Gündem

Mehmet Bekaroğlu, muhafazakâr medyayı eleştirdi

HAS Parti Genel Başkan Yardımıcısı Mehmet Bekaroğlu, Birgün Gazetesi Yazarı Ahmet...

06 Ekim 2011 03:00

T24 - HAS Parti Genel Başkan Yardımıcısı Mehmet Bekaroğlu, Birgün Gazetesi Yazarı Ahmet Meriç Yüzsöz'ün "Şu çılgın cemaat" yazısından yola çıkarak KCK operasyonlarında medyanın kullandığı dili Twitter'dan eleştirdi.


Birgün gazetesindeki yazı ve Bekaroğlu'nun tweetleri...

Bekaroğlu'nun tweet'leri:

Uzun süredir anlatmaya çalıştığım bir konuyu bugün Bir Gün gazetesi KCK tutuklamaları üzerinden manşete taşımış.

Hükümet yanlısı muhafazakar medya bir zamanlar Hürriyet'in kullandığı dışlayıcı, devletçi, ötekileştirici dili kullanıyorlar.

Beğenmediklerini ya da hükümete karşı olanları çoğu zaman ırkçılığa varan bir dille acımasız bir şekilde eleştiriyorlar.

Hürriyet'in yıllarca dindarlara yaptıklarını bunlar da acımasız bir şekilde muhalif olan herkese yapıyorlar.


Birgün gazetesinden, Meriç Şenyüz'ün yazısının bir bölümü:


'İmamın Medyası' savaş baltalarını çıkardı!
 
Önceki gün gerçekleştirilen KCK operasyonlarının ardından AKP hükümetini canla başla  destekleyen ‘yandaş basın’ savaş baltalarını çıkardı. Zaman ve Sabah gazeteleri manşetlerinde gözaltına alınan herkesi daha hâkim karşısına çıkarılmadan örgüt üyesi ilan ederek bir gazetecilik skandalına  imza attı.

Yeni Şafak ve Star gazetelerinde yayımlanan “PKK’lı Fransızlar” haberlerinde ise, 1990’lardan sonra basında rastlamadığımız ‘sünnetsiz PKK’lılar’ söylemi canlandırılarak, Diaspora Ermenilerinin PKK’ye ve bazı silahlı sol örgütlere destek verdiği öne sürüldü.

Yandaş medyadaki bu savaş dilinin nedenini en özlü açıklayan ise ‘cemaat’in basındaki en önemli ismi olarak bilinen, Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce oldu. Gülerce, “Yeni Türkiye kaya gibi bir hakikattir. Çarpan, dağılacaktır, yamulacaktır” diyerek, AKP önderliğinde kurulan ‘yeni düzen’in savaş baltalarını çıkardığını özlü bir şekilde ifade etti.


Sözcü'yü, Ortadoğu'yu geçtiler

Zaman ve Sabah gazetelerinin dünkü manşetlerinde KCK operasyonu vardı. Ancak Zaman ve Sabah bu haberi veren diğer gazetelerin yapmadığı bir şey yapmış, operasyonda gözaltına alınan herkesi haklarında hiçbir yargı kararı olmamasına rağmen peşinen suçlu ilan etmişti.

 MHP’ye yakınlığıyla bilinen Ortadoğu, milliyetçi söylemleriyle bilinen Sözcü ya da ‘Türkiye Türklerindir’ lejantıyla çıkan Hürriyet bile gözaltına alınanları suçlu ilan etmeyen, gazetecilik ve hukuk ilkelerine uymaya çalışan bir dil kullanırken, Zaman ve Sabah ‘Yeni Türkiye’nin ‘yeni basını’nın ilke falan dinlemeyeceği mesajını verdı.


‘BDP Paravan’ İması

Sabah gazetesinin “Rozeti BDP Kimliği KCK” manşetiyle verdiği haberin spotunda aynen şunlar yazıyordu: “Polisin İstanbul, Diyarbakır ve Mardin’de eş zamanlı düzenlediği operasyonda, hepsi de BDP üyesi görünen 146 KCK’lı gözaltına alındı.” Sabah, böylelikle gözaltına alınan 146 kişiyi birden KCK’li ilan ederken BDP’nin paravan olarak kullanıldığı imasında da bulunmuş oldu.


Zaman mahkemesi yargılar!

‘Cemaat’in ve ‘İmamın Ordusu’nun baş sözcüsü olarak tanınan Zaman gazetesi de ‘Bizim Çalık’ın Sabah gazetesinden geri kalmadı. Zaman’ın “KCK’ya Türkiye çapında operasyon” başlıklı manşet haberinin spotunda şöyle yazıyordu: “Terör örgütü KCK’ya yönelik dün sabah 7 ilde eşzamanlı operasyon düzenlendi. 91’i İstanbul olmak üzere 151 örgüt elemanı gözaltına alındı. Örgütün İstanbul sorumlusu M.K.’nin de yakalandığı öğrenildi.” Savcıya, hâkime, mahkemeye ne gerek! ‘İmamın Gazetesi’ yargılamayı yapmış, suçluyu ilan etmişti bile!


‘Ne ahlaka be vicdana sığar'

Zaman ve Sabah’ın bu gazetecilik faciası sayılacak haberlerine tepki gecikmedi, Türkiye’de gazeteciliğin sağlığı açısından artarak sürmesini umduğumuz tepkilerden biri Bianet yazarı Faruk Arhan’dan geldi.

Bakın Arhan, Bianet’teki yazında bu manşetler için ne yazdı: “Gözaltına alınan 151 kişinin örgüt üyesi (KCK) olup olmadığına karar vermek bir gazetenin ya da habercinin işi değildir. Mahkemelerin bile zaman zaman yanlış kararlar verdiği bir yargıya sahip olan Türkiye'de, bir gazetenin,  gözaltına alınmalarının üzerinden 24 saat geçmeden, bırakın savcılık aşamasını, mahkeme kararını, daha emniyetteki sorguları bile tamamlanmadan 151 kişiyi toptan ve peşinen örgüt üyesi ilan etmesi, ne gazetecilik ilkelerine ne insan ahlakına, ne de vicdana sığar.”