Gündem

Merdan Yanardağ’dan Basın Bayramı mesajı: 115 yıl sonra yeniden istibdat rejimi yaşatılıyor!

24 Temmuz 2023 15:49

27 gündür tutuklu bulunan TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, cezaevinden gönderdiği Basın Bayramı mesajında, herkes için özgürlük ve adalet diledi. Yanardağ, "24 Temmuz Abdülhamit istibdatının yıkıldığı, basından sansürün kaldırıldığı gün. İşte böyle bir günün yıl dönümünde 115 yıl sonra Türkiye’de yeniden istibdat, baskı, yasak, sansür rejimi yaşatılıyor" dedi. İktidarın "Nazi hukuku" uyguladığını belirten Yanardağ, “Nazi ceza hukuku suça, fiile değil faile bakardı. Şu anda AKP’nin yaptığı da bu" ifadesini kullandı.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, televizyon programında PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle tutuklanan ve yaklaşık bir aydır Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde bulunan Yanardağ’ı ziyaret etti.

Yanardağ, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü dolayısıyla cezaevinden Çakırözer aracılığıyla kamuoyuna bir mesaj gönderdi.

Basın Bayramı’nda özgürlük ve adalet diledi

Mesajında, 24 Temmuz basında sansürün kaldırılışının 115. yıl dönümünde, Türkiye’de yeniden istibdat döneminin yaşatıldığını belirten Yanardağ, şöyle dedi:

“24 Temmuz Abdülhamit istibdatının yıkıldığı, basından sansürün kaldırıldığı gün. İşte böyle bir günün yıl dönümünde 115 yıl sonra Türkiye’de yeniden istibdat, baskı, yasak, sansür rejimi yaşatılıyor. Ülkemizi yeniden hürriyet günlerine taşımak için mücadele gerekiyor. 24 Temmuz Basın Bayramı'nda istibdat ve sansüre karşı, her türlü baskı ve zulme rağmen demokrasi ve hürriyet mücadelesi veren tüm meslektaşlarımın basın bayramını kutluyorum. Marmara Cezaevi’nden hem meslektaşlarım hem de tüm yurttaşlarımız için özgürlük ve adalet diliyorum.” 

“Nazi hukuku uyguluyorlar”

Yanardağ, hakkında açılan dava ve kendisine yöneltilen iddialarla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu iktidar ‘Nazi hukuku’ uyguluyor. Nazi ceza hukuku suça, fiile değil faile bakardı. Şu anda AKP’nin yaptığı da bu. Bir kişi fikirleriyle mücadelesiyle bu iktidar için tehlikeliyse, muhalifse, karşı çıkıyorsa hakkında suç icat ediliyor. Önce sosyal medyada linç ediliyor, toplumda infial duygusu yaratılıyor. Sonra da resen soruşturma başlatılıyor. Ve tutukluluk ile yargısız infaz oluşturuluyor. İşte bu, Nazi hukukundan farksız!”

“Hukuksuzluğa karşı direnmeyi sürdüreceğim”

Kendisine yapılan tüm hukuksuzluklara ve yaşatılan mağduriyetlere rağmen mücadelesini bırakmayacağını ifade eden Yanardağ, “Her türlü hukuksuzluğa, antidemokratik zorbalıklara karşı mücadeleyi sürdüreceğim. Cumhuriyetin kurumlarının hala adalete ve hukuka uygun davranmasını bekliyorum. Bir iddianame yazdılar ama ortada delil yok! Oradan suç çıkması, ceza çıkması imkansız. En kısa sürede beraat bekliyorum. Yargılama sürecinde de tutuksuz yargılanmam gerekir” dedi.

“Muhalefetsiz Türkiye yaratmaya çalışıyorlar”

Yanardağ, kendisi üzerinden bağımsız medya ve gazetecilerin susturulmaya zorlandığını belirterek, şöyle devam etti:

“Benim üzerimden bağımsız medya ve gazetecileri geri çekilmeye, suskunluğa zorluyorlar. Muhalefetsiz Türkiye yaratmaya çalışıyorlar. Bu aykırı ve eleştirel düşünceyi ortadan kaldırma ve ifade özgürlüğünü sınırlama çabasıdır. Benim üzerimden Tele1’i kapatmak istiyorlar. Tele1’in kapanması Türkiye’de Cumhuriyet ve demokrasiye inanan güçler açısından önemli bir yenilgi olacaktır. O yüzden toplumun Tele1’e ve halkın haber alma hakkı için mücadele veren gazete, gazeteci ve televizyonlara sahip çıkması gerekir. Bu hukuksuzlukları önlemek herkesin görevi. Bana bağımsız medyaya ve Tele1’e yapılan hukuksuzluk karşısında büyük bir dayanışma gösteren herkese minnettarım. Herkesi bu dayanışmayı büyütmeye çağırıyorum.”

"Türkiye’nin ayıbı"

Çakırözer, ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada, cezaevlerinde haksız, hukuksuz tutuklu düşünce suçluları için adalet çağrısında bulundu. Çakırözer, “24 Temmuz’da Merdan Yanardağ’ın ifadesi, yorumu nedeniyle cezaevinde olması Türkiye’nin ayıbıdır. Basın özgürlüğünden ne kadar uzakta olduğumuzun göstergesidir. Artık gazetecileri yazdığı, çizdiği, eleştirdiği için soruşmaktan, dava açmaktan, tutuklamaktan Türkiye vazgeçmelidir” dedi.