Gündem
Deutsche Welle

Merkel'dan mülteci tartışmasına son nokta

Alman basınında Karlsruhe kentinde başlayan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin kongresi ağırlıklı olarak ele alınıyor. Bir yorum da Avrupa’da aşırı sağın yükselmesiyle ilgili.

14 Aralık 2015 23:45


Almanya Başbakanı Angela Merkel, partisi Hristiyan Demokrat Birlik'in Karlsruhe'de başlayan kongresinde, sığınmacı akını karşısında izlediği politikaları savundu. 'Sığınmacı sayısı azaltılmalı' diyen Merkel, üst sınır ve kapıların kapatılması tartışmalarına ise son noktayı koydu. Kongre'ye ilişkin olarak Stuttgarter Zeitung'un yorumunda şu görüşler dikkat çekiyor:

“Başbakan, Kongre’ye sunduğu uzlaşma metni ve Karlsruhe’deki güçlü çıkışı ile biraz zaman kazanmış oldu. Ancak Merkel’ın mülteciler için uyguladığı açık kapı politikalarını benimsemeyen partinin bir kısmı şu anda ikna olmuş gibi görünse de, bu durum çok uzun sürmeyecektir. Merkel’ı yıpratmamak için kendisine sadece mühlet tanındı. Laf cambazlığı ile hiçbir sorunun üstesinden gelinmesi mümkün değil. Almanya’ya mülteci akını denetim altına alınamaz ve mülteci sayısı uzun vadeli olarak sınırlı tutulamazsa, o takdirde Merkel yeni bir isyanla karşı karşıya gelecektir. Ya da ‘insanî gerekçeleri’ bir yana bırakarak, başka adımlar atmaya kendini zorunlu hissedecektir. Zaten bu adımlardan bazılarını şimdiden atmış durumda.”

Berliner Morgenpost gazetesi yorumunda bu kongreden sonra Merkel’ın siyasi kariyerinin nereye doğru evrilebileceği konusunu irdeliyor:

“Buradaki konuşmasından sonra, kongredeki bu güven ortamının ertesinde Angela Merkel’ın 2017 yılında siyasete veda edeceğine kimse ihtimal vermiyor. En azından mülteci krizi nedeniyle görevini sürdürmesi gerekiyor. Önceki selefleri gibi Merkel da politikalarında başarılı olursa, o zaman partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) belirleyici siyasi güç olmaya devam eder ve adındaki “Hristiyan” sözcüğünün anlamı yeniden canlanmış olur. Merkel konuşmasında seleflerini de anımsadı. ‘Sorunların üstesinden geliriz’ şeklindeki ifadesi ile geleceğe ilişkin öngörüde bulunmuş oldu. Ve Merkel’ın geçmişteki başarılı parti liderlerini anmış olması akıllı bir hamleydi, çünkü böylece parti tabanının onurunu okşamış oldu.”

Neue Osnabrücker Zeitung da aynı konuyu yorum sütunlarına taşımış:

“Angela Merkel mülteciler konusunda mevcut havayı değiştirmesini bildi; en azından Hıristiyan Demokratlar arasında… . Zira kongrede gündeme gelen mülteci konusu Hıristiyan Birlik Partileri arasında Noel barışını bozacak bir etki yapmıştı. Kararlı ve tavize yanaşmayan tarzıyla Merkel otoritesini güçlendirdi. Ancak herşeye rağmen Merkel'ın kongreye sunduğu 24 sayfalık önerge sorunları çözmeye yeterli değil; o sadece sorunların çözülmesine yönelik bir kılavuz gibi algılanmalı.”

Fransa'da bölgesel seçimlerin birinci turundan zaferle çıkan aşırı sağcı Ulusal Cephe ikinci turdan eli boş döndü. Ancak yine de Avrupa çapında aşırı sağın yükselişte olduğu görülüyor. Die Rheinpfalz gazetesi yorumunda Avrupa çapındaki bu fenomene değiniyor:

“Le Pen ve Ulusal Cephe’nin izlediği, siyasi sistemi baştan aşağı radikal bir biçimde sorgulama stratejisi şu veya bu biçimde tüm Avrupa ülkelerinde gündemde. Bu anlayışla siyaset yapmak, herkesin kabul ettiği bir çerçeve içinde en doğru çizgiyi bulmak anlamına gelmiyor. Siyaset, bir dost-düşman şeması çerçevesinde görülüyor ve farklı düşünenler otomatik olarak “yanlış görüşlü”, “düşman”, “hain” olarak nitelendiriliyor ve bunlara hiçbir yaşam şansı tanınmıyor. Çoğulcu demokrasilerde farklı görüşlerin tartışma anlayışına tam zıt olan bu politika modelini benimseyen sağ-milliyetçi hükümetler Macaristan ve Polonya’da işbaşındalar. Bu tür politikalar işlevlerini yerine getirmek için insanların korkularına ihtiyaç duyuyorlar. Mülteciler, yabancılar, Euro, İslam, AB, küreselleşme gibi insanlarda endişe yaratan konular ise az değil.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle