Charlie Hebdo’daki çizimlerden oluşan 4 sayfalık seçkinin gazetesinde yayımlanmasını eleştiren Cumhuriyet yazarı Işık Kansu’nun köşesinin kapatılmasını eleştiren Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık, “Charlie Hebdo’nun fikir özgürlüğüne sahip çıkan gazete, 37 yıllık yazarının birkaç satırına tahammül edemedi. Ve bu bahaneyle işine son verdi” dedi.
Melih Aşık, “Cumhuriyet çalışanları, gazete içinde liberal sağcı rüzgâr estirildiğini, Atatürkçü laik yazarlara karşı kampanya başlatıldığını, Işık’ın ilk kurban olarak seçildiğini anlatıyor” görüşünü dile getirdi.
Melih Aşık’ın Milliyet gazetesinin bugünkü (4 Şubat 2015) nüshasında yayımlanan, “Işık’sız gazete!” başlıklı yazısı şöyle:
Işık’sız gazete!’
Cumhuriyet gazetesi, Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer’den sonra, 37 yıllık mensubu Işık Kansu’nun da görevine son verdi. Işık, gazetesinin Charlie Hebdo eki vermesini eleştiren bir yazı yazmış, bu yazı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın müdahalesi üzerine sütuna konulmamıştı. Akın Atalay, yazının son bölümündeki şu sözlere takılmış, üzerine alınmış:
“...Cumhuriyet’in çeşitli bahanelerle hedef haline getirilmesinin ya da gösterilmesinin ve adeta kuşatılmasının, boğazlanmak istenmesinin perde gerisinde mutlaka kötü niyetler olduğu kanısındayım...”
Kısacası; Charlie Hebdo’nun fikir özgürlüğüne sahip çıkan gazete, 37 yıllık yazarının birkaç satırına tahammül edemedi. Ve bu bahaneyle işine son verdi.
Cumhuriyet çalışanları, gazete içinde liberal sağcı rüzgâr estirildiğini, Atatürkçü laik yazarlara karşı kampanya başlatıldığını, Işık’ın ilk kurban olarak seçildiğini anlatıyor.
Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer’in 4 aylık görevden sonra “başarısız” bulunarak ihraç edilmesi de aynı sebebe bağlanıyor. Tespit akla yakın... 4 aylık süre bir genel yayın müdürünün başarısını ölçmeye yetmez. Kaldı ki Utku Ankara bürosunun başında çok daha uzun süre başarılı bir çalışma göstermişti. Karar o yüzden art niyetli görünüyor...
Dost uyarısı; Cumhuriyet bir liberalleşme atağında görülüyor. 1991 yılında aynı serüvene girişildi, İlhan Selçuk ve ekibi gazeteden ayrıldı ancak okur gazeteyi bırakıp tiraj dibe oturunca İlhan Abi ve arkadaşları geri dönüp gazeteyi rayına oturttu. Aynı macera bugün farklı sonuç vermez. Cumhuriyet okuru bilinçlidir, sapmalara göz yummaz.
Hitler Yasası...
Bu hafta Genel Kurul’da görüşülmeye başlanacak yasa tasarısının adı son derece mülayim; İç Güvenlik Paketi. Muhalefete göre ise “Hitler yasası”... Neden böyle nitelendirdiklerini CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Ali Rıza Öztürk şöyle anlatıyor.
- Paketle toplumsal olaylarda halen cumhuriyet savcısına ait olan gözaltı yetkisi belli hallerde kolluk amirlerine veriliyor. Kolluk amirleri yargı kararı olmaksızın kişileri suçüstü hallerinde 24, toplumsal olaylarda ise 48 saate kadar gözaltına alabilecekler. Bu yargı yetkisinin resmen polis aracılığıyla yürütmeye verilmesi demektir. Bu yetmezmiş gibi kolluk güçlerine ayrıca adeta sınırsız silah kullanma yetkisi veriliyor.
- Demek toplu gösterileri yok etmek istiyorlar...
- Aynen öyle... Polis, bir protesto gösterisinde göstericilerin içine iki ajan sokup bunlara taş attırırsa o protesto gösterisinin adı bir anda “Şiddete dönüşmüş gösteri” olacak. Öyle olunca da polise su ve biber gazı sıkmak en hafifleri olmak üzere her türlü şiddeti kullanma hakkı tanınıyor. Protestocu üzerine sıkılan gazdan kendisini korumak amacıyla yüzünü bir bezle örttüğünde 4 yıldan başlayan ceza ile karşı karşıya geliyor. Bu tasarıyla polisin toplumsal eylemlerde silahına davranıp adam öldürmesi adeta meşrulaşacak. Paket yasalaşırsa hiç kimsenin can güvenliği kalmayacak, ülke Nazi Almanyası’na dönecek.
HEDİYE
Amerika’da eski Virginia Valisi Robert F. McDonnel, işadamlarından hediye kabul etmek, borç istemek, rüşvet almak gibi suçlardan 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Valinin aldığı hediye ve para yardımları toplamı 165 bin dolar.
Mehmet Y. Yılmaz’ın dünkü yazısından öğrendiğimize göre...
Virginia eyalet kanunlarına göre kamu çalışanları en fazla 25 dolar, bir yılda en fazla 100 dolar değerinde hediye kabul edebiliyor.
Bizdeki rakam mı? Halen yürürlükte olan 3628 Sayılı yasaya göre devlet görevlileri asgari ücretin 10 katı yani 10 bin lira değerinde hediye kabul edebiliyor. Bunun yıllık bir limiti de bulunmuyor.
Hediye sistemi alenen ve resmen rüşvete dönüşmüş durumda. CHP milletvekili Umut Oran’ın “hediye” rakamının asgari ücretin üçte
birine indirilmesi yönünde 2 yıl
önce verdiği
kanun teklifi ise iki yıldır bir türlü gündeme alınmıyor.
Sebebi mi?
Malum değil mi?
ABD yönetimi IŞİD ile
mücadele için
3.5 milyar dolar ayırmış!
Düşünün bu konuda ne gayretli ülkeyiz...
Türkiye sadece göçmenlere 5.5 milyar dolar harcadı!
* * *
Erdoğan “Çok başlılık ayağımıza vurulmuş pranga” diyor.
Ki demokratik ülkelerde buna “kuvvetler ayrılığı” deniyor!
* * *
Darbe, paralel, provokasyon?
AKP iktidarında ülkeyi yönetmek için bu 3 sözcük yetiyor?
Akif Kökçe
DAVET
Bugün saat 14.30’da Ankara’da Uğur Mumcu Vakfı’nda, Muzaffer İlhan Erdost, Korkut Boratav, Bilsay Kuruç’un önderlik ettiği, demokratik kitle örgütlerinin katılacağı “Cumhuriyet gazetesindeki son gelişmeler”in görüşüleceği bir toplantı yapılacak. Okurlar davetli.