Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanlığı İletim Başkanı Fahrettin Altun'un Vakıflar'a ait Boğaziçi Öngörüm Arazisi'ndeki alanda izinsiz 'peyzaj çalışması' yaptığı gerekçesiyle yapılan eleştiriler ve Bodrum'daki villasının kaçak olduğu söylenerek fotoğraflanmasına tepki gösteren gazeteci Yılmaz Özdil'le ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"Gazetecilik açısından bakıldığında Fahrettin Altun ile Yılmaz Özdil’in evlerinin fotoğraflarının çekilmesi ve yayımlanması arasında bir fark yoktur. Zira ikisi de kamuoyunun tanıdığı ünlü kişilikler, yaptıkları (ya da yapmadıkları) toplumu yakından ilgilendirir" diyen Bildirici, "Başka bir deyişle ne Fahrettin Altun, ne de Yılmaz Özdil, vatandaş Ayşe teyze değildir. Evlerinde yasaya aykırı işlemler varsa bu haber konusudur; haber yapılması basın özgürlüğü sınırları içindedir. Tabii doğru olması ve gerçeğe uygun olması koşuluyla" ifadelerini kullandı.
Bildirici yazısında konuya ilişkin olarak özetle şunları kaydetti:
Fahrettin Altun’un evinin fotoğraflanması Ahmet Kekeç’in dediği gibi, “hane dokunulmazlığını ihlal ve mahremiyete tasallut” da olamaz. Çünkü mahrem alana, yani evin kapalı alanlarına ilişkin bir gözetleme, fotoğraflama söz konusu değil. Kamuya açık olan, herkesin görebildiği arsa ve binanın dışı fotoğraflanmış. 'Mekan mahremiyeti' ihlal edilmemiş.
Süleyman Özışık’ın savunduğu gibi “evin röntgenlenmesi, dikizlenmesi”nden de bahsedilemez. Röntgenlenme için evin sürekli izlenmesi, gözetlenmesi gerekir ki böyle bir durum olmadığı ortada.
Aynı şekilde Yılmaz Özdil de ünlü bir yazar. Özellikle Sabah gazetesinin kampanya halinde sürdürdüğü “Özil’in kaçak villası” haberlerinde öne sürüldüğü gibi ruhsata aykırı yapılaşma ve izinsiz tadilatlar varsa bunlar haber yapılabilir. Evinin dışarıdan fotoğraflanması da gazetecilik faaliyetidir.
Yazının devamı için tıklayın.