Gündem

Meral Akşener: MHP'nin başına gelirsem oy oranı yüzde 25 olur

"17-25 Aralık olmasaydı yine cemaatle beraber hareket edecekler miydi?"

19 Nisan 2016 00:54

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkan adayı Meral Akşener, Türkiye'de ‘parelel devlet yapılanması’nın terör örgütü sayıldığını belirtirken “Buna yardım, yataklık edenler nerede? 17-25 Aralık olmamış olsaydı yine beraber hareket edilecek miydi?” diye sordu. Akşener, "Asıl sorgulanması gereken iktidarın bu tür yapılarla beraber çalışmasıdır" dedi. Akşener, "Yaptırdığım anketlere göre MHP'nin oy oranı yüzde 25 gözüküyor" dedi.

Habertürk’te Ece Üner’in sorularını cevaplayan Akşener’in açıklamaları şöyle:

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun paralel proje olduğunu söyleyenler şimdi de benim paral proje olduğumu söylüyor. Her iki konunun muhatabı Devlet Bahçeli'dir. Dediklerimin arkasındayım.

Seçim hükümetindeki bakanlık görevini kabul etmiş olsaydım acaba ajan, paralelci denilebilir miydi?

O gün paralelci değildim bugün paralelciyim. Bütün bu sözleri Türk milletinin ferasetine bırakıyorum.

Olağanüstü bir kurultay talebinde bulunduk. Mahkeme kararı verdi. Şimdi kurultayı toplayacağız. Şimdi asıl soru şu, kendi seçtikleri delegelerden neden korkuyorlar. Ben 100 delegeyle görüştüm. Evet denen sayıyı söylesem uykuları kaçar.

O tüzük maddesi değişecek. Seçimli kongre sonraki iş. Genel Kurul'da bizim durumlarımızın düzeleceğini biliyorum.

Görebildiğim kadarıyla bana 3. Dünya savaşı başlatmış olmalarından anlaşılıyorki biraz zamana ihtiyaç var. Bizim Genel Merkezimi'de Saray çevresinden bir beklenti var. Anayasa değişikliğine bir destek beklentisi var.

Türkiye'nin yararına olmak üzere, iktidarın biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Hem iktidar yapacaksınız hem muhalefet yapacaksınız zor iş. O yüzden kongrenin yapılabilmesine odaklandım.

Hukukun üstünlüğü bakımından zorlu bir süreçten geçiyoruz. Mahkeme 'delegelerin imzaları gerçek' dedi. Saadet Partisi prosedürü izleniyor.

Yaptırdığım anketlere göre MHP'nin oy oranı yüzde 25 gözüküyor.

Kurultayın yapılmasına destek olan delege salt çoğunluğun üstünde.

AK Parti'nin yüzde 30'luk bir kemik oy oranı oluştu. Yüzde 19.5'lik bir seçmen kitlesi var ki, ANAP'tan gibi partilerden geçmiştir. Bu orandaki bir seçmenin benim başımda olacağım bir MHP'ye kaymış gözüküyor.

Ben yüzde veremem ama yüzde 25'lik bir rakamla başlarız. MHP'nin oy potansiyelini bildiğim için nereye gideceği bizim çalışmamıza bağlı.

2001'de elbette Erdoğan mağduriyet üzerinde bir sempati vardı. 28 Şubat olmuştu, insanlar haksızlığa uğramışlardı. Sayın Erdoğan'a doğru koşan kitlenin gözlerinde öfke vardı. Benimle ilgili gördüğüm ise huzur. İnsanlar kötü haber almaktan bıkmışlar. Umutsuz gençler görüyorum. Bizlerle koşan insanların gözlerinde umut var.

Bu kutuplaştırıcı dilden insanlarını bıktığını görüyorum. Türkiye'nin farklılığını enerjiye çevireceğiz.

Demokrasilerde seçmenin hür iradesiyle vermiş olduğu oyların oranını tartışamazsınız. Bir kısım insan Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığının önüne geçmek istiyordu. Bir kısım insan ise bunun önüne geçilmek için oy verildiğini söylüyordu. HDP'ye oy verme gerekçelerinin yanlış olduğunu söyledim.

Hızlı bir şekilde terör olayları arttı. Oy verenlerin HDP'ten beklentileri boşa çıkmıştır. Fakat bilimsel olarak bir söylediğiniz zaman Türkiye'de çarpıtıldığını düşünüyorum. HDP'nin maalesef PKK yanında saf tutması karanlık renk haline dönmesine sebep olmuştur.

'Meral abla' diyorlar onu seviyorum. 'Meral anne' diyorlar onu da seviyorum.

Ben İçişleri Bakanlığım döneminde tayinler yaptım. Hanefi Avcı'yla çalıştım. Bütün bunlara baktığımız zaman en başından itibaren paralel, dikey, kare, üçgen gibi hiçbir yapı devletin içinde olamaz. Asıl sorgulanması gereken iktidarın bu tür yapılarla beraber çalışmasıdır. Görevim olsa asla müsade etmem.

Ergenekon davaları zamanında hukukun zedelendiğinin söylenmeye başladığı zaman hem Cemaat'in yazalarının hem de iktidara destek veren yazarların "hukukun azıcık zedelenmesinde sıkıntı yoktur" dediklerini duydum.

Bir gün uyandık Cemaat kumpas kurmuş. Yalçın Akdoğan'ın yazılarını okuduk. Peki burada kandırıldınız anladık. Gelelim bugüne.

Ergenekon'daki sanıklar beraat etti. Ama kimse hakkında işlem yapılmadı.

Gönlüm şaibesiz mahkemenin sürmesini ister. yarın yine "pardon bizi kandırdılar" dense hukuk zarar görür. PDY denen mesele terör örgütüyse buna yardım-yataklık edenler nerede?

17-25 Aralık olmamış olsaydı yine beraber hareket edilecek miydi? Bugün iktidar olayım bu davaların herkesi memnun edecek şekilde devam etmesini sağlarım.