Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, aralarında hükümet yetkililerinin de bulunduğu birçok kişinin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin planlayıcısı olmakla suçlanan Fethullah Gülen tarafından "kandırıldığını" savundu.
Yılmaz'ın "kandırıldıklarını" iddia ettiği isimler arasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile selefi Ahmet Davutoğlu, eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek de var.
Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili olarak 2015 yılında yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
"Samimiyetle ifade ediyorum, eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmamıştır. Suçluyla suçsuzun, gerçekle yalanın, doğruyla yanlışın aynı torbaya konularak yürütüldüğü bu operasyonlarla, şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı."
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Kandırılanların sıralı tam listesi" başlığıyla yayımlanan (13 Temmuz 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
15 Temmuz darbe girişiminin halk tarafından bastırılmasının yıldönümü yaklaşırken, Fetullahçıların devleti nasıl ele geçirdiklerini tekrar tekrar okuyoruz.
Bu devleti ele geçirme sürecinde devlet büyüklerimizin de katkıları oldu elbette ama sonra öğrendik ki Fetullahçılar bu büyüklerimizin hepsini birden kandırmayı da başarmış.
O günlerde söylediklerinden küçük bir derlemeyi Nazlı Ilıcak’ın mahkemeye verdiği savunmasında buldum.
Bakın, Fetullahçı çete kimleri kimleri kandırmayı başarabilmiş:
Bülent Arınç: “Milyonlarca insan, şu anda gözyaşı dökerek bizi izliyor. Bunların arasında biri var ki, gurbette, tek başına, hüzünle bizi seyrediyor. Televizyonun başında bizi izleyen o güzel insana teşekkür borcumuz var.”
Binali Yıldırım: “Türkçe sevgi dilidir, barış dilidir. Yunus’un dilidir. ‘Aç herkese sineni aç, onun gibi ilâç’ diyen Fethullah Gülen Hocaefendi’nin dilidir.”
Ahmet Davutoğlu: “Cemaat’in hedefleriyle, Türkiye’nin hedefleri tamamen örtüşüyor.”
Hüseyin Çelik: “Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış filan, bunlar kargaları güldürür.”
Bekir Bozdağ: “Bu yolu açan, bu ateşi yakan, bu fikri veren muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye gönül dolusu saygılar gönderiyorum. Kendisine çete diye hitap edilmesi büyük haksızlıktır; vicdansızlıktır.” (Bu vicdansız ben oluyorum.)
Süleyman Soylu: “Aynen 28 Şubat gibi, aynı 12 Eylül öncesi gibi senaryodur. Derin devlet harekete geçti. Cemaati döverek, cemaate saldırarak, Türkiye’nin değişim yönünü etkilemeye çalışıyorlar.”
Faruk Çelik: “İnsan merkezli bir hizmeti esas alan insanlara, ‘Hizmetinizi durdurun’ denir mi? Aksine teşvik edilir, desteklenir, elden ne geliyorsa o katkı sağlanır. Bu gerçeği görmemek ferasetsizliktir.”
Recep Akdağ: “Hayatı insanlığa hizmetle geçmiş bu büyük zat için suçlamalarda bulunmak, son derece çirkindir; kara lekedir. Fethullah Gülen Hocaefendi, hayatının her döneminde tertemiz kalmış bir kişidir. Kendisine şükran borçluyuz.”
Hüseyin Kocabıyık: “Fethullah Gülen Hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir. Evrensel Türk Rönesans’ını başlatan Türk mucizesidir. Shakespeare gibi evrenseldir. Ona düşmanlık edenlerin utanması gerekir.”
Melih Gökçek: “Terbiyeni takın, Fethullah Gülen’e “Feto” diyemezsin. Özür dile.”
Recep Tayyip Erdoğan: “MHP’nin, Fethullah Hocaefendi’ye saldırısı, bana göre ihanet derecesindedir. Hiç ahlâki değil; çok çirkin. Yani Hocaefendi işi gücü bırakmış da MHP ile mi uğraşıyor? Bir defa, onun bulunduğu makam böyle bir şeye müsaade etmez. Çok çok çirkin. Çok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum.”