T24 - Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı, Yeşil'in görev yaptığı dönemde Tunceli'deki Jandarma Alay Komutanı ile valiyi araştırmaya başladı.
Radikal gazetesinden Ömer Şahin'in haberi şöyle: Türkiye’de faili meçhul ve karanlık ilişkilerin simgelerinden ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın dosyası resmen açıldı. ‘Yeşil’i kullandığı veya koruduğu öne sürülen asker ve sivil yöneticilere de soruşturma geliyor. İlk adımı Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı attı. Jandarma Genel Komutanlığı ve Tunceli İl Merkez Jandarma Komutanlığı’na yazı gönderen Başsavcı, ”Bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerini ivedi olarak bildirin” dedi. O tarihte Tunceli Alay Komutanlığı’nı yapan ismin Ahmet Yıldırım olduğu öğrenildi. Tunceli Valisi ise Aslan Yıldırım’dı. Başsavcılığın, soruşturmayı derinleştirerek Mahmut Yıldırım ile ilişkisi olan asker-sivil kamu görevlilerinin ifadesini alması bekleniyor.
Kızının katilini arıyor
Henüz hayatta olup olmadığı bile belli olmayan ‘Yeşil’, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na geçen ay verilen bir ifadeyle yeniden gündeme geldi. “Cesedi parçalanmış, gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş bir evladın babası olarak buradayım” diyerek gözyaşları içinde söze başlayan Hıdır Öztürk, 17 yaşındaki kızı Ayten’in 1991’de Yeşil tarafından kaçırıldıktan sonra öldürüldüğünü anlattı. Yıldırım, kızı Ayten’in ölümünden sonra Mazgirt Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu yaptı.
Yıldırım’ın başvurusu ‘yetkisizlik’ nedeniyle Elazığ Başsavcılığı’na gönderildi. İşin peşini bırakmayan Öztürk, bu sefer Kovancılar Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu ve kızının zorla kaçırıldığını söyleyerek şikâyetçi oldu. Her iki suç duyurusu da Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nda birleştirildi. Ayten Öztürk’ün cesedinin bulunmasından sonra otopsi tutanağında boğularak öldürüldüğü tespit edildi.
Ölüm sebebi araştırılırken klasik otopsi yapılmadığı, ‘ölü muayenesiyle’ yetinildiği ortaya çıktı. Hıdır Öztürk, bütün başvurularında 3 isimden şikâyetçi oldu. Ancak bu isimlerin hepsi ‘delil yetersizliğinden’ beraat etti. Bu gelişmeler üzerine olayın gerçek faillerinin bulunabilmesi için 1992’de Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma halen devam ediyor. Başsavcılık, 2010’da aldığı kararla zamanaşımı riskine karşı deneyimli bir polis memurunu görevlendirerek olayın takibini istedi. Görevli memurun yaklaşık bir yıl önce başsavcılığa verdiği son rapor, “Faili meçhul kişilerin temin ve tespit edilemediği, araştırmaların sürdüğü” şeklinde.
Meclis dosyayı açıyor
TBMM yıllar sonra ‘Yeşil’ dosyasını yeniden açacak adımı attı. Hıdır Öztürk’ün İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki ‘Terörden Kaynaklı Yaşam Hakkı İhlalleri Alt Komisyonu’na 12 Aralık’ta anlattıklarından sonra 19 Aralık’ta Tunceli ve Elazığ savcılıklarına suç duyurusunda bulunuldu. Komisyon, bu hamlesiyle 1990’lı yıllara damgasını vuran faili meçhul, işkence dosyasını yeniden gündeme taşıyacak. Bu arada, ‘Yeşil’in’ ilişkide olduğu devlet yetkililerinin deşifresi için de imkân doğacak. Dönemin yetkilileri ifadeye vermeye çağrılacak.
1991’de ihbar mektubuyla adı duyuldu
Cem Ersever’in öldürülmesi dahil bir dizi faili meçhulün tetikçisi olduğu söylenen ‘Yeşil’ ilk kez 1991 yılında Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na gönderilen bir ihbar mektubuyla deşifre oldu. CHP Tunceli milletvekili Orhan Veli Yıldırım’ın ilettiği mektupta ‘Sakallı’ koduyla anılan bir görevlinin halka kötü muamele ettiğinden şikâyet ediliyordu.
ANAP’lı Eyüp Aşık başkanlığında ilk kez kurulan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, konunun araştırılması için Alt Komisyon kurdu. Komisyon üyeleri Tunceli’ye giderek bir dizi görüşme yaptı.
14 - 15 Nisan 1991 tarihinde bölgede inceleme yapan komisyon, ‘Sakallı’ kod adlı kişinin jandarmaya asayiş hizmetlerinden haber elemanı olarak bilgi getiren kişi olduğunu ancak hakkındaki şikâyetler üzerine 25 Nisan 1991 tarihinden itibaren de görevine son verildiğini tespit etti. Komisyon üyelerine, ‘Yeşil’ veya o zamanki bilinen ismiyle ‘Sakallı’ hakkında yer ve zaman gösterilerek yapılan bir şikâyet olmadığı da aktarıldı.