Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) bugün toplanıyor.
Türk Lirası'nın Amerikan Doları'na karşı değer kaybının son dönemde hızlanması ve enflasyonun yükselişine devam etmesi bu toplantıyı önemli kılıyor.
PPK, 24 Temmuz'daki toplantısında faizleri değiştirmeme kararı almıştı.
PPK, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 17,75 düzeyinde sabit tutmuştu.
Ancak piyasa oyuncuları ve ekonomistler faiz artışı bekledikleri için bu kararı sürpriz olarak değerlendirmişti.
Merkez Bankası Haziran ayındaki toplantıda ise gecelik borç verme faizini yüzde 18,75'ten yüzde 19,25'e çıkarmıştı.
'Temel amaç fiyat istikrarı'
TCMB, en son olarak yaptığı açıklamada enflasyon ile ilgili gelişmelerin fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret ettiğini belirtti.
"Merkez Bankası fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkiyi verecektir" denilen açıklamada şu ifade kullanıldı:
"Daha önce yapılan iletişimle de uyumlu olmak üzere, son gelişmeler dikkate alınarak Eylül ayı Para Politikası Kurulu toplantısında parasal duruş yeniden şekillendirilecektir.
Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir."
Merkez Bankası'nın bu açıklaması, Perşembe günü faizleri artıracağına dair beklenti oluşturdu.
Ancak artış oranının ne kadar olacağı merak ediliyor.
TL'deki değer kaybı ve enflasyon
Enflasyon, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre yıllık olarak Ağustos ayında yüzde 17,90'a çıktı.
Bu son 14 yılın yeni zirvesi anlamına geliyor.
Bu verilerle Türkiye en yüksek enflasyona sahip gelişen ülkeler arasında Arjantin'in ardından ikinci sırada kalmaya devam etti.
Merkez Bankası'nın yılsonu enflasyon hedefi ise hâlâ yüzde 5 seviyesinde bulunuyor.
TL'deki değer kaybı enflasyondaki artışın başlıca nedeni olarak görülüyor.
Türk Lirası'nın, yılın başından beri dolara karşı değer kaybı yüzde 40'ı buldu.
200-725 baz puan artış beklentisi
Bütün bu gelişmeler TCMB'nin faiz artışına dair beklentileri artırdı.
Reuters, haberinde piyasaların Perşembe günkü toplantıdan faizde yüzde 4 artış, önümüzdeki yıl sonuna kadar ise faizlerin yüzde 30'a varmasını beklediğini kaleme aldı.
Reuters anketine göre TCMB'nin Eylül ayı PPK toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo faizini 200 ile 725 baz puan arasında değişen bir oranda artırması bekleniyor.
Reuters'ın 11 kurumun katılımı ile yaptığı ankette tahminler geniş bir bantta değişiklik gösterirken, beklentilerin yoğunlaştığı bir oran bulunmuyor.
Buna göre bir katılımcı Eylül'de 225 baz puan, iki katılımcı 300 baz puan, bir katılımcı 325 baz puan, iki katılımcı 425 baz puan, iki katılımcı 500 baz puan, bir katılımcı 575 baz puan, bir katılımcı 650 baz puan, bir katılımcı ise 725 baz puan artış bekliyor.
'Güvenilirliğini kazanmalı'
Societe Generale'den analist Phoenix Kalen, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 20,75'e çıkarak ana politika enstrümanı haline dönüştürülmesini bekliyor.
Çünkü uzun zamandır fonlama Merkez Bankası'nın yüzde 19,2 olarak belirlediği gecelik borç verme faizi üzerinden yapılıyor.
Kalen, böyle bir kararın piyasa beklentilerini boşa çıkarsa ve TL'de yine düşüşün görülmesine yol açsa da en azından politika yapıcıların önceliklerinin belirlenmesinde etkili olacağını söylüyor.
New York merkezli ekonomi haberleri ajansı Bloomberg anketine katılan 23 kişinin tahminlerinin medyanına göre ise TCMB'nin 325 baz puan faiz artışı yaparak bir haftalık repo faizini yüzde 21'e çekmesi bekleniyor.
Morgan Stanley raporunda, enflasyonun Aralık ayında zirveye çıkarak yüzde 20,7'ye yükselmesini beklediğini, o yüzden TCMB'nin para politikasını mali istikrar kaygılarına göre ayarlaması gerektiğini belirtti.
Banka raporunda TCMB'nin 425 baz puan artışına giderek faizi yüzde 22'ye çıkaracağını öngörüyor.
JP Morgan ise raporunda güvenilirliğini geri kazanması gerektiğini söylediği TCMB'den 500 baz puan artış bekliyor.
Büyüme kaygıları
TCMB'nin faiz artırmasının önündeki en büyük engel olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yüksek faize karşı olması gösteriliyor.
Türkiye'nin büyüme odaklı bir ekonomi politikası izlemesi, faiz artışının talep edilmemesine yol açıyor.
Bu durum geçmiş dönemlerde piyasalarda Merkez Bankası'nın bağımsızlığına yönelik kaygıları artırarak Türk varlıklarında satış dalgalarının yaşanmasına yol açtı.
Türkiye, 2018 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 5,2 büyüdü.
İlk çeyrek büyümesi de yüzde 7,4'den 7,3'e revize edildi.
Buna göre ilk yarı büyümesi yaklaşık olarak yüzde 6,3 oranında gerçekleşti.