Gündem

Mehmet Altan: Erdoğan’ın bireysel ihtirası ülkeyi yok ediyor!

“Mevcut siyasi iktidar ülkeyi yönetemiyor, beceriksiz ve yeteneksizler”

14 Mart 2016 17:45

Mehmet Altan*

Yok olduğumuzda mı gidecekler?

Sabahtı ve bu sakin Pazar gününün çok ağır bir trajedi ile kapanacağından habersiz, güncelin peşinde avcılık yapıyordum.

Meğerse akşamına Ankara’nın göbeğinde kanlı bir kapanın avı olacakmışız…

İnsanlarımızı ölüme kaptıracakmışız.

Türkiye 7 Haziran sonrası, Doğu’sundan Batı’sına kan revan içinde bir cehenneme dönüştü…

Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘anayasal düzeni yok sayan’ bir anlayışla rejimi değiştirme zorlaması sürdükçe de buraların huzur bulamayacağı çok açık.

Bireysel bir ihtiras ülkeyi yok etmekte…

***

Mevcut siyasi iktidar ülkeyi yönetemiyor, beceriksiz ve yeteneksizler.

Ama her büyük acıdan sonra istifa etmek yerine arsızca klişe lafları tekrarlamaktan utanmayacak kadar da pişkinler…

Ankara’da bu kaçıncı katliam?

ABD patlamadan önce neredeyse faili söyleyecek ama bunlar insanlarımızın ölümleri ardından ‘ne kadar başarılı olduklarını’ anlatacak kadar da yüzsüzler… Üstelik ABD büyükelçiliği “biz bu bilgiyi Türk devletinden aldık” diyor…

Patlama olacağını ABD’ye haber veriyor ama başkentteki patlamayı önleyemiyorlar.

Peş peşe artarak gelen ölümler, yönetici olarak ortalıkta dolaşanların niteliğini açıkça gösteriyor.

Yönetemedikçe, ‘baskıyı’ hızlanan bir ivmeyle artırıyorlar.

***

Sadece baskı değil, ağır yalanlar da çoğalıyor…

Bunların en sonuncusu ‘vizelerin’ kalkacağı palavrası idi…

Ankara’nın göbeğinde insanlarımızın ölümünü engelleyemeyenler, bir erken seçim ‘kozu’ olarak kullanmayı düşündükleri ‘vizeler’ için ‘kalkacak’ diyebiliyorlar.

Hâlbuki bu neredeyse imkânsız…

Daha dün Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, mülteciler konusunda kazanım elde etmek amacıyla insan haklarını yok sayan Türkiye’ye vize meselesinde hiç bir taviz vermeyeceklerini söylüyordu…

***

Konuyla ilgili şu paragraf da okuduklarımın arasındaydı:

“Kıbrıs vatandaşlarının Türkiye’ye girmesi için internetten e-vize alması gerekiyor.

E-vize bölümünde Kıbrıs Cumhuriyeti yerine ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ ifadesi yer alıyor.

AB, Türkiye’nin bu isimlendirmeye son verip, tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne adıyla hitap etmesini talep ediyor. Hükümetin bunu nasıl gerçekleştirebileceği ise meçhul.”

Ankara, tüm dünyanın ‘Kıbrıs Cumhuriyet’i’ olarak tanıdığı ülkeye ‘Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ demekten de vazgeçecek…

***

Ayrıca vize kriterlerinin 72’nci maddesi de ciddi bir şekilde ‘demokrasi’ talep ediyor.

AKP bunları yapsa zaten ülke güllük gülistanlık olurdu…

Baskıya, kara faşizme, kaba yalanlara da ihtiyaç kalmazdı…

***

Niye KKTC’yi kimse tanımaz da, Ada’yı AB üyesi ‘Kıbrıs Cumhuriyet’i’ temsil eder?

Vikipedi’ye bakınca bile görüyorsunuz nedenini:

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 550 sayılı kararı, Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti'nin talebi ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından yola çıkarak, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ‘Türkiye tarafından işgal altında kalan kısmında’ yapılan karşılıklı ‘büyükelçi atamaları’ ve ‘anayasal referandum’ yapılması Kıbrıs’ın bölünmesi için yapılan ayrılıkçı hareketler olduğu belirtilmiştir. Güvenlik Konseyi, 541 sayılı kararın uygulanmasını yeniden talep ettiğini nitelemiş ve tüm ülkelere ‘ayrılıkçı hareket’ ile kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmaması çağrısını tekrarlamıştır. Bu karar 13 üye ülke tarafından kabul, Pakistan karşı ve Amerika Birleşik Devletleri çekimser oy kullanarak kabul edilmiştir.”

Halkından sıradan ansiklopedik bir bilgiyi saklayan ama ancak doğruyu söylemesi halinde vizelerin kalkmasındaki kriterlerden birini yerine getirebilecek bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız…

Bunlar mı Türkiye’yi düze çıkaracak, AB ile ‘at pazarlığına’ güvenen bunlar mı vizelerin kalkmasını sağlayacak?

***

Yalan söylüyorlar, yolsuzluk yapıyorlar, gerçekleri çarpıtıyorlar.

Yönetemiyorlar…

İnsanlarımızı koruyamıyor aksine ölümü sıradanlaştıran bir anlayışı yerleştirmeye uğraşıyorlar.

Ne sorumluklarını yerine getiriyor ne de istifa ediyorlar.

Bunlar utanmadan sıkılmadan orada oturmakta direndikçe topluca ölüp yok oluyoruz…

Tümden yok olduğumuzda mı gidecekler?


Bu yazı gazete360.com'dan alınmıştır.