Perşembe günü Brüksel'de düzenlenen AB zirvesinde bir araya gelen liderler, savunma, güvenlik ve mülteciler sorunu başta olmak üzere Avrupa'nın gündemini meşgul eden çeşitli konuları masaya yatırdı.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB'nin Rusya'ya karşı Kırım'ın ilhakı nedeniyle uyguladığı ekonomik yaptırımların altı aylığına yeniden uzatılması kararına varıldığını açıkladı.
Brüksel'deki zirvede AB liderleri, askeri işbirliği ve ortak silahlanma projeleri için bir savunma fonunun oluşturulması konusunda anlaşmaya vardı. Donald Tusk, AB'nin savunma alanındaki işbirliği kararını "tarihi bir adım" olarak nitelendirdi.
Avrupalı liderler, AB bünyesinde savunma gücü oluşturulması noktasında gösterilen gayretlere destek verdiklerini belirtti. Özellikle de ABD Başkanı Donald Trump'ın transatlantik ilişkilere olan bağlılığının sorgulandığı bu dönemde, bunun ayrıca özel bir önem taşıdığı yorumunda bulunuldu.
Yapılandırılmış Daimi İşbirliği (PESCO) adı verilen ortak savunma mekanizmasına gelecek üç ay içerisinde ivme kazandırılmasının beklendiği ancak mekanizmanın planlandığı üzere yıl sonuna kadar başlayıp başlamayacağının henüz kesinlik kazanmadığı belirtildi.
İngiltere ve Fransa'da yaşanan terör saldırılarının ve Brüksel'de son anda engellenen saldırının akabinde, zirvede ön plana çıkan konular arasında AB ülkelerinde güvenlik meselesi de yer aldı. Donald Tusk, üye ülkelerin "yurt dışından gelen teröristlere karşı mücadelenin güçlendirilmesi" konusunda hemfikir olduğunu belirterek, "İnsanlarımızı koruma konusunda son derece kararlıyız" dedi.
Mülteci almayan ülkelere eleştiri
Zirvede öne çıkan konulardan bir diğeri de mülteciler sorunu oldu. Angela Merkel ve Emmanuel Macron, AB içerisinde yapılan anlaşmaların uygulamaya konmasının önemine vurgu yaptı. İkili, AB Komisyonu tarafından az miktarda mülteci kabul eden ya da hiç etmeyen üye ülkeler Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne karşı başlatılan dava süreci kapsamında açıklamalarda bulundu.
Söz konusu üç ülkenin adını anmayan Merkel, "Biz bir değerler topluluğuyuz" dedi. Merkel sözlerini "Eğer Komisyon hukuk devletinin teşvik edilmesi gerektiği görüşündeyse, onları destekliyoruz" diyerek sürdürdü.
"Başlangıçta ilgili hükümetlerle yapılan görüşmelerde ihlallerle karşılaşıldığını" belirten Merkel, "Bugün tehdit etme günü değil. Ama bunların kalıcı olarak konuşulması gerekiyor. Bence belli birtakım gelişmeler konusunda hemfikir olmadığımızın da dile getirilebilmesi lazım" dedi.
Angela Merkel ayrıca, "AB'nin yalnızca o anda arzu edilen parçaların seçilebileceği bir süpermarket olmadığı" konusunda Emmanuel Macron'la hemfikir olduklarını söyledi.
Emmanuel Macron ise, "bazı ülkelerin" AB'nin finansal yardımlarını "seve seve kabul ettiklerini" ancak "AB'nin ortak değerlerini paylaşmadıklarını" söyledi.
Merkel'den May'e Brexit yanıtı
İngiltere Başbakanı Theresa May'in ülkesindeki seçimlerin ardından Avrupalı liderlerle ilk kez bir araya geldiği zirvede Angela Merkel, "AB'nin geleceğinin Brexit müzakerelerinden önce geldiğini" söyledi. May'in, "zirvedeki amacının AB vatandaşlarının Brexit sonrasındaki haklarını korumak" olduğunu açıklamasıyla ilgili olarak Merkel, bunun kendisinin birinci gündem maddesi olmadığını belirtti. Merkel, "Benim için öncelik, İngiltere'nin çıkma müzakereleri meselesinden ziyade 27 üyenin geleceğini şekillendirmek" dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, zirvede ülkeleri arasında mevcut olan güçlü ilişkileri bir kez daha teyit etti.
İlk AB zirvesine katılan Macron, Brexit'e doğrudan değinmezken "Almanya'yla el ele" olduklarını belirterek Almanya'yla yakın işbirliğine vurgu yaptı. Macron,"artık somut bir biçimde çalışmaya başlamanın vaktinin geldiğini" kaydetti.
© Deutsche Welle Türkçe
Reuters, AFP, dpa / BÜ,BK