.