Gündem

Medya Ombudsmanı Bildirici: Siyasi iktidarın uysal kedilerine dönen gazetecilik, cinayetlerin bile hesabını soramadı; medyanın günahı büyük...

22 Nisan 2021 09:32

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Suruç’ta 2018 yılında Şanlıurfa AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız ailesi ile esnaflık yapan Celal Şenyaşar’ın ailesi arasında çıkan ve ölümlerle biten kavgayı kaleme aldığı yazısında, “Bir ülkede güçlünün hukuku ancak bu kadar umarsızca uygulanabilir. Ancak bu kadar hak, hukuk, adalet ayaklar altına alınabilir. Ancak bu kadar insanlık yok sayılabilir! İnsanın olup bitenleri okurken de yazarken de içi eziliyor; bir yumruk yüreğini sıkıyor” diye sitem etti.

“İktidar partisi mensubu olunca bu ülkede ne emniyetin gücü yetiyor o insanlara, ne de yargının. Düşünün Suruç’ta o dükkânda çıkan kavgada AKP Milletvekili İ. Halil Yıldız’ın ağabeyi öldürülmüş ve yargı mekanizması bu konuda yarım yamalak da olsa işlemiş. Aynı kavganın intikamı için Şenyaşar ailesinden baba ve iki oğlu hastanede insanların gözü önünde linç edilip alınmış! Ama milletvekilinin yakınlarının suçlandığı bu intikam operasyonuyla ilgili açılmış bir dava yok hâlâ! Üç yıl geçmiş aradan bir gözaltı bile yok” diyen Bildirici, “Bu cinayetlerle ilgili gelişmeleri ve ailenin adalet arayışını en dikkatli biçimde izleyen medya kuruluşları Evrensel, Gazete Duvar, Birgün, Bianet ve T24 oldu” diye yazdı.

“Onların yanı sıra Cumhuriyet, Gazete Pencere ve Sözcü gazeteleri ile Habertürk, BBC ve Diken gibi internet siteleri de zaman zaman olayla ilgili gelişmeleri aktardılar okuyucularına. Mezopotamya Haber Ajansı ve Jinnews gibi alternatif medya kuruluşları ise düzenli biçimde aktardılar bu olayı” diyen Bildirici, şunları kaydetti:

“Onlar izlemeyip iktidar medyasına bırakmış olsa bu cinayetler belleklerde ‘AKP milletvekiline PKK saldırısı’ olarak kalacaktı. Olayın ardından haber yapan yaygın medya kuruluşları, yargı sürecini izlemedi, kendi haline bıraktı.

Oysa ortada açık bir adaletsizlik var. Hastanede öldürülen üç kişinin hesabını sormuyor yargı. Öldürülenler ya da öldürenler kim olursa olsun medyanın, siyasi iktidarı ve yargıyı zorlaması gerekirdi. Medya gücünü adaletin işlemesinden yana koymalı, mağdurları korumalıydı. Onun yerine güçlüden yana habercilik yapıldı; adalet savunulmadı.

 Siyasi iktidarın uysal kedilerine dönen gazetecilik, cinayetlerin bile hesabını soramadı…  Akıtılan onca kanı görmezden gelen medyanın günahı büyük..."

Yazının tamamını okumak için tıklayın.