TBMM'de yeni dönem başlıyor. Geçici TBMM Başkanı Deniz Baykal'ın açılış konuşmasının ardından milletvekillerinin yemin töreni başladı. Yaptığı açılış konuşmasında Baykal'ın "Geçici genel başkanınız olarak ilk andı ben içiyorum." demesi üzerine Meclis Genel Kurulu'nda gülüşmeler oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara milletvekillerinin yemin töreni için Atatürk için yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından TBMM’den ayrıldı. Abdullah Öcalan'ın yeğeni HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan, geçici katip üye sıfatıyla TBMM Başkanlık Divanı'nda görev aldı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yemin etti.
Baykal konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Sayın Cumhurbaşkanı' diye hitap etti. Baykal konuşmasının ardından milletvekili yeminini etti.
Genel Kurul'da ilk yemini Ak Parti Bursa Milletvekili engelli Bennur Karaburun yaptı. Karaburun'un kürsüye gelmesi için rampa hazırlandı. Karaburun'un yemin etmesinin ardından rampa görevliler tarafından kürsünün önünde alındı. Daha sonra 25. Dönem milletvekilleri sırayla yemin etmeye başladı.
TBMM'den Canlı Yayın:
Milletvekillerinin edeceği yemin metni şöyle:
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Konuşması sonrasında ilk yemini Geçici Başkan sıfatıyla Deniz Baykal yaptı.
Milletvekilleri de Adana ilinden yemin etmeye başladı.
HDP'li 3 milletvekili bugün yemin etmeyecek
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın kayınpederinin vefatı, HDP Adana Milletvekili Rıdvan Turan geçirdiği operasyon ve HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat'ın annesinin ve kız kardeşinin geçirdiği trafik kazası dolayısıyla yemin törenine katılamayacakları öğrenildi. HDP'li milletvekillerinin katıldıkları ilk Genel Kurul oturumunda yemin ederek yasama faaliyetlerine başlayacakları belirtildi.
CHP'den de iki kişi bugün yemin edemeyecek
CHP'li Haluk Koç ve Gülsüm Bilgehan yurtdşında oldukları için yemin edemeyecekler.
Baykal, 'Geçici genel başkanınız' deyince gülüşmeler yaşandı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, bugün 25. Dönem Genel Seçimleri'nin ardından seçilen 550 milletvekili yemin ediyor. TBMM Genel Kurulu'nda 25. Dönem 1. Yasama Yılı Açılışı ile 25. Dönem Milletvekilleri Ant İçme Töreni saat 15.00'te başladı. Birleşimi en yaşlı üye sıfatıyla Geçici Meclis Başkanı olan Deniz Baykal, yönetiyor. İlk ant içmeyi ise Deniz Baykal yaptı.
Yaptığı açılış konuşmasında Baykal'ın "Geçici genel başkanınız olarak ilk andı ben içiyorum." demesi üzerine Meclis Genel Kurulu'nda gülüşmeler oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da gülenler arasındaydı. Bu durum üzerine Baykal düzeltme yaparak "Geçici Meclis Başkanınız olarak ilk andı ben içiyorum." dedi. Ant içtikten sonra ant içmeye ilişkin hususları hatırlatan Baykal, ilk önce AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun'u yemin etmesi için kürsüye davet etti.
Yemin törenine Bakanlar Kurulu üyeleri ile AK Parti, CHP, MHP ve HDP'nin Genel Başkanları da katılıyor. Milletvekilleri yemin töreni öncesi birbirleriyle kucaklaştı ve tebrik etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tokalaşmadı. Başbakan Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu Genel Kurul'a aynı anda girdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise Bahçeli'nin yanına giderek tokalaştı. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka da Bahçeli başta olmak üzere HDP'lileri tebrik etti. Törene yabancı misyon temsilcileri ile bazı yüksek yargının temsilcileri katıldı. Genelkurmay'dan törene kimse katılmazken, basın mensupları yoğun ilgi gösterdi. Ayrıca yemin etme törenini milletvekillerinin aileleri de izledi.
Yemin töreni 10 saat sürecek
TBMM bürokrasisi, her bir milletvekilinin yaklaşık bir dakika yemin edeceklerini hesaplayarak, tüm yeminlerin tamamlanmasının yaklaşık 10 saat süreceğini hesapladı. Buna göre, 15.00'te başlayacak olan yemin töreninin, gece yarısı 01.00-02.00 gibi bitmesi bekleniyor.
25. Dönem milletvekillerinin yemin edeceği Meclis Genel Kurul Salonu'nda son hazırlıklar yapılıyor. Temizlenen ve teknik bakımları yapılan sıralara milletvekillerine hitaben birer mektup, yaka rozeti ve kırmızı-beyaz güller bırakıldı. Milletvekilleri 15.00'de başlayacak törenle yemin edecek.
Meclis Başkanlığı süreci de başlıyor
TBMM İç tüzüğü uyarınca, yeni Meclis'in açılmasıyla birlikte, Meclis Başkanlığı seçim süreci de başlamış oluyor.
Buna göre 5 gün içinde adayların belirlenmesi, TBMM Başkanlığı için seçimin ilk turunun da 28 Haziran Pazar günü gerçekleştirilmesi gerekiyor.
İşte Baykal’ın konuşma taslağında yer alan sözler:
Geçici Başkanınız olarak eminim çok zorlu bir mücadelenin ardından milletvekili seçilerek milletin temsilcisi olma hakkını kazanan siz değerli üyeleri saygıyla selamlıyorum. Burada görev yapacak olan milletvekilleri, sadece seçildikleri illerin üyesi oldukları siyasi partilerin değil, kendilerine oy vermiş olan ya da olmayan, bütün milletin temsilcileri olacaklardır. Burada görev yapacak bütün milletvekilleri, artık milli siyasi kimliğimizin ayrılmaz birer parçasıdır. Bu bilinç ve sorumluluk duygusu içerisinde yapacağınız çalışmalarda, hepinize başarılar diliyorum.
Bu gün üyesi olmaktan onur duyduğumuz TBMM iki ay önce 95. Kuruluş yıldönümünü kutlamıştır. Dünyanın en eski en köklü parlamentolarından birisidir. Milli mücadeleyi gerçekleştirmiş, savaşlar isyanlar yaşamış bir Gazi Meclistir. Dünyanın pek çok yerinde millet meclislerini devletler kurmuştur. Bizde ise devleti de orduyu da Millet Meclisi kurmuştur. TBMM anayasayı yaptığı için değil, devleti kurduğu için Kurucu Meclistir. TBMM bu bir asra yaklaşan tarihi içinde misakı milli kapsamında egemen bağımsız bir devlet kurmuş, cumhuriyet devrimlerini gerçekleştirmiş, tek partili rejimden çok partili rejime geçişi sağlamış, eğitim, hukuk, kadın erkek eşitliği, sanayileşme, ekonomik kalkınma alanlarında büyük ilerlemeler sağlamıştır. 1999 yılından beri dünyanın en büyük yirmi ekonomisinden biriyiz. Bu tablo, milletimizin ve onu temsil eden TBMM’nin iftihar tablosudur. Türkiye’yi bu noktaya taşımakta kuşaklar boyunca hakkı ve emeği geçen, bütün insanlarımızı şükranla anmak manevi borcumuzdur.
Şimdi yeni bir meclis ile karşı karşıyayız. Birbirini anlamak birbirine saygı göstermek zorunda olan insanlardan oluşan bir Meclis. Ancak el ele verirlerse ayağa kalkabilecek olan ancak kol kola girerlerse ilerleyebilecek olan insanlardan oluşan bir Meclis. Milletimizin takdiri böyle oldu. Şimdi bunu işletmek zorundayız. Uzun bir tek parti yönetimine dayanan iktidar döneminin acı tatlı deneyimleri sonucunda milletimizin kararı, uzlaşmak elbirliği işbirliği yaparak yönetmek doğrultusunda olmuştur. Elbette uzlaşma temelinde hukuk olacaktır, ahlak olacaktır, yurtseverlik olacaktır. Elbette siyasi partilerimizin temel ilkeleri barış içinde yaşamamızı imkansız kılmayacaktır.
Demokrasi çeşitli güç merkezlerini kapsayan çoğulcu bir güç yapısının ortaya çıkışıyla ve herkesin birbirine ihtiyacı olduğunu kavramasıyla gerçekleşir. Demokrasi, kudret sahiplerinin lütfu değil mecburiyetidir. TBMM yeni bir demokrasi inşa etmenin çoğulcu alt yapı şartlarına sahiptir. Geçmişte yaşanan gerginliklerin çatışmaların dayatmaların sonucunda ortaya çıkan kutuplaşmayı sürdürmenin şartları artık kalmamıştır. TBMM’nin bunu en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum. Meclisin bu yapısını iktidar kullanmanın önünde bir engel gibi düşünmemeliyiz. Belki de tam tersine bu Meclis yapısı birbirimizi anlamanın birbirimize saygı göstermenin işbirliği yaparak katılımcı bir demokrasiyi hayata geçirmenin bir fırsatı olarak değerlendirilmelidir.
Birbirinden farklı din inanç ve mezhep kimliklerine farklı etnik kimliklere sahip olmamız, bizi tek ve ortak bir milli siyasi kimlikte birleşip bütünleşmekten alıkoymamıştır, bundan sonra da alıkoymayacaktır.
Din ve inanç özgürlüğü demokratik bir toplumda doğal olarak din ve inanç örgütlenmelerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Ama bu durum din ve inanç örgütlerinin sıcak siyaset ve bürokrasi alanlarında mevzilenmeleri sonucunu doğurmamalıdır. Türkiye de yaşanan acı olaylar ve çevremizdeki savaşlar çatışmalar bizi bir kere daha laikliğin önemini keşfetmek durumunda bırakmıştır.
Aynı şekilde hukuku ve adaleti de siyaset dünyasının dışında tutma zorunluluğu bir başka temel noktamızdır.
Birinci TBMM’nden başlayarak bugüne kadar bu kutsal çatı altında görev yapmış Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün vatan evlatlarını saygıyla selamlıyor aramızdan ayrılmış olanlara Allah’tan rahmet diliyorum.
Böyle bir parlamentoda bulunmanın sorumluluğu içinde görevimizi en iyi şekilde yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Anadolu’nun derin tarih, kültür ve inanç birikiminden Mevlana’dan Hacıbektaş’ı Veli’den Yunus Emre’den yola çıkarak sürdürmekte olduğumuz medeniyet yolculuğunda bu gün yeni bir aşamadayız. Eğer Cumhuriyetimizi demokrasi ile çatıştırmayı değil birleştirip bütünleştirmeyi başarırsak, eğer tarihimizden husumet değil, ders çıkarıp barış ve kardeşlik üretebilirsek, eğer siyasetimizin temeline, hukuku bağımsız ve tarafsız yargıyı yerleştirebilirsek Türkiye’miz 21. Yüzyılın en güçlü en saygın en parlak ülkelerinden birisi olacaktır. Bize insanımıza ve tarihimize yakışan da budur.