Gündem

Medya Ombudsmanı Bildirici, o reklamlara karşı uyardı: RTÜK'ün cezaları durdurmaya yetmiyor, bakanlıklar ve yetkililer de seyretmekle yetiniyor

"Bakıyorum medya kuruluşları da görmezden geliyor, böyle bir sorun yokmuş gibi davranıyor"

13 Ekim 2021 09:29

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, 363 adlı uydu kanalında “Hocam” diye hitap edilen, sarık ve cübbe giymiş bir kişinin, daha önce defalarca kez reklamı yapılan kanallara ceza kesilen Şeyh-i Şifa adlı ürünün reklamının yapıldığını söyledi. RTÜK’ü benzer insan sağlığını tehdit eden ürünlerin reklamları için sıkı takip yapmamakla eleştiren Bildirici, “RTÜK’ün para cezası, program durdurma, yayın durdurma gibi cezaları hatta lisans iptal kararları uydu kanallarındaki bu tür reklamları durdurmaya yetmiyor” dedi. Bildirici, seyretmekle yetindiklerini söylediği bakanlıkların da sorumluluk almadığını ifade etti.

Bildirici, “Devlet kurumları ve yetkililer, insan yaşamını tehlikeye atan bu reklamları ve ürünlerin satışını durdurmak için çaba harcamıyor ama medya ne yapıyor? Bakıyorum medya kuruluşları da görmezden geliyor, böyle bir sorun yokmuş gibi davranıyor” ifadelerini kullandı.

Bildirici’nin yazısının bir bölümü şöyle:

RTÜK’ün para cezası, program durdurma, yayın durdurma gibi cezaları hatta lisans iptal kararları uydu kanallarındaki bu tür reklamları durdurmaya yetmiyor. Üstelik de bu dolandırıcılık bütün kamuoyunun gözü önünde, açıktan yapılıyor; bakanlıklar ve yetkililer de seyretmekle yetiniyorlar.

RTÜK’ün bu sahtekârlığın reklamını yapan uydu kanallarını yeterince sıkı takip etmediği, bu reklamların tümünü düzenli biçimde cezalandırmadığı söylenebilir. Ama asıl sorun RTÜK dışında hiçbir bakanlığın, hiçbir kuruluşun bu gıda takviyelerinin her derde devam mucize ilaç gibi reklamı ve satışını sorun olarak görmemesinde; sorumluluk almamasında.

İçeriği şüpheli ürünler her derde deva mucize ilaç gibi tanıtılarak satılıyor, insan sağlığı tehlikeye atılıyor ama Sağlık Bakanlığı müdahale etmiyor.

İnsanların dini hassasiyetleri ticari çıkarlara alet ediliyor ama Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan tek itiraz gelmiyor.

Vatandaşlar dolandırılıyor ama İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Teşkilatı soruşturmaya gerek görmüyor.

Gıda takviyesi diye izin alınıyor ama ilaç gibi reklamı yapılmasına rağmen Tarım ve Orman Bakanlığı, satış iznini iptal etmiyor.

Türksat da sadece bu tür ürünlerin reklamı üzerinden kâr sağlayan uyduruk televizyonlara uydudan kanal kiralamaktan vazgeçmiyor.

Devlet kurumları ve yetkililer, insan yaşamını tehlikeye atan bu reklamları ve ürünlerin satışını durdurmak için çaba harcamıyor ama medya ne yapıyor? Bakıyorum medya kuruluşları da görmezden geliyor, böyle bir sorun yokmuş gibi davranıyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.