Gündem

Meclis'teki dokunulmazlık fezlekelerinin 150’den fazlası Cumhurbaşkanı’na hakaretten

"Erdoğan döneminde 3 bin 658 kişi hakkında soruşturma açıldı"

12 Mart 2019 15:45

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu düzenleyen 299. maddesi parlamento zemininde muhalefet milletvekillerini de kıskaca almış görünüyor. TBMM Anayasa Komisyonu üyesi CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Meclis’te şu anda bulunan toplam 461 adet dokunulmazlık fezlekesinden üçte birinin, yani yaklaşık 150'den fazlasının cumhurbaşkanına hakaret suçunu kapsadığını söyledi.

CHP’li vekillerin ağırlıkta olduğu fezlekelerin HDP ve İyi Parti'li milletvekilleri için de düzenlendiğini ifade eden Emir, MHP’li bir milletvekili hakkında da bu maddeden fezleke olduğunu kaydetti. Buna göre, Meclis’te, AKP’li vekillerin dışında cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen maddeden düzenlenmiş fezleke dosyaları dikkat çekiyor.

HDP Siirt Milletvekili Meral Daniş Beştaş, TCK 299 konusunda 4 Mart 2019 tarihinde Adalet Bakanının yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, "Erdoğan döneminde 3658 kişi hakkında soruşturma açıldığı, kovuşturmaya başlandığı veya ceza verildiğine" dikkati çekiyor. CHP’li Utku Çakırözer, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde açıkladığı basın özgürlüğü raporunda 53 gazeteci hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçunda mahkumiyet kararı verildiğini bildirmişti.

TBMM’de CHP, HDP ve İyi Parti’nin bu maddenin kaldırılmasına yönelik çok sayıda kanun teklifi bulunuyor. Ancak, bu aşamada ittifak  birlikteliklerine bakıldığında yasalaşması zor görünüyor.

CHP’li Emir: Birinin eli bağlı boks maçı  

TBMM Anayasa Komisyonu üyesi CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 27.yasama döneminde şu anda Anayasa Komisyonu’nda bulunan 461 olan dokunulmazlık fezlekesinin üçte birinin, yani yaklaşık 150’den fazlasının cumhurbaşkanına hakaret suçunu kapsadığını söyledi. Emir, bunların büyük bölümünün CHP milletvekilleri olduğunu, İyi Parti ve HDP milletvekilleri için de haklarında 299. maddeden fezleke bulunduğunu ifade etti. Emir, MHP’li bir milletvekilinin de Cumhurbaşkanı’na hakaretten fezlekesinin olduğunu belirtti.

Emir’in T24’e değerlendirmeleri şöyle:

“299, cumhurbaşkanına hakaret konusunda özel bir koruma sağlayan madde hukuk tekniği açısından da çağdaş dünyanın geldiği yer bakımından da aslında isabetle bir hüküm değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına baktığımız zaman söz konusu siyasetçi ve yöneticiler olunca, olağanın üstünde, hatta sarsıcı derecede eleştirilere tahammül yükümlüğü söz konusu. Normal bir vatandaşa göre, siyasetçilerin daha ağır eleştirilere katlanması gerekiyor çünkü siyasetçiler, yöneticiler doğal olarak eleştirilirler. Bu nedenle cumhurbaşkanlarının özel bir korumaya sahip olması baştan yanlış.

Eğer cumhurbaşkanı herkesi isteği biçimde eleştirme,  hakaret etmeyi kendisinde görüyorsa siyasi muhataplarının  da  aynı derecede cevap verme hakkının olması gerekir. Yoksa birinin elinin bağlı boks maçına dönüşür.”

Beştaş:  Sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde 3658 kişi hakkında soruşturma açıldığı, kovuşturmaya başlandığı veya ceza verildiği istatistikler arasında

Konuyu yakın zamanda 4 Mart 2019 tarihinde mercek altına alan HDP’li Meral Danış Beştaş, Adalet bakanına yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, son yıllarda cumhurbaşkanına hakaret davalarında son derece çarpıcı boyutlara varan bir artış gözlemlendiğine dikkat çekiyor. Bu davalardan kaynaklı tutuklamaların da yasanın belirlediği cezanın üst sınırının üzerine çıkmış olduğuna dikkat çeken Beştaş, ”Sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde 3658 kişi hakkında soruşturma açıldığı, kovuşturmaya başlandığı veya ceza verildiği, sayıları günden güne artan pek çok kişinin de Cumhurbaşkanına hakaret suçunun CMK’nın 100/3 maddesi kapsamındaki katalog suçlardan olmamasına rağmen tutuklandığı kamuoyuna yansıyan istatistikler arasındadır” dedi.

Beştaş’ın önergesi ve bakana yönelttiği 18 maddelik sorusu şöyle:

“Bilindiği üzere son yıllarda cumhurbaşkanına hakaret davalarında son derece çarpıcı boyutlara varan bir artış gözlemlenmektedir. Son yıllarda pek çok yurttaş bu suçun muhatabı olurken bu davalardan kaynaklı tutuklamaların da yasanın belirlediği cezanın üst sınırının üzerine çıkmış olduğu gözlemlenmektedir. Halkın iradesinin doğrudan yansıması neticesinde seçilen Sayın Erdoğan döneminde “cumhurbaşkanına hakaret suçu”nu düzenleyen TCK-299 uncu hükmü çerçevesinde yasa maddesinin yürürlükte bulunduğu tüm süreç boyunca açılan dava sayısından fazla sayıda dava açılmış bulunmaktadır. Sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde 3658 kişi hakkında soruşturma açıldığı, kovuşturmaya başlandığı veya ceza verildiği, sayıları günden güne artan pek çok kişinin de Cumhurbaşkanına hakaret suçunun CMK’nın 100/3 maddesi kapsamındaki katalog suçlardan olmamasına rağmen tutuklandığı kamuoyuna yansıyan istatistikler arasındadır. Bununla beraber Anayasa’da da açıkça yer aldığı üzere bağımsız ve tarafsız olan hakimlerin bu davaların karar verme sürecinde bağımsız ve tarafsız olamadıkları gözlemlenmektedir”

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçildiği tarihten bu güne değin TCK-299 kapsamında toplam kaç kişi gözaltına alınmış, kaçı tutuklanmış, kaçı hüküm giymiştir? Hüküm giyenlerin ceza süreleri nelerdir?

- Halihazırda kaç kişi cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle cezaevindedir?

- Halihazırda kaç kişi hakkında TCK-299 kapsamında soruşturma başlatılmıştır?

- Başlatılan soruşturmalar neticesinde kaç kişi hakkında dava açılmış, kaç dosyada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir?

- TCK-299 hükmünden yargılanan kaç kişi beraat etmiş, kaç kişi ceza almıştır?

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçildiği tarihten önceki cumhurbaşkanları döneminde bu suç kapsamında kaç dava açılmış ve kaç kişi hakkında cezaya hükmedilmiştir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçildiği tarihten önceki on yıla ilişkin ve seçildiği tarihten sonraki yıllara ilişkin dava sayıları nedir?

- Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bu suç kapsamında kaç kişi hakkındaki şikâyet başvurusunu geri çekmiştir? Şikayet başvurularını geri çekmesinin ardından kaç kişi hakkında yeni şkayet başvuruları gerçekleşmiştir?

- Cumhurbaşkanına hakaret davaları özel bir merkezden mi takip edilmektedir? Bu konuda Bakanlığınızın üstlendiği rol nedir?

- Cumhurbaşkanına hakaret davalarının açılış süreci nasıl işletilmektedir? Hakaret olduğu tespit edilen fiiller hangi yöntemle tespit edilmektedir? Bu konuda çalışan kaç görevli bulunmaktadır?

- Cumhurbaşkanına hakaret davalarında davaların açılması ve yargılama müddetince hakim ve savcılar özel olarak izlenmekte midir?

- Cumhurbaşkanına hakaret davalarının soruşturma aşamasının akabinde kovuşturmaya yer olmadığına karar veren savcılara da dava açmaları yönünde bir baskı söz konusu mudur? Bu konuda cumhurbaşkanının avukatları tarafından HSK’ye şikayet edilen savcı sayısı ve HSK tarafından verilen ceza sayısı nedir?

- Cumhurbaşkanına hakaret davalarında “beraat karar” veren başka hakimler için de HSK tarafından yaptırım uygulanmış mıdır? Yoksa hakim Aydın Başar’a uygulanan yaptırım bir ilk midir?

- Hakim Aydın Başar’a HSK tarafından verilen ceza cumhurbaşkanına hakaret davalarına bakan hakimler için bir uyarı mıdır?

- Cumhurbaşkanının avukatları HSK’yi taraflı bir kurum olarak mı görmektedirler? Bir sanık hakkında verilen beraat kararı hakimi şikayet için bir sebep midir?

- Cumhurbaşkanının davalarına bakan hakimler HSK’nin baskı ve tehdidi ile mi görev yapmaktadırlar?

- Cumhurbaşkanının yapmış olduğu bir konuşmasında bir siyasetçiye yönelik olarak “açtığım bütün davaları kazanıyorum” ifadesi hakimlerin cumhurbaşkanına ilişkin davalarda tarafsızlıklarından ödün verdiklerinin bir itirafı niteliğinde değil midir?

- Hakim ve savcıların bu şekilde ağır baskılara maruz bırakılmaları Anayasa ihlali değil midir?

- Cumhurbaşkanına hakaret davlarına bakan hakimlerin verdikleri karar ağır yaptırımlara maruz kalıyorsa bu aynı zamanda hakimlerin diğer bütün davalarda da benzer baskıları yaşadıkları anlamına gelmiyor mu?

Kimler ne yaptı?

TCK 299’un kaldırılması konusunda, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Meclis’e verdiği kanun teklifinde, Cumhurbaşkanlığına hakaret suçunun milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisine seçilmeye engel olmaktan çıkarılmasını istedi.

Tanal, “Milletvekili seçilmek, seçimlerine aday olmak her vatandaşın anayasal hakkıdır. Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Cumhurbaşkanı olması hem parti genel başkanı olması kimsenin suçu değildir. Bu Sayın Erdoğan’ın tercihidir. Parti Genel Başkanını eleştirmek, vatandaşın elinden bu anayasal hakkı (Milletvekili seçilme) almamalıdır. Maksadı dışında kullanımlardan dolayı ve Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçildiği için Cumhurbaşkanına hakaret suçu milletvekili seçimine engel olmamalıdır” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra hem Cumhurbaşkanı hem Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan her eleştiri Türk Ceza Kanunu’nun Hakaret başlıklı 125. maddesinden değil, Türk Ceza Kanunu’nun Cumhurbaşkanlığına Hakaret başlıklı 299. Maddesiyle yargılanıyor. Eleştirilerin Cumhurbaşkanına ve Cumhurbaşkanlığını makamına, Cumhurbaşkanlığı makamının yaptığı işlere yönelik değil, bir parti genel başkanının siyaseten eleştirilmesine yönelik olduğunu söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, her eleştirinin TCK 299’dan (Cumhurbaşkanlığına Hakaret) yargılanmasının, hukuku suiistimal olduğunu kaydetti.

TCK 299’un yürürlükten kaldırılması için kanun teklifi verdi

CHP İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin de daha önce, onlarca insanın cezaevine girmesine neden olan Türk Ceza Kanunu’nun “Cumhurbaşkanına Hakareti” düzenleyen 299.maddesinin yürürlükten kaldırılması için kanun teklife verdi. Teklifin gerekçesinde, Cumhurbaşkanı için özel olarak düzenlenmiş olan 299. uncu maddenin yürürlükten kaldırılması halinde,’ Cumhurbaşkanının da toplumumuzun herhangi bir ferdi gibi eleştiri sınırlarını aşar mahiyette bir eylemle karşı karşıya kaldığında tüm hukuki haklarını kullanabileceğinin sabittir’ denildi.

--

Türkiye’de ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçuyla 53 gazeteci hakkında mahkumiyet kararı verildi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer,  10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde basın özgürlüğünün içinde bulunduğu duruma ilişkin, “Gazetecileri Bekleyen Tehlike: Kesinleşen  Mahkumiyetler” başlıklı bir rapor hazırladı. 2018 yılında da basın özgürlüğüne vurulan kelepçe  çözülmediği vurgulanan raporda, gazetecilerin milyon liralık tazminatlar, rekor sayıda işsizlik,  müebbet hapis cezalarıyla karşı karşıya olduklarına  dikkat çekildi. Çakırözer’in, “Gazetecilik faaliyeti tutuklama sebebi” başlığıyla verdiği rakamlara göre, 2015 yılının sonunda 31 olan tutuklu gazeteci sayısı, 2018 sonunda neredeyse 5 katına çıktı.  Aralık ayı itibariyle cezaevindeki tutuklu gazeteci sayısı 145’e ulaştı. Gazetecilere ilişkin baskılar devam ederken 2018 yılının ilk 11 ayında 112 gazeteci gözaltına alındı.