Gündem

Merkel hükümetinden Türkiye’deki LGBTİ’lere destek

"Onur Yürüyüşleri, kültürel etkinlikler keyfi olarak yasaklanıyor, tüm bunların değişmesi gerekiyor”

11 Nisan 2019 14:18

LGBTİ bireylerin Türkiye’de ayrımcılık ve şiddetle karşı karşıya kalabildiğine dikkat çeken Alman hükümeti, hak ihlallerinin önlenmesi için girişimleri olduğunu açıkladı.

Alman hükümeti, Türkiye’de LGBTİ bireylerin şiddete hedef olabildiklerine dikkat çekerken hak ihlallerinin önlenmesi için AKP hükümeti nezdinde girişimde bulunulduğunu açıkladı. DW Türkçe’ye konuşan Yeşiller Partili Kai Gehring de Türk hükümetine “Baskı uygulamak ve zulmetmek yerine cinsel kimliklere saygı gösterilmeli. Çünkü aşk aşktır” çağrısını yaptı. 

Merkel hükümeti, muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel ve interseks) bireylerin uluslararası alandaki durumu hakkındaki soru önergesine verdiği kapsamlı yanıtta, Türkiye’deki duruma ilişkin de tespitlerini aktardı.

LGBTİ’lerin haklarının, federal hükümetin insan hakları politikasının önemli başlıklarından biri olduğunu hatırlatan hükümet, dünya genelinde çok sayıda ülkede, cinsel yönelim veya cinsel kimlikleri nedeniyle hakları ihlal edilen bireyler olduğunu, eşcinselliğin hapis ve ölüm cezasıyla cezalandırıldığı ülkeler de bulunduğunu, tüm bu konularda yaşananların yakından takip edildiğini kaydetti. 

Alman hükümetinin tespitlerine göre, birçok ülkede LGBTİ’lerin hedef olduğu sözlü ya da fiziksel saldırılar hakkında yeterli veri ve belge tutulmazken, şiddet eylemleri ilgili devletler tarafından çoğu zaman gerektiği gibi soruşturulmuyor, “nefret suçu” olarak incelenmiyor, çok nadir olarak aydınlatılabiliyor. 

Soru önergesine verilen yanıtta, saldırıların kimi zaman resmi görevliler tarafından gerçekleştirildiği, mağdurların bu nedenle polise başvurmadığına dikkat çekildi. 

Bu konudaki istatistiklerle ilgili soruya, “Çok sayıda ülkede saldırı kurbanı LGBTİ bireyler suç duyurusunda bulunmuyor. Bu nedenle gerçek rakamların çok daha yüksek olduğundan yola çıkılmalıdır” yanıtı verildi. 

Türkiye’de şiddet ve hak ihlalleri

Alman hükümeti, LGBTİ bireylere yönelik şiddet eylemi ve saldırıların yaşandığı ülkeleri sıraladığı listede, Afganistan, Honduras, Sierra Leone, Tanzanya, Uganda, Irak, Libya, Mısır, Cezayir ve Endonezya’nın yanısıra Türkiye’ye de yer verdi. 

Bu ülkelerde devletin LGBTİ bireylerin toplanma, düşünce, örgütlenme ve basın özgürlüğünü "çok güçlü bir şekilde kısıtladığı” ayrıca buralarda LGBTİ'ler üzerinde yoğun toplumsal baskı olduğu belirtildi.

Muhalefetteki Yeşiller Partisi soru önergesinde Alman hükümetine, Türkiye’deki LGBTİ bireylerin durumunun düzeltilmesi için ne tür adımlar attıldığını da sordu. 

Hükümet bu soruya verdiği yanıtta, LGBTİ bireylerin çıkarları ve hukuki hakları için Türk Hükümeti nezdinde girişimde bulunulduğuna dikkat çekerken, diğer yandan da diplomatik temsilcilikler aracılığıyla Türkiye’deki LGBTİ aktivistlerinin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarıyla da düzenli temas halinde oldukları, LGBTİ aktivitelerini destekledikleri bilgisini aktardı.

"Çünkü aşk aşktır”

Federal Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Kai Gehring, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetiminde dönüşen Türkiye’de LGBTİ bireylerin artan oranda dışlanmaya, ayrımcılığa maruz kaldığını kaydetti. 

Türkiye’deki LGBTİ bireylerin karşı karşıya kaldıkları sözlü ve fiziksel tacizler, şiddet olayları hakkında basına yansıyan haberlere dikkat çeken Gehring, “Ayrıca devletin, sivil toplumun gösteri ve örgütlenme hakkını kısıtlayan baskılarına LGBTİ bireyler de hedef oluyor, hakları kısıtlanıyor. Onur Yürüyüşleri, kültürel etkinlikler keyfi olarak yasaklanıyor. Tüm bunların değişmesi gerekiyor” diye konuştu. 

İnsan haklarının evrensel olduğuna vurgu yapan Kai Gehring, “Baskılar uygulamak ve zulmetmek yerine cinsel kimliklere saygı gösterilmeli. Çünkü aşk aşktır” dedi. 

Yeşiller Partili Gehring, Başbakan Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Türkiye’de LGBTİ bireylerin haklarının korunması için daha güçlü ve görünür şekilde çaba göstermesi gerektiğini söylerken, “Bu yolla Türkiye’de ayrımcılığın son bulmasına katkı sağlanabilir” görünüşü dile getirdi.