Dünya

Merkel ile Hollande uzlaşabilecek mi?

Fransa ile Almanya arasındaki ilişki İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın belkemiğini oluşturuyor

16 Mayıs 2012 01:14

 

Gavin Hewitt

 
BBC Avrupa editörü
 
 
Fransa ile Almanya arasındaki ilişki İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın belkemiğini oluşturuyor.
 
Bu savaş esnasında Verdun muharebesinde boşa yitirilen yaşamlar için Helmut Kohl ile François Mitterand'ın el sıkışması ün kazanmıştı.
 
Fransa'nın eski cumhurbaşkanlarından Valery Giscard d'Estaing, "Fransız-Alman motor gücü olmaksızın Avrupa ilerleyemez" demişti.
 
General De Gaulle ise Almanya'yı bir ata, Fransa'yı ise bir jokeye benzetmişti.
 
Nicolas Srakozy iki ülkeyi "zıt ikizler" olarak tanımlamıştı.
 
Euro krizi tehlikeli bir biçimde devam ederken hiçbir dönem Fransa ve Almanya'nın liderleri Avrupa'nın geleceği açısından bu kadar önem taşımamıştı.
 
Fransa Cumhurbaşkanı olarak göreve başladıktan birkaç saat sonra Francois Hollande, Almanya Başbakanı Angel Merkel ile akşam yemeğinde bir araya gelecek.
 
 

Zorlu dersler

 
 
Merkel onu "sıcak" karşılayacağını belirtti.
 
Fakat bu sıcak karşılama bazı utanma duygularını da saklayacak.
 
Merkel Fransa'daki seçimlerde Sarkozy'yi desteklemiş ve neredeyse onun adına kampanya yürütmüştü.
Berlin'de Hollande'a kuşkuyla yaklaşılıyor.
 
Kampanya sırasında onun kemer sıkma karşıtı ve büyüme yanlısı propaganda yapması hoşlarına gitmedi.
 
Birçok kişi bunu Fransa'nın Avrupa'da liderliği ele geçirme hamlesi olarak değerlendirdi.
 
Siyasi olarak Merkel ve Hollanda farklı çizgilerden geliyor.
 
Eski Doğu Almanya'da yetişen Merkel Alman tarihini ve Weimar Cumhuriyeti'nin derslerini, kontrolsüz enflasyonun demokrasiyi yıkıma uğratacağını iyi biliyor.
 
Borç krizi içinde olan Yunanistan gibi ülkeler karşısındaki tutumu, onlara kendi mali sınırları içerisinde yaşamayı öğrenmelerini sağlayacak bir ders verilmesi yönünde oldu.
 
İlk yardım paketini alırken Yunanistan Başbakanı George Papandreou, yardım paketine bağlanan şartların yumuşatılması konusunda Merkel'den talepte bulunmuştu.
 
Merkel ise diğerlerine ders olması açısından yardım şartlarının ağırlığı konusunda ısrar etti.
 
 

'Vergilendir ve harca'

 
 
Sosyalist Hollande ise ilk siyasi tecrübesini Francois Mitterand'ın cumhurbaşkanlığı kampanyasında edinen bir politikacı.
 
Sosyal devlet modeli ile Fransız tarzı yaşam biçimini korumayı hedefliyor.
 
Seçim kampanyası sırasında, asgari ücreti arttıracağını, onbinlerce yeni öğretmen istihdam edeceğini ve emeklilik yaşını düşüreceğini vaat etti.
 
Merkel, Hollande'ı 'vergilendir ve harca' türünden sosyalist olarak değerlendiriyor.
 
Aralarındaki en büyük ayrılık noktası kemer sıkma politikasına ilişkin.
 
Hollande bu politikanın işlemediğini düşünüyor.
 
Euro Bölgesi'nde disiplini öngören "istikrar paketi"ni yeninden görüşme sözü vermiş ve "kemer sıkma tek seçenek olamaz" demişti.
 
Merkel bu paketin euro'nun geleceği açısından büyük önem taşıdığına inanıyor ve ısrarla paketin "görüşmelere açık olmadığını" söylüyor.
 
Hollande ise cevabı yapıştırıyor: "Avrupa'nın geneli için karar vermek Almanya'nın işi değil."
 
 

Uzlaşma mümkün mü?

 
 
Sosyalist Parti sözcüsü Benoit Hamon ise Fransa televizyonunda yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Avrupa Birliği'nde oylamaya gidip herkesin kaderi konusunda karar verecek Merkel adında bir başkan seçmedik."
 
Berlin, Hollande'ın paketi yeniden gündeme getirme konusunda verdiği sözden geri dönmesinin, en azından Haziran'daki genel seçimler sonrasına kadar politik bakımdan zor olduğunun farkında. Bu seçimlerin ardından uzlaşma sağlanabileceği düşünülüyor.
 
Merkel'in istikrar paketine bir de büyüme vaadi eklenmesi, AB fonlarından büyük altyapı projelerine para aktarılması ve Avrupa Yatırım Bankası'nın sermaye tabanının genişletilmesine ilişkin önerileri kabul etmesi bekleniyor.
 
Merkel'in uzlaşmayacağı nokta büyümenin borçlanma ile finanse edilmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın doğrudan hükümetlere kredi vermesi.
 
Merkel'in Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı'na soracağı ilk sorulardan biri Yunanistan konusundaki tutumuyla ilgili olacaktır.
 
Hollande, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nde kalması yardım paketine iliştirilen şartları kabul etmesi yönündeki Almanya'nın ısrarını destekleyecek mi?
 
Yoksa şartların yeniden görüşme yoluyla gevşetileceğini mi düşünüyor?
 
Hollande ayrıca Fransa ve Almanya'nın Avrupa'da daha az baskın olmasını istiyor.
 
"Fransız-Alman ilişkisi münhasır bir ilişki oldu. Bazı Avrupa kurumları ihmal edildi ve başta küçük ülkeler olmak üzere diğer üyeler bu ilişkinin Avrupa'nın yürütme kurulu gibi hareket ettiğine dair hoş olmayan bir duyguya kapıldılar" diyor Hollande.
 
Almanlar, Fransa'nın AB'de kendisine yandaş bulmasından korkuyor.
 
Berlin, Hollande'ın 2017'ye kadar bütçeyi dengeleme ve gelecek yıl bütçe açığını gayri safi milli hasılanın yüzde 3'ü seviyesine indirme sözünü tutmasını istiyor.
 
Gerçeklerin Hollande'a manevra alanı tanımayacağını düşünüyorlar.
 
Ayrılık noktaları ne olursa olsun, Euro Bölgesi krizi bu iki liderin uzlaşması konusunda baskı unsuru oluşturacak.
 
Sarkozy de Merkel ile önce pek anlaşamamış ama daha sonra yakınlıklarının bir ifadesi olarak "Merkozy" olarak adlandırılmışlardı.