Sabah Başyazarı Mehmet Barlas, “Tayyip Erdoğan'ı destekliyorum. Tayyip'i yedirmeyeceğiz” dedi.
Barlas, Sabah gazetesinde “Tayyip Erdoğan’ı yalnız bırakmayacağız” başlığıyla yayımlanan (24 Eylül 2013) yazısında, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a destek verdiği için “her devrin adamı”, “ihale takipçisi” denildiğini hatırlatarak, “Ama Özal'ın Türkiye için bir şans olduğunu gördüğüm için de, yaşanan dönüşümü ve reformları anlayamayanların zekâ derecelerini ölçebildiğim için de aldırmadım bu saldırılara” ifadelerini kullandı. Özal’ı desteklediği gibi Erdoğan’ı da desteklediğini söyleyen Barlas’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
Erdoğan'ı destekliyorum
Ama ana çizgide onu hep destekledim.
Bugün de aynı şekilde Tayyip Erdoğan'ı destekliyorum.
"Askeri Vesayet"in sona erdirilmesi, sivilleşme, demokratikleşme, "Barış Açılımı", ekonominin düzlüğe çıkması, büyüme, alt ve üst yapının yenilenmesi, Turgut Özal'dan sonra gelen bir siyasetçinin ufkumuzu açan icraatından sadece bazı başlıklar...
Aynı mahalle yine huzursuz... "Tayyip olmasın ne olursa olsun" diyenler yine sahnede. Bunların arasında Özal sonrası kaos döneminin pompalayıcıları da, 28 Şubat'ın medya ayağının aktörleri de var.
Medya karteli bizleri sustururken göbek atanlar, şimdi yine bana "Her devrin adamı" diyerek, hezeyanlarını sürdürmekteler.
Her devrin adamıyım
Kendi yazdıklarını hatırlamayanlar 12 Mart darbesinde benim Cumhuriyet'ten ilk kovulan gazeteci olduğumu, 1991'de Demirel-İnönü koalisyonu kurulduğunda Star'da nasıl susturulduğumu, 28 Şubat'ta hem benim hem eşim Canan Barlas'ın yazılarımızın aynı gün kesildiğini nereden düşünebilirler ki?
Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığında TMSF Sabah'a el koyduğunda Sabah Başyazarlığı'ndan istifa ettiğimi, bu gezi-zekâlılara neden hatırlatayım ki?
Evet... Ben Tayyip Erdoğan'ı destekliyorum. Bu destek Erdoğan'ın her söylemi ile aynı görüşte olduğum anlamına gelmiyor. Ama ben de "Tayyip'i yedirmeyeceğiz" diyenlerdenim.
Sadece "Askeri vesayetin bitirilmesi" veya sadece "Barış Açılımı" bile, Cumhuriyet ve demokrasi tarihimizdeki en önemli adımları değil mi? Egolarının hastalıklı salgılarına kapılanlar da, 28 Şubat özlemcileri de, sokaklarda kriz arayanlar da, eylemleri pompalayanlar da ne derlerse desinler...
Özal'ı yedirmemeye çalışmıştık.
Şimdi de Tayyip Erdoğan'ı bu çırçırlara yedirmemeye çalışıyoruz. En önemlisi artık yalnız değiliz.
Bir reformcuyu yaşarken de yalnız bırakmamaya kararlı olanlar, artık çoğunlukta.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.